‘Mücadelemiz gerçek barış ve özgürlük için’

  • 09:01 30 Ağustos 2022
  • Güncel
 
Yara Kendeş
 
KOBANÊ - Yaklaşan 1 Eylül Dünya Barış Günü’ne ilişkin konuşan Fırat Bölgesi Yönetimi’nden Emine Bekir, dünyada gerçek barışın hala pratikte yaşanmadığını belirterek, mücadelelerinin gerçek barış ve özgürlükte ısrar için devam ettiğini söyledi. 
 
İkinci Dünya Savaşı’nın başladığı ve 5 yıl sonra aynı tarihte biten 1 Eylül, Dünya Barış Günü olarak karşılanıyor. Aradan geçen yıllar içerisinde savaş ve çatışmalar dünyanın birçok yerinde farklı şekillerde sürüyor. Savaşın en yoğun yaşandığı merkezlerin başında da Ortadoğu coğrafyası geliyor. Savaşın yaşandığı bölgelerin başında da Kürtlerin coğrafyası geliyor.  
 
Yaşanan savaş ve çatışmalara ilişkin Kuzey ve Doğu Suriye’nin Fırat Bölgesi Yönetimi’nden Emine Bekir değerlendirmelerde bulundu. 
 
20’inci yüzyıldaki parçalanma bu yüzyılda da devam ediyor
 
İkinci Dünya Savaşı sonrasında 1 Eylül’ün, Dünya Barış Günü olarak tanımlandığını belirten Emine, “Dünyada büyük bir savaşın sonunda tüm dünyada bir barış ihtiyacı doğdu. Bu temelde sembolik olarak 1 Eylül, Dünya Barış Günü olarak ilan edildi. Egemenlerin ırkçılık ve ayrımcılıkla toplumda bir eşitliğin sağlanması ihtiyacı doğdu. Ancak yaşanan savaşa rağmen hala daha pratikte bir barış gerçekleşmiş değil. Özellikle Ortadoğu’da  ve tüm dünyada büyük bir karmaşa var. Nasıl ki 20’nci yüzyılda tüm dünyada bir parçalanma yarattılarsa bugün 21’inci yüzyılda da aynı tarihin tekrarlandığını görüyoruz. Aynı şekilde halklar, uluslar arasında bir parçalanma yaşatılıyor. Bu yüzden nasıl ki barışın temeli atılmışsa bunun gereğinin pratikte de yerine getirilmesi gerekiyor” diye konuştu. 
 
'Demokratik Ulus' projesi
 
Tek dil, tek din, tek renk, tek ulus ve tek bayrak anlayışı ile kendilerini örgütleyen devletlerin ve iktidarların yeniden aynı şekilde kendilerini örgütlediklerini söyleyen Emine şöyle devam etti: “Bugün Ortadoğu’da sürdürülen savaşın özünün gerçekte tek ulus zihniyeti üzerinden yürütüldüğünü görüyoruz. Bu zihniyet Ortadoğu sorunlarına çözüm olmuyor. Ancak Önder Apo 'Demokratik Ulus' projesini geliştirdiğinde bunun Ortadoğu ve tüm dünya için bir pratikte bir model olduğunu gördük. Toplumda değişim ve dönüşüm yaşandı. Yine tarihe baktığımızda tarihsel dönemler içinde de neolitik topluma baktığımızda insanların özgürce ve huzur içinde yaşadığını görüyoruz. Katliam, birbirine karşı savaş yoktu o süreçte, bunu görüyoruz. Eşitlik, özgürlük, barış temelinde yaşam ve birbirini koruma vardı. Tarihi doğru temelde okuduğumuzda , doğru tarih okuması budur. Önder Apo da bu yüzyılda 'Demokratik Ulus' projesini geliştirerek Ortadoğu halkları ve dünyaya örnek olarak önerdi.”
 
‘Suriye’deki güçler kendi çıkarlarına göre hareket ediyor’
 
Suriye’de bir değişim iddiasıyla savaşın başladığı sürece dikkat çeken Emine, “Suriye’de savaş başladığında bunun bir devrim için olduğunu söylediler. Sistemi değiştirmek, demokratikleşmek için dediler. Ama neler yapıldı, insanlık için? Gerçekten de bu topraklarda bulunan tüm güçler kendi çıkarları için hareket ediyor. 11 yıldır Suriye’de yaşanan krize doğru bir çözüm getirmiş değiller. Tam tersine el atanların tümü kendi çıkarları için çalıştı. Örneğin işgalci Türk devleti, sınırlarını koruma ve Suriye devrimine destek adı altında direkt olarak saldırdı. Halk topraklarından göçertildi. Demografya değiştirildi. Halk katliamdan geçirildi. Buna karşılık diyebiliriz ki, Kuzey ve Doğu Suriye’de hayata geçirilen proje halklar ve toplum için en doğru projedir. Bunun dışındakilerin hiçbiri bu topraklarda yaşayan halkların çıkarını temsil etmiyor” ifadelerini kullandı. 
 
‘Tarihte olduğu gibi saldırıların amacı aynı’
 
Suriye’de kendilerinin verdiği mücadelenin tüm halklar için olduğunu söyleyen Emine, 2023 yılına yaklaşıldığını hatırlattı. Emine şöyle dedi: “2023 yılına doğru gidiyoruz. Kürdistan’ı 4 parçaya bölen antlaşmanın üzerinden 100 yıl geçiyor. Bugün bu politikanın devamını yürütüyorlar. Ancak farklı yol ve yöntemlerle yaşanan sorunları derinleştirmek istiyorlar. Şu anda tüm Kuzey ve Doğu Suriye’de Kürtlerin bulunduğu bölgelere saldırılar var. Bu saldırıların amacını biliyoruz. Kürdistan’ın tüm parçalarında Kuzey’de, Güney’de, Doğu’da Rojava’da mevcut devletlerin kontrolünün devam etmesini istiyorlar. Tarihten bu güne olduğu gibi aynı amaçla saldırılar yapılıyor. Efrîn halkının göç ettirilmesiyle orayı işgal ettiler. Onların yerine çeteleri ve diğer halkları yerleştirdiler. Demografyayı değiştirdiler. Kürtleri yeniden parçalıyorlar. Halkın barış ve özgürlük için mücadele etmesini istemiyorlar. Yine  bileşenlerin birbirinden uzaklaşmasını amaçlıyorlar.” 
 
Barışçıl yaşamda ısrar
 
Göçertme, saldırı, katliamlara rağmen Kürt halkının yine de halkların kardeşliği için mücadele ettiğini dile getiren Emine, huzurlu, barışçıl bir yaşam için ısrar ettiklerini söyledi.