Cenazenin torba ile verilmesine tepki: Kürtler boyun eğmeyecek

  • 09:04 2 Eylül 2022
  • Güncel
 
Sema Çağlak
 
ŞIRNAK - Hakan Arslan’ın cenazesinin torba içerisinde ailesine verilmesine tepki gösteren Şırnaklı kadınlar, o görüntülerin unutulmayacağını belirterek Kürtlerin boyun eğmeyeceğini söyledi. 
 
Diyarbakır’ın Sur ilçesinde 2016 yılında katledilen Hakan Arslan’ın cenazesi 7 yıl sonra bir torba içerisinde geçtiğimiz günlerde ailesine verildi. Hakan’ın cenazesinin bu şekilde aileye verilmesine ilişkin tepkiler sürerken, Şırnak’ın Silopi ilçesindeki kadınlar da yaşananlara tepki gösterdi.
 
‘Unutmayacağız’
 
Silopi Barış Anneleri Meclisi Üyesi Emine Özek, Hakan Arslan’ın cenazesinin bir torba içerisinde babasına verildiği görüntülerin gözünün önünden gitmediğini söyledi. Emine, “Biz çocuklarımızdan ve halkımızdan sorumluyuz. Yıllardır bu faşist devlet çocuklarımızı öldürüyor, tünellere, betonlara gömüyor, işkence ediyor. Dün sabah oğlum bana telefonda ‘Anne o babanın elindeki torbadaki nedir’ dedi. Birlikte izledik. Anladık ki oğlunun kemikleri ile adliyeden çıkıyor. Onu gördüğümde için yandı. O aile yıllardır oğlunun kemiklerinin peşinde. 7 yıl sonra böyle bir acıyı nasıl aileye reva görüyorlar. Bu ne hukuka ne adalete ne de vicdana sığar. Bizler ne o babanın acısını unuturuz ne de oğlunun kemikleri kargo ile gönderilen Halise anayı. Bu anneye sen yalnız değilsin diyorum. Bu zulme karşı hissettiklerimiz kelimelerle anlatılamaz. Ama inanıyorum ki biz kazanacağız. Biz anneleri ve babaları yalnız bırakmayalım” diye konuştu. 
 
‘Kürt halkı boyun eğmez’
 
Kürt halkının bu baskı ve zulme boyun eğmeyeceğini vurgulayan Emine, şöyle dedi: “Türk devletine sesleniyorum; bize boyun eğdiremez. Sizden korkmuyoruz ve biz kazanacağız. Bu toprak bu ülke bizim. Kürtler bir yere saldırmamış ve kimsenin hakkını elinden almamış. Kürtler kendi topraklarında öldürülüyor. Bizi ne kadar öldürseler de boyun eğmeyeceğiz ve mücadelemiz sürecek. Annelerimize onların mücadelelerini sürdüreceğimin sözünü veriyoruz. Yine o Sêmalka’da günlerce KDP’nin elindeki cenazelerini almak için bekleyen annelerin yanındayız. Yalnız değiller. Biz halkımızın yanındayız. Sonuna kadar kendi topraklarımızda olacağız ve davamızın takipçisi olacağız. Ne olursa olsun çocuklarımızın ve halkımızın yoldaşıyız.”
 
‘Sabrımız kalmadı’
 
Silopi’de katledilen Pakize Nayır’ın annesi Behiye Nayır da, Hakan Aslan’ın babasının acısı bütün Kürt halkının acısı olduğunu söyledi. Behiye, “Ailenin acısını paylaşıyoruz ve bu vahşeti kınıyoruz. O babanın acısı tüm Kürt halkının acısıdır.  O görüntüyü gördüğümüzde içimiz yandı. Yine oğlunun cenazesi kargo ile gönderilen Halise ana da aklımızdan çıkmıyor. Onları unutmuyoruz. Dünyanın hiçbir yerinde bu zulüm yok.  Bu ne Müslümanlık ne de adalettir. Bu aileye böyle bir acıyı yaşatmayı vicdanları nasıl kabul ediyor. Onların çocukları da var. İçleri nasıl rahat ediyor? Bu acılara artık tahammülümüz yok, sabrımız kalmadı. Tüm dünya Kürtlere yaşatılan bu acıları görsün ve sesini çıkarsın” dedi.   
 
‘Bu zulmü kabul etmiyoruz’
 
Artık anne ve babaların yüreğinin yanmasını istemediklerini belirten Behiye, şöyle dedi: “Artık bu zulmü ve acıları yaşamak istemiyoruz. Nerede bir insan acı çekiyorsa biz onu içimizde hissediyoruz. Çocuklarımız büyük bedeller verdi.  Yaşamlarını yitirdi. Biz evlat acısı yaşadık ve artık Kürt anne ve babalarının yüreğinin yanmasını istemiyoruz. Bizler Kürt olduğumuz için bize bu zulmü yaşatıyorlar. Biz Kürt’üz ve bunu inkar etmiyoruz. Tükler ve Kürtler kardeştir diyorlar. Bu kadar acılara karşı nasıl kardeş olunacak? Bu zulmü kabul etmiyoruz ve buna karşı sesimizi yükseltmeliyiz. Artık hiçbir Kürt ailesinin yüreğinin yanmamasını umuyoruz.”
 
‘Cenazeler üzerinden ailelere işkence yapılıyor’
 
Mezopotamya Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma Dayanışma ve Kültür Derneği (MEYA-DER) Şırnak Yöneticilerinden Leyla Alkay da 1990’yı yıllardan bu yana cenazeler üzerinden Kürtlere işkence yapıldığını belirtti. Leyla, “Bu acı üzerine insan bir şey diyemiyor. Ailelerle ne dertleri var? Cenazelere saygı gösterilmeli. Ailelere böyle işkence edilmesi kabul edilemez. 7 yıl önce yaşamını yitiriyor ve  sonra çocuğunun kemiklerini babasının eline veriyorlar. Tüm Kürt ailelerin yüreği yanıyor. Bu şekilde Kürtlerin hakkı torba içindeki kemiklerdir deniyor. Adliyeden kemiklerle çıkan babanın görüntüleri unutulmaz. 90’lı yıllardan bu yana böyle Kürtlerin cenazeleri üzerinden işkence ediyorlar” ifadelerini kullandı.