‘Tedbir Genelgesi üniversitelileri toplumdan izole ediyor’

  • 09:04 8 Eylül 2022
  • Güncel
Melike Aydın
 
İZMİR - Güvenlik ve Barınma Tedbirleri Genelgesi’nin örgütlenme hakkının gaspı anlamına geldiğini ifade eden Öğrenci Faaliyeti üyesi Elif Küçükakgül, iktidarın makul öğrenci yetiştirme çabasına karşı mücadele edilmesi gerektiğini belirtti.
 
İçişleri Bakanlığı 11 Ağustos’ta Üniversitelerde Güvenlik ve Barınma Tedbirleri Genelgesi yayınladı. Genelgeye göre her akademik yıl öncesi valiler başkanlığında üniversite yöneticileri ve güvenlik amirlerinin katılımıyla “Üniversitelerde Huzur ve Güveni Artırma İl Komisyonları” kurulacak. “Örgütler ile iltisaklı olduğu değerlendirilen” ibaresi yer alan genelgede öğrenci kulüpleri ve kadın platformlarının hedef alınması dikkat çekti.
 
Genelgenin üniversitelilerin toplumsal meselelere karşı izole etmeyi, sermayeye ucuz işgücü yetiştirmeyi amaçlayan iktidarın baskı aracı olduğunu ifade eden Öğrenci Faaliyeti üyesi Elif Küçükakgül, seçim öncesi krizde olan iktidarın örgütlenme hakkını gasp ettiğini belirtti.
 
Memlekete yapılan üniversitelere de yapılıyor
 
AKP iktidarının özellikle Boğaziçi direnişi sürecinden sonra öğrenci hareketlerini hem sokakta hem de kampüs içinde bastırmaya çalıştığını ifade eden Elif, genelge ile AKP iktidarının açıktan üniversite bileşenlerine ve onların iradesine saldırmasının yolunun açıldığını vurguladı. Elif, ülkede olanlara üniversitelerden ses çıkarılmasının engellemeye çalışıldığını dile getirirken, “Üniversiteliler ve öğrenci hareketleri toplumun en dinamik yapıları, memleketin minyatürü gibi. Ülkede ne oluyorsa bu üniversitelere de yansıyor. Kürt illerine atanan kayyım neyse üniversitelere de kayyım aynı zihniyetle atanıyor. Bu aslında iradeye yapılan bir saldırı. AKP iktidarının kurumsallaştırdığı saray rejimi memlekete ne yapmaya çalışıyorsa aslında kayyım rektörlerle üniversitelere de yapmaya çalıştığı bir hal var” şeklinde konuştu.
 
‘Toplumdan yalıtma çabası, örgütlenme hakkına saldırı’
 
Üniversitelerin memleketten bağımsız düşünülemeyeceğini dolayısıyla ülke sorunlarının üniversiteleri de ilgilendirdiğini vurgulayan Elif, “Üniversiteliler okuduktan sonra illa ki bu memleketin bir parçası olacak ve memleketi ilgilendiren meselelere dair söz söyleme hakkına şu andan da sahipler. O nedenle AKP iktidarının özgürlük gaspları, kayyım atamaları, yayınladığı bu genelge, üniversitelilerin hem bugün hem de ilerideki örgütlenme özgürlüğüne de bir saldırı. Kadın kulüplerinin, LGBTİ+ kulüplerin kapatılması, bunların faaliyetlerine izin verilmeyeceğinin söylenmesi, kapılara x-ray cihazlarının konması, hatta ve hatta istihbaratın artırılacağı vs. söyleniyor. Bunlar tamamen bir araya gelinmesi ve ülke meselelerine ses çıkarılmasının engellenmesinin ve üniversitelerin memleket meselelerine dair mücadele etmesinin önünü kapatacak bir mesele aslında” sözlerine dikkat çekti.
 
‘İktidarın seçim öncesi yaşadığı krizinin yansıması’
 
Elif, seçim öncesi bir kriz içinde olan iktidarın, bu nedenle de saldırıların boyutunu arttırdığına işaret etti. Elif, “Saldırı boyutunun düzeylerini yalnızca üniversitelere değil her kesime yönelik artırmaya çalıştılar. Konser yasakları, festival yasaklarıyla ve daha birçok yasakla özgürlüklere saldırıyorlar. Kendilerinin krizlerini de üniversiteler de bu genelgeyle yansıtmaya çalışıyorlar” dedi.
 
Farklı düşünene ‘terörist’ yaftası
 
İktidarın üniversitelerde sermayenin ve patronların kullanabileceği bir kesim yaratmayı amaçladığını dile getiren Elif, şunları ekledi: “Şu anda üniversiteliler nasıl ucuz iş gücü olarak görülüyorsa krediyle ya da bursla geçinemiyorsa ileride de aynı durum tekrar yaşanacak. Çünkü para belli bir kesimin elinde ve o kesimin de kimler olduğunu biliyoruz. Makbul öğrenci tanımları da, aslında bu meselelere ses çıkarmayan öğrenci profili çıkarmak istiyorlar. Buradan doğru makbul kadın, makbul öğrenci yaratmak istiyorlar. Hali hazırda kendilerinden farklı düşünen kim varsa terörist yaftalamasında bulunuyorlar. Elbette ki üniversiteliler makbul öğrenci kalıplarına sığmayacaktır, kıracaktır.” 
 
Gelecek mücadelesini bugünden vermek
 
Üniversitelilerin iktidarın bu baskısına karşı hep beraber kampüslerden sokaklardan doğru ses yükseltmesi gerektiğinin altını çizen Elif, “Genelge ilk elden üniversiteleri ilgilendiriyor. Ancak liselileri de, anne babaları da üniversiteye hazırlananları ve mezunları da etkiliyor. Bu salt üniversitelere yapılan saldırı ama yarın başka bir alana saldırmayacağı anlamına gelmiyor. İşçi hareketine de saldırısı var, öğretmenlere, Cumartesi Anneleri’ne saldırıyorlar, Kürtlere kadınlara LGBTİ+lara, her kesime saldırıyorlar ve saldırılarını da artırıyorlar. Aslında toplumun her kesimini ilgilendiren bir meseledir. Gelecek mücadelesini bugünden vermek toplum için önemli” ifadelerini kullandı.
 
‘Birlikte mücadele edeceğiz’
 
Bu meselenin toplumun her kesimini ilgilendirdiği bilinciyle üniversitelilerle beraber ses çıkarılması gerektiğini belirten Elif, “Özgürlüğümüz ve geleceğimiz için kampüslerden sokaklara taşarak bütün üniversiteliler ve üniversite bileşenleri olarak geleceğimiz için mücadele edeceğiz” dedi.