‘Kayyımların mobbing politikası yıldırmaya dönüktü’

  • 09:02 18 Ağustos 2022
  • Güncel
 
Medya Üren
 
DİYARBAKIR - Kayyım atanan belediyelerden biri olan Ergani Belediyesi’nde çalışan Rojda Kalkan, “Belediyede kadınların adını görmek istemiyorlar. Belediyeden ayrılmamız için bize mobbing uyguluyorlar ve haklarımızı çiğniyorlar. Karakol ve emniyeti bize temizletiyorlar. Sendikalı olmamamız için bizi işten çıkarmakla tehdit ediyorlar” dedi.
 
23 Mayıs 2020’de eşbaşkanları gözaltına alınarak yerlerine kayyım atanan Ergani Belediyesi, irade gaspına uğrayan belediyelerden biri oldu. Kayyım atanan diğer HDP belediyelerin de olduğu gibi burada da ilk pratikler kadın kazanımları olan kurumsallaşmaların kapatılması şeklinde gerçekleşti. Kadın dernek ve birimleri kapatıldı ve burada çalışanlar işlerinden uzaklaştırıldı. Tehdit ve mobbing gibi birçok zorlukla karşılaşan kadınlar, işlerini bırakmaları için güçlerini aşan zor işlerde çalıştırıldı. Sendikalı olmamaları içinde tehdit edildiler.
 
Özellikle kadın kazanımlarına yönelen kayyımın politikalarıyla yüz yüze kalan belediye çalışanı Rojda Kalkan yaşadıklarını anlattı.
 
‘Kadının adını bile istemiyorlar’
 
Rojda, kayyımın özellikle kadın kazanımlarına yöneldiğine dikkat çekerek, “Kayyım geldiğinde ilk önce kadınlara saldırdı. Ben kadın biriminde çalışıyordum. Ergani Belediyesi’nde 2 kadın birimi var. Kayyım geldiğinde polis eşliğinde ikisini de kapattı. Odalarımızın anahtarları istendi. Özel eşyalarımızı almamıza bile izin verilmedi. Kadın biriminde çalışan kadınlar başka birimlere gönderildi. Neyle karşı karşıya kaldığımızı anlayamadık. Özel bir yaklaşım vardı. Tuvaletine kadar bütün kadın yerlerini kapattılar. Belediyede kadın adının bile geçmesini istemiyorlardı. Kadına karşı düşmanlıkları bütün yaklaşımlarına yansıyordu” şeklinde konuştu.
 
‘Sabah 07.00’den 24.00’e kadar çalıştırıyorlar’
 
Kadınları ağır işlerde çalıştırarak yıldırma politikasının devreye konulduğunu kaydeden Rojda, “Çöp toplama işine ilk gönderilen kadınlardan biri de benim. Birimimiz kapatıldıktan sonra beni çağırdılar ve bana verilen işi söylediler. Bölgenin durumunun bilindiğini söyledim. Nasıl olur da ben sokaklarda ya da çöp arabasının üstünde çöp toplarım dedim. ‘Etraftaki söylemleri bir tarafa bırakalım da ben nasıl çöp konteynırını kaldırabilirim’ dedim. Yoksa işleri birbirinden ayırmak için değildi söylediğim. Ben evli olduğum insandan ayrıldım. Kendi ayaklarım üzerinde durarak iki çocuğumu büyütmeye çalışıyorum. Bugün bu işi sadece çocuklarım için yapıyorum. Benim için birimler fark etmez ama olumsuz anlamda bilinçli bir yaklaşım sergilendi. Beni daha sonra da park işine verdiler. Sabah 07.00’den akşam 24.00’e kadar çalıştırıldım” dedi.
 
‘İşi bırakmamız için ellerinden geleni yaptılar’
 
“Parkta çalışmanın şart ve koşulları oldukça zor” diyen Rojda, park işlerinde yaşadığı zorluklara şöyle değindi: “Beni parka yeni gönderdiklerinde elime makas verip ‘ağaçları budayıp düzelteceksin’ dediler. Ben bu kadar büyük bir makası kullanamayacağımı söyledim. O zaman da bana ‘sen işten kaçıyorsun’ dediler. Erkek çalışanlar diyordu; ‘biz bile zorlanıyoruz, kadın arkadaşlar nasıl yapacak.’ Saatlerce çalışıyorduk. Uyuşturucu kullanıcılarıyla muhatap olmak zorunda kalıyordum. Gün içinde 7 kere bizi kontrol ediyorlardı. Hangi işte bu kadar kontrol var?”
 
‘Karakolu bizi temizletiyorlar’
 
Mobbingin özellikle kadınlara dönük uygulandığına dikkat çeken Rojda, baskılar sonucunda istifa etmeye zorlandıklarını kaydetti. Rojda, “Kendi kendimize işi bırakmamız için ellerinden geleni yapıyorlardı. Bizi verdikleri çalışmaların şartlarını dile getirdiğimizde de karar budur diyorlardı. Bu yaklaşım özellikle bazı kişilerde daha çok belirgin oluyordu. Bizim belediyede çalışmamızı istemiyorlardı. Kadınlar adına bir şey bırakmadılar, bizim de kalmamızı istemiyorlardı. Bizimle ilgili olmayan işleri bile bize yaptırıyorlar. Birçok kere bizi karakol ve emniyete gönderdiler. Oraları da bize temizletiyorlardı. Bir şey de diyemiyorduk. Her itirazımızda bize verilen cevap belliydi. Ekonomik kriz var ve ihtiyaçtan kaynaklı bu işi bırakamıyorlar. Kadınların hepsi bu işe muhtaç oldukları için yapıyorlar. Kadınlar bu durumdan kaynaklı sorunlarını dile getiremiyorlar. Konuşurlarsa işten atılmaktan korkuyorlar” ifadelerini kullandı.
 
‘Bizi tehdit ediyorlar’
 
Çalışanların 3 tutanaktan sonra işten çıkarıldığını vurgulayan Rojda sözlerini şu şekilde sonlandırdı: “Müdür bizi tehdit ediyordu. Konuşanlar olursa onlara tutanak tutulacaktı. Fatma adlı bir arkadaşımız bu durumdan dolayı haksız ve hukuksuz bir şekilde işten atıldı. Onun atılması hepimiz için ayrı bir tehdit oldu. ‘Ses çıkaran olursa sonu böyle olur, işten atılır’ gibi bir mesajdı bu bize. Erkek arkadaşlara dönük uygulanan bir mobbing de vardı ama özellikle kadınlara uygulanan bir politikaydı. Öte yandan sendikalı olan kadınlara dönük tehditler var. Ben İŞ-SEN’e üyeydim, bu yüzden tehdit edildim. Mecburiyetten istifa ediliyor. Buna mecbursunuz diyorlar. Sendikadan ayrılmayı reddeden bir arkadaşımızı işten attılar. Kayyımla çalışılmıyor.”