Meral Danış Beştaş: Hapishanelerde işkence olağanlaştı

  • 11:09 18 Ağustos 2022
  • Güncel
DİYARBAKIR - Adalet Nöbeti’nin 275’inci gününde adliye önünde bir araya gelen tutsak yakınları bir kez daha adalet talebinde bulundu. Nöbette konuşan HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, cezaevlerinde işkencenin olağanlaştığının altını çizerek, “Bu ülkede Türkler ve Kürtler eşit değil derken; her siyasi partiye yaklaşım bir değil derken bunun resmini Aysel Tuğluk ve Çevik Bir ile çizmiş oldular” dedi.
 
Hasta ve infazı yakılan tutsakların serbest bırakılması talebiyle yakınlarının Diyarbakır'da başlattığı Adalet Nöbeti, 275’inci gününde Diyarbakır Adliyesi önünde yapılan açıklama ile devam etti. Tutsak yakınlarına destek vermek amacıyla Halkların Demokratik Partisi (HDP) Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), Medeniyetler Beşiğinde Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma Dayanışma Birlik ve Kültür Derneği (MEBYA-DER), Med Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Hukuki ve Dayanışma Dernekleri Federasyonu (MED TUHAD-FED), Tutuklu Hükümlü Aileler ile Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (TUAY-DER), Mezopotamya Dil ve Kültür Araştırmaları Derneği (MED-DER) katıldı.
 
‘Bijî berxwedana zindana’
 
Yaklaşık 10 aydır Adalet Nöbeti’nde olduklarını söyleyen tutsak yakını Reşahat Ada, tutsakların sürgün ve işkence ile terbiye edilmeye çalışıldığını söyledi. Reşahat, “Cumhurbaşkanı, Adalet Bakanı ve tüm yetkililer ellerini vicdanlarına koysunlar. Salgın var, tutsaklarımızın testi pozitif çıkıyor. Avukat gönderiyoruz, ancak tutsaklar ile görüşemiyorlar. Çocuklarımızın tedavisi yapılsın. Kanımızın son damlasına kadar tutsaklar ile birlikte direneceğiz. Herkes eylemimize destek versin. Bijî berxwedana zindana” dedi. 
 
‘Hapishanelerde işkence olağanlaştı’
 
Ardından söz alan HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, 275 gündür eylemde olan tüm annelerin mücadelesini selamladı. Aynı şekilde İstanbul, İzmir ve Van’da eylemde olan tüm anneleri de selamladığını ve mücadelelerini kutladığını ifade eden Meral, “Cezaevlerinde yaşanan sorunlar Türkiye’nin dört bir yanını sarmış durumda. Sadece Diyarbakır’da değil; Tekirdağ’dan Bolu’ya Bolu’dan Van’a, Hatay, Mersin ve diğer tüm illerde. 84 milyon kişiyi ilgilendiren bir sorun haline geldi. Bugün hapishanelerde işkence, cinayetler, ölümler olağanlaştı. Hasta tutsakların tedavi edilmemesi olağanlaştırılmaya çalışılıyor. Bunları asla kabul etmiyoruz. Türkiye’de artık bir hukuk devleti yoktur. Onlar istedikleri gibi hukuk desinler. Ancak bir tek adam rejimi vardır” diye belirtti. 
 
‘Türkiye’de direnen milyonlarca yurttaş var’
 
AKP Grup Başkanvekili Bülent Turan’ın “Eğer diktatörlük olsa, seçim mi olur?” söylemini hatırlatan Meral, “İnsanın gülesi geliyor. Diktatörlük olduğu için insanlar konuşamıyor. Hapishaneler tıklım tıklım. Gazeteciler, kadınlar, siyasetçiler ve düşüncelerinden kaynaklı binlerce kişi hapishanelerde. Diktatörlük tam da budur Sayın Bülent Turan. Seçimleri bile binbir hile ve hurda ile yapmak için yandaş basının tamamını bugün devreye koymuş durumdasınız. Türkiye’de demokrasiye inanan milyonlarca yurttaş var. ‘Cezaevleri bir ülkenin aynasıdır’ derler.  Cezaevlerinde yaşananlar o toplumda yaşananları anlatır. Cezaevleri devletin gözetimi altında olan mekanlardır. Orada bir mahpusun tırnağı kanarsa cezaevi yönetiminin, savcılığın, bakanlığın ve iktidarın sorumluluğudur. Cezaevlerinde her gün ölümler oluyor. Her gün cenaze geliyor. Daha geçen gün DBP Batman İl Eşbaşkanı Mehmet Candemir geçirdiği kalp krizi nedeniyle cezaevinde yaşamını yitirdi” diye konuştu.
 
‘Mehmet Emin Özkan’ın bu topluma ne gibi bir zararı olabilir?’
 
Son 8 ayda 48 tutsağın yaşamını yitirdiğini hatırlatan Meral şunları söyledi: “Yüzlerce hasta mahpus adım adım ölüme gidiyor. Mehmet Emin Özkan Diyarbakır Cezaevi’nde kalıyor, ancak artık yürüyemiyor. Mehmet Emin Özkan’ın bu topluma ne gibi bir zararı olabilir? Hala tutuklu hükümlü bile değil. Mücadele arkadaşımız Sayın Aysel Tuğluk bu ülkede iki defa milletvekilliği, eşbaşkanlık ve kadın mücadelesi alanında çalışma yürütmüş biridir. Aysel Tuğluk demans hastasıdır. AYM en son Aysel Tuğluk’un hastalığını kabul ederek, hakkında ihlal kararı vermedi. Ama Çevik Bir Türk’ü, askerdi bundan kaynaklı ilk başvuruda tahliye edildi. Bundan kaynaklı bu ülkede Türkler ve Kürtler eşit değil derken; her siyasi partiye yaklaşım bir değil derken bunun resmini Aysel Tuğluk ve Çevik Bir ile çizmiş oldular. Madımak katliamının faili ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası almıştı. Ancak yaşlıdır diye Cumhurbaşkanı affediyor. Ama Ankara’da ölümle pençeleşen 73 yaşındaki Ehettin Kaynar tahliye edilmiyor. İşte bu düşmanlıktır, intikamdır.”
 
‘Devletlerin kıblesi hukuk olmak zorundadır’
 
“Devletler düşman olmaz” diyen Meral, şöyle devam etti:  “Devletlerin kıblesi hukuk olmak zorundadır. Ama bir yerde hukuksuzluk ve intikam başlamışsa orada hak ve hukuktan bahsedilemez. Ama uluslararası anlamda düşmanlığın bile bir hukuku vardır. Düşman Ceza Hukuku denilen bir şey Avrupa’da sıkça tartışılıyor. Bugün cezaevleri büyük bir baskı, işkence ve teslim alma politikaları ile yürütülüyor, yönetiliyor. Örneğin bu eylemde bulunan Nazime Boltan’ın oğlu Civan Boltan Bolu’da bulunuyor. Ve hasta tutsak listesinde bulunuyor. Nazime, oğlunu 4 yıldır göremiyor. İşkence sadece cezaevinde başlamıyor, haksız bir şekilde yakalanıyor, talimatlı bir şekilde cezalandırılıyor. Bununla beraber bakanlık farklı ve uzak bir cezaevine gönderiyor. Ancak şöyle bir durum var Diyarbakır’ın her tarafı cezaevi.”
 
‘Devletin içine çöreklenmişler’
 
Meral, tutsakların uzak cezaevlerine gönderilmesiyle ailelerin de cezalandırıldığının altını çizerek, “Diğer annelerimizin çocukları keyfi sebepler ile tahliye edilmiyorlar. İnfazları yakılıyor. Ama çocuk katillerini, tecavüzcüleri, çetecileri bırakıyorlar. İnfaz kanunları ile tahliye ediyorlar. Evet, bu ülkede büyük suç işlemek, çete kurmak suç değil. Sedat Peker her gün konuşuyor. İçişleri Bakanı canlı yayında Sedat Peker’e cevap verdi. Ve bugün onun bir tanesi bile soruşturulmuyor. Ancak bir slogan mı attı, biri bir paket sigara mı çaldı? Onu yargılarlar. Ama Mehmet Ağarları, Hasan Yeşilleri korurlar. Çünkü devletin içine çöreklenmişler” ifadelerini kullandı.
 
‘Biz kazanacağız’
 
Yüzlerce polisin adliye önünde konumlanmasını eleştiren Meral, “Aslında size de haksızlık yapılıyor. Türkiye’nin her yerinde basın açıklaması yapmak serbesttir. Anayasa’da, ‘herkes istediği yerde basın açıklaması yapabilir’ deniliyor. Yeter ki silahsız ve şiddetsiz olsun. Ancak binlerce insanı ihraç eden akıl, şu an tekrardan talimatla suç işlettiriyor. Am bu devran böyle dönmeyecek, bu suçu işleyenlerin hepsi Adalet Sarayı’nda sanık koltuğunda oturacak ve bizler de müdafi koltuğunda onlara hesap soracağız. Şimdiden kaçış planları yapmasınlar, halk onları sandıklara gömecektir. Açlık grevleri, hasta tutsakların durumu ve infazı yakılan tutsakların durumunu her zaman dile getireceğiz. İşkenceyi ve kötü muameleyi her yerde dile getireceğiz. Her yerde direneceğiz. Bizler haklıyız, bizler kazanacağız. Direnen tüm tutsaklara selam ve sevgilerimizi gönderiyoruz” diye konuştu.
 
Açıklama, “Bijî berxwedana  zindana”, “Hak, hukuk, adalet” sloganları ve alkışlarla sonlandı.