Saliha Aydeniz: Kürt halkının kırmızı çizgisi Sayın Abdullah Öcalan’ın özgürlüğüdür

  • 19:19 6 Ağustos 2022
  • Güncel
DİYARBAKIR - HDP’nin İstasyon Meydanı’nda düzenlediği mitingde konuşan DBP Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz, “Kürt halkının kırmızı çizgisi Sayın Abdullah Öcalan’ın özgürlüğüdür. Biz buradan Türkiye’nin demokratikleşmesi için çözüm iradesi olan Sayın Abdullah Öcalan’dır” dedi. 
 
Halkların Demokratik Partisi (HDP) "Çözüm Biz’de Savaşlara ve Sömürüye Hayır" şiarıyla Diyarbakır İstasyon Meydanı'nda miting gerçekleştiriyor. Mitinge Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Bedran Öztürk, Tevgera Jinên Azad (TJA), Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz, HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar ve HDP milletvekilleri ile Rosa Kadın Derneği, bölge ve Diyarbakır’da bulunan sivil toplum örgütleri, çevre il ve ilçelerden Barış Anneleri Meclisi ve binlerce kişi katıldı. Alana HDP’nin mavi, kırmızı, sarı, yeşil, mor ve beyaz bayrakları ve “Kayyım siyasetine hayır”, “Anadil yasaklarına, kültürel kırıma hayır çözüm bizde”, Aysel Tuğluk’un fotoğrafının üstünde yer aldığı, “Tüm hasta tutsaklara özgürlük”, “Kadın yoksulluğuna hayır” ve “Ekolojik yıkıma hayır” pankartları asıldı. Binler sık sık, “Biji Serok Apo”, “Jin jiyan azadi” sloganlarını attı. 
 
‘Özgürlüğün sesi Amed’
 
Mitingde ilk olarak konuşan HDP Diyarbakır İl Eşbaşkanı Gülistan Atasoy, “Özgürlük tutkusu öyle güçlüdür ki işte İstasyon Meydanı ve Amed halkı bunun en güçlü örneğidir. Amed bugün tarih yazıyor. Hem savaş hem Kürt hem kadın düşmanlarına hem de tecritten medet umanlara öyle bir ders veriyor ki Amed, iyi ki varsın Amed. Ne savaş politikalarınız ne kumpas davalarınız hiçbir zulüm bizi yolumuzdan alıkoyamaz diyor Amed. Bugüne kadar bu güçlü iradeyi anlamayanlara bugün bir kere daha Amed ders veriyor. Bugüne kadar hala anlayamadıysanız işte meydan işte halk… Demokrasinin, özgürlüğün sesisin haydi Amed” dedi.
 
‘Yine gidip o asmada oturacaksınız’
 
Ardından konuşan Bedran Öztürk, binleri selamlayarak konuşmasına başladı. Bedran, PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerinde ağırlaşan tecride değinerek, “Tecridi ağırlaştırdığınızda bir karar aldınız. ‘Kürtleri katlederiz cezaevlerine atarız’ dediniz fakat bu planınız tutmadı. Amed bu meydanda bir kere daha size gösteriyor. Muhalefete çare Sayın Öcalan’dır diyoruz. Kürt halkı bugüne kadar eline geçtiği tüm imkanları direniş ile kazandı. Bu direnişe de devam edecek. Muhalefet aklını başına alsın helalleşme diyorlar Zilan, Dersim, Roboski katliamının hesabı verilmeyene kadar nasıl sizle helalleşeceğiz. Başta Kürt sorununun çözülmesi gerekiyor. 2013 ve 2015 yılları arasında Kürt halk önderi ile görüşme gerçekleştirdiniz. Fakat hesabınıza gelmediği için süreci ve çözümü bitirdiniz. Ne olursa olsun yine gidip o masada oturacaksınız çünkü başka yol yok. DTK adına hepinizi selamlıyorum” sözlerine yer verdi. 
 
‘Bu fikriyata sahip çıkacağız’
 
Miting Saliha Aydeniz’in konuşmasıyla devam etti. Saliha, bütün zorluklara, olumsuzluklara, engellemelere, sıcak havaya rağmen Diyarbakır ve bölge halkının iktidara güçlü bir ses vermek için İstasyon Meydanı’nı doldurduğunu ifade etti. Saliha, bütün zulümlere baskılara rağmen her koşulda ve durumda HDP fikriyatına sahip çıkmak için alanların doldurulduğuna dikkat çekti. Saliha, “Görün iktidarın karşısında diz çökmeyen bu halkın duruşunu, görün iradeyi. Selam olsun bu iradeye, selam olsun mücadele azmine. Bizler her koşulda HDP fikriyatının sahibi milyonlarca halk olarak sahip çıkacağız. Hiçbir kumpas ve kapatma davasının bu fikriyatı bitirmesine izin vermeyeceğiz. Her koşulda bu fikriyatın arkasında olacağız. Bu miting bunun kanıtıdır” şeklinde konuştu. 
 
‘Amaç kazanımları ilhak etmek’
 
Savaştan, baskıdan, kayyımdan beslenen bir iktidarın olduğunu vurgulayan Saliha, iktidarın yüzyıllık red, inkar ve asimilasyon politikalarından gücünü aldığını ve buradan aldığı güçle her yerde savaş ilan ettiğini kaydetti. Saliha, “Bugün Güney Kürdistan’da yürütülen savaşın tam da sebebi aslında bin bir emekle, bedelle elde edilen Kürt kazanımlarını ilhak etmek için sömürge politikalarını hayata geçirmek için Kürtleri ve Kürdistan’ı sömürge olarak yönetmek için sonuna kadar savaşa sarıldılar. Güney Kürdistan’da, Rojava'da savaş yapıyorlar her gün Maxmur’u, Şengal’i bombalıyorlar. Biz de buradan söylüyoruz bütün savaş politikalarınız hiçbir zaman tutmadı hiçbir zaman savaş politikalarıyla bu sorunu çözemediniz o yüzden bu savaş politikalarından vazgeçin. Bugün Güney Kürdistan’da yürütülen ilhak politikalarıdır. Zaxo’ya yapılan bombardıman bunun başka bir versiyonudur. Zaxo’ya yapılan saldırıyı şiddetle kınıyoruz. Zaxo’da yapılmak istenen aslında Güney Kürdistan’ı insansızlaştırmak ve Kürt kazanımlarını ayaklar altına almaktır. Bu yüzden her gün saldırıyorlar, kimyasallar kullanıyor ama nafile bu savaş 50 yıldır sürüyor. Bu savaştan tek bir adım ileri atamadınız. Bu savaştan Türkiye daha çok krizlerle ve kaosla karşı karşıya kaldı. Onun için çözüm savaş değildir” ifadelerini kullandı.
 
Saliha konuşmasına şu sözlerle devam etti:  
 
“Sadece Güney Kürdistan'da değil Şengal’de de saldırılar sürüyor. Buradan 73 ferman yaşayan Êzidi halkına bin selam olsun. Selam olsun Êzidî halkının direnişine Şengal halkının statüsüne. Bizler Şengal statüsünü elde edene kadar mücadele edeceğiz, Şengal halkının yanında olacağız. Şengal halkının statüsü mutlaka tanınmalıdır. 73 fermanda Şengal halkını korumayanlar bundan sonra da koruyamazlar. Bizler Şengal halkının yanındayız. Şengal halkının talepleri net ve açıktır. Bu talepler bir an önce tanınmalıdır. Hem bölgesel devletler hem de uluslararası güçler tarafından tanınmalıdır. Artık 74’üncü fermanın önü açılmamalıdır. Şengal halkını bir kez daha selamlıyorum.
 
Efrin ve Serekani’de ne yaptınız?
 
Güney Kürdistan'da sonuç alamayanlar kendine milliyetçi dalga oluşturup ayakta tutamayanlar bugün de Rojava'ya savaş açmanın hesaplarını oluşturuyorlar. Biz diyoruz ki Efrin de Serêkanî’de ne yaptınız da bundan sonra da gidip Rojava’da Suriye'de aynı şeyi yapmanın derdine düşmüşsünüz. İşte Efrin’de, Serêkanî de Girêspî de nasıl çetelere peşkeş çektiğiniz ortadayken Suriye’ye ve Rojava’ya savaş açmak bu ülkenin daha fazla kriz yaşaması demektir. Biz bu savaşların karşısında duracağız bu savaşları kendi bekaları için açıyorlar. Bugün Rojava’dan tek bir çakıl taşı buraya atılmamışken kendi bekaları için savaş planlarını gündeme alıyorlar. Bu iktidarın topluma vereceği tek bir şeyi yok o yüzden sonuna kadar savaşa sarılıyorlar ondan Rojava’ya saldırmanın planlarını yapıyorlar. Rojava’da Kobanê’de Rakka’da, Efrin’de Kürt halkı DAİŞ’i geriletti. O yüzden bu savaş DAİŞ’i yeniden canlandırmanın ve öcünü alma savaşıdır. Ondan dolayı savaş politikasıyla kendini devam ettirmesine asla izin vermeyecek Kürt halkı. 
 
Kürt düşmanlığı bitişiniz olacak
 
Bugün bu iktidar nereye gidiyorsa heybesinde Kürt düşmanlığı var. Soçi’ye, Madrid’e gidiyor Kürt düşmanlığı, Astana’ya, Tahran’a gidiyor Kürt düşmanlığı. Eninde sonunda bu Kürt düşmanlığı sizin bitişiniz olacak. Bundan vazgeçin diyoruz. Bugünkü iktidar Lozan’ın yüzüncü yılında ikinci Lozan’ı Kürt halkına yaşatmak istiyor. Yüzyıl önce nasıl ki Kürt halkı tarih sahnesinde uluslararası güçlerin desteğiyle silindiyse aynı politikalar AKP ve MHP öncülüğünde bu yüzyılı daha Kürt halkına kaybettirmek istiyorlar. Kürtler özgürlük mücadelesi veriyorlar ve bugün Ortadoğu'da ve Türkiye’de de siyaseti belirleyen duruma gelmişlerdir. Bugün asla bir daha Lozan yaşanmayacak çünkü Kürtler 100 yıl önceki Kürtler değil. Daha örgütlü ve kararlı bir durumdalar ve özgürlüğe kilitlenmiş durumdalar. 
 
Bütün politikaların dayandığı yer tecrittir
 
Kürtlere yönelik zulüm devam ediyor. Cezaevleri Kürtlerle dolu hasta tutsaklara zulüm ediliyor. Çevik Bir tahliye edilirken Aysel Tuğluk Kürt olduğu için tahliye edilmedi. Buradan cezaevindeki rehinelere selam olsun. Aysel Tuğluk’un tahliye kararı kadınların mücadelesi sayesinde olsun. Aysel Tuğluk ve bütün siyasi tutsaklar tahliye edilene kadar her alanda mücadele edeceğimizin sözünü veriyoruz. Bütün bu politikaların dayandığı yer tecrit politikalarıdır. Bugün İmralı'da başlayan ve bütün topluma yayılan bir tecrit gerçekliği var. Bu tecrit bitirilmeden bize durmak yok. Sonuna kadar mücadele edeceğiz. Tecrit bir insanlık suçudur. Kendisine insanım diyen demokrasiyi savunan herkesi bu tecrit politikasına karşı sesini yükseltmeye çağırıyoruz. Milyonlarca insanın irademdir dediği ve özgürlüğünü savunduğu Sayın Abdullah Öcalan’ın üzerindeki tecride muhalefet ne diyor? Buradan soruyoruz. 
 
Çözümün yolu İmralı’dan geçer
 
Öyle Kürdistan’a gelip helalleşeceğim diyerek, demokrasinin yolunun Diyarbakır’dan geçiyor diyerek, Ankara’da sözünü değiştirmek Kürt halkına fayda etmiyor. Kürt halkının kırmızı çizgisi Sayın Abdullah Öcalan’ın özgürlüğüdür. Biz buradan Türkiye’nin demokratikleşmesi için cumhuriyetin yüzüncü yılında, cumhuriyetin demokratikleşmesi için çözüm savaş değil, Kürt düşmanlığı değil, kadın düşmanlığı değil, ormanları yakmak talan değil, çözüm bütün bunlara ilişkin çözüm iradesi olan Sayın Abdullah Öcalan’dır. Öcalan’ın bütün bu sorunlara karşı net çözümü var. Bugün bütün dünyada Sayın Öcalan’ın özgürlüğü için eylemler yürütülmektedir. Herkes bu paradigmanın kapitalist sisteme alternatif, umut, çözüm olduğunu görüyor. Cumhuriyetin yüzüncü yılında cumhuriyetin demokratikleşmesi ve Kürt sorunun çözümünün yolu İmralı'dan geçer. Bunu muhalefet de iktidar da bilsin. 
 
7 Ağustos 2019’da avukatlarıyla yaptığı son görüşmede ‘bir haftada çözerim’ iradesi ortaya koyan Sayın Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü için her zaman mücadelede olacağız. Her zaman bu iradenin yanında olacağız. An serkeftin, an serkeftin.”
 
Son olarak konuşan Mithat Sancar şu ifadelere yer verdi:
 
“Sevgili Diyarbakır halkı yüreği özgürlük ve barış için atan değerli ve onurlu halkımız hepiniz hoş geldiniz. Bu meydana özgürlüğün sesini, barışın iradesini taşıdınız. ‘Zor şartlara bu kavurucu sıcağa rağmen buradayız dediniz. Özgürlük için buradayız barış için buradayız adalet için buradayız’ dediniz. Bu kararlı duruşundan ötürü hepinize binlerce kez teşekkür ediyoruz, size minnettarız. Halkımız sizinle varız, sizinle yürüyeceğiz. Sizinle yürüdükçe bu ülkede her soruna çözümü biz getireceğiz. Çözüm biziz, sözümüz var diyoruz. Sözümüz, çözüm için sözümüz var. Bu ülkede her sorunu çözecek birikimimiz var. Bu ülkenin aydınlık geleceğe taşınması için güçlü bir irademiz var. 
 
Savaşa sömürüye hayır diyoruz
 
Bu iktidar bir yandan bu ülkeyi soyuyor, rant talan politikalarıyla halkın ekmeğini alıyor, yoksulluğu derinleştiriyor, açlığı yaygınlaştırıyor, bu ülkedeki insanları felakete sürüklüyor. Bunu yaparken dayandığı en büyük kaynağı ve en büyük silahı savaş politikalarıdır. Savaş politikalarıyla yürütüyor bu talan ve sömürü düzenini. Savaş politikalarıyla ayakta tutuyor. Onun için diyoruz ki savaşa ve sömürüye hayır. Biz savaşa karşı çıkarken bu ülkedeki halkların emekçilerin alınterini ve ekmeğini savunuyoruz. Savaşa ve sömürüye hayır diyoruz.”
 
Yapılan konuşmaların ardından miting, sanatçı Murat Demir’in şarkılarıyla sona erdi.