‘Üniformalı’ şiddetine karşı çözüm: Özsavunma

  • 09:18 26 Ağustos 2022
  • Güncel
VAN - Firdevs Babat’ın ve Leyla Karaaslan’ın katledilmesine tepki gösteren kadınlar, dayanışmayı büyütme çağrısında bulundu. Kadınlar, “üniformalı’ şiddetine karşı özsavunma mekanizmalarının geliştirilmesi gerektiğini vurguladı. 
 
Bölge kentlerinde özel savaş politikaları kapsamında kadınlar ve çocuklar hedef alınmaya devam ediliyor. Kadın ve çocukların katliam, taciz, tecavüz ve benzeri uygulamalara maruz kalmasına iste tepkiler büyüyor.  
 
Şırnak’ın Uludere ilçesinde bağlı Şenoba köyünde 2 gün boyunca kayıp olan 17 yaşındaki Firdevs Babat, 20 Ağustos günü Hezil Çayı’nda katledilmiş halde bulundu. Bedeninde darp izleri olduğu tespit edilen Firdevs’in faili Ahmet Babat tutuklanırken, failin korucu olan abisi Ramazan Babat ise bir çocuğa tecavüz suçundan tutuklandı. 
 
Yine Şırnak’ın İdil ilçesinde 24 Ağustos günü Leyla Karaaslan ve 3 çocuğu, evli olduğu Hasan Karaaslan tarafından katledildi. 
 
Erkek devlet şiddetinin giderek tırmandığı kentlerden biri olan Şırnak’ta yaşanan katliamlara karşı Van’da mikrofonumuza konuşan kadınlar, özel savaş politikalarına karşı dayanışmayı büyütme çağrısında bulundu. 
 
‘Adaleti biz kadınlar getireceğiz’
 
HDP Tuşba İlçe Eşbaşkanı Hanım Akkuş, bölgede artan korucu şiddetine dikkat çekti. Hanım, “Firdevs Babat, genç bir arkadaşımız. O köyde erkek eliyle katlediliyor. Aile tehdit ediliyor. Bu, aslında Türkiye’de özellikle savaş politikalarının bir sonucudur. Kadınların ve çocukların öldürülmesi ve taciz edilmesine baktığımızda fail korunuyor. Katil korunduğu zaman kadın cinayetleri daha da çoğalıyor. Bakıldığı zaman bugün sayısızca siyasi kadın cezaevinde, Musa Orhan gibi katiller dışarıdalar. Ve onlar korunuyor. O yüzden de kadınlar katlediliyor. Gün geçtikçe kadınlara, çocuklara tecavüz ediliyor ve öldürülüyorlar. Bu  ataerkil sisteme karşı mücadelemiz sonuna kadar devam edecek. Bu ülkeye biz kadınlar adaleti getireceğiz” dedi. 
 
‘Bana bir şey olmaz’ diyen failler 
 
“Kürdistan’da devletin verdiği silah ve üniformadan güç alan erkek, kadına şiddet uyguluyor, katlediyor” diyen STAR Kadın Derneği üyesi Serap Güneç ise şunları dile getirdi: “Geçtiğimiz aylarda Çatak’ta, Başkale ilçemizde, Şırnak’ta, Cizre’de özellikle devletin korucuları, devletin kolluk güçleri tarafından onlarca çocuk istismar edildi, kadınlar katledildi. Erkek o kadar kendisinden emin, ‘bunu yapacağım, ama karşılığında hiçbir ceza almayacağım’ güvencesiyle bu suçu alenen işliyor. Erkekler, devletin verdiği destekle çok rahat davranabiliyor. Bunun en basit örneği, Musa Orhan gözaltına dahi alınmadı.” 
 
Şiddete karşı tek çözüm: Özsavunma mekanizmalarıdır
 
AKP-MHP ittifakının kadın düşmanı, Kürt düşmanı politikaları üzerinden iktidarını sürdürmeye çalıştığını kaydeden Serap,  “Bölgede madde bağımlılığı günden güne artıyor. Fuhuş ve yine basından takip ettiğimiz ajanlaştırma politikaları ile kadına yönelik şiddet de günden güne artıyor. Failler tutuklanmak yerine ‘iyi hal’ indirimleri, cezasızlık politikaları ile serbest bırakılıyor. İstanbul Sözleşmesi, kadınlara yönelik her türlü şiddete karşı  bir insan hakları sözleşmesiydi. Bu sözleşmeden çekilme kararı, parlamentoda kadın örgütleri ile istişare edilmeden bir gece yarısı alınan kararla feshedilmişti. O kadar hukuka aykırı bir sistem ki, alınan kararla sadece kadınlara değil, tüm bireylerin yaşam hakkı savunma mekanizmaları ciddi bir tehlike altında” ifadelerini kullandı. Serap, şiddet karşı tek çözümün ise özsavunmanın her alanda güçlendirilmesi olduğunu vurguladı. 
 
‘Devlet tarafından korunuyorlar’
 
Şiddetin artmasını AKP-MHP ittifakını politikalarına bağlayan Tevgera Jinên Azad (TJA) aktivisti Ayşe Mİnaz ise şunları dile getirdi: “İstanbul Sözleşmesini iptal  edilirken, bölgede yaşayan kadınların yaşam hakları da rafa kaldırılmış oldu. Özellikle son dönemlerde yaşanan kadın cinayetleri ile birlikte şöyle bir durum açığa çıktı; bunların hepsi özel seçilmiş üniformaların şiddetiyle katlediliyor. Daha önce de Gülistan Doku örneğinden de alışık olduğumuz, İpek Er’de de olduğu gibi hala devam ediyor, Şırnak’ta Firdevs Babat’ın ölümüyle sonuçlanan bir durum açığa çıkıyor. Bunların hepsinin öldürme aletleri ortak. Devlet tarafından korunan erkeklerin ve üniforma şiddetinin bir sonucu olarak açığa çıkıyor.” 
 
‘Ne kadar susarsak o kadar öleceğiz’
 
Kadınlara çağrıda bulunan Ayşe, “Bizler ne kadar susarsak o kadar öleceğiz. O yüzden hep birlikte TJA kimliğimize sahip çıkarak, örgütlenerek sokak sokak kadınlarımızı bilinçlendirerek hep birlikte bu cinayetleri durdurabiliriz. Eğer biz yalnız bırakırsak daha çok kadın ölür” diyerek olası tehlikeye işaret etti.