Avukat Ekin Yeter: Krizden çıkmak için tecrit sonlandırılmalı

  • 09:01 24 Temmuz 2022
  • Güncel
 
VAN - PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerinde sürdürülen tecride dikkat çeken ÖHD Genel Merkez Yöneticisi Avukat Ekin Yeter, “İçinde bulunduğumuz kriz, kaos aralığında çıkmak için sağlıklı ve demokratik bir şekilde çıkmak için sorunun kaynağının ortadan kaldırılması ve bu mutlak tecridin bir an önce sonlandırılması gerekiyor” dedi.
 
PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerinde 23 yıldır ağır tecrit koşulları uygulanırken, kendisinden 16 aydır herhangi bir haber alınamıyor. PKK Lider Abdullah Öcalan ile en son kardeşi Mehmet Öcalan ile 4 dakikalık süren telefon görüşmesinden sonra İmralı ile bir temas sağlanmadı. Abdullah Öcalan üzerinde devam eden tecridin son bulması ve İmralı ile temasların tekrar sürdürülebilmesi için  Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Genel Merkezi ve avukatları da girişimlerini sürdürüyor. 775 avukat ÖHD’nin öncülüğünde bir araya gelerek, Abdullah Öcalan'a ve İmralı'da  bulunan tutsaklara yönelik avukat görüş yasağına ilişkin görüşme başvurusunda bulundu.
 
ÖHD Genel Merkez yöneticisi Avukat Ekin Yeter, PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerinde devam eden tecride ilişkin değerlendirmede bulundu.
 
PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerinde 23 yıldır bir tecridin uygulandığını, 2011 yılından şimdiye kadar sürekli olarak avukat kısıtlılığının olduğunu belirten Ekin Yeter, 2014 yılından bu yana ise aile görüşlerinin de kısıtlanmasına da dikkat çekti. Ekin, “2014 yılını mutlak tecridin başladığı bir tarih olarak ele alabiliriz. Kamuoyunun tepkilerinin arttığı süreçlerde istisna bazı aile ve avukat görüşleri gerçekleşti. Özellikle açlık grevleri ve bu kapsamda yaşamına son veren mahpusların varlığıyla birlikte tecrit kısmı olarak kaldırıldı. Birkaç görüşme gerçekleşti ancak uzun zamandır Sayın Abdullah Öcalan'dan haber alınamıyor. Kendisinden kamuoyu olarak da haber alamadık. Bu görüşmelerin yapılmamasıyla birlikte yetkililerden Sayın Abdullah Öcalan ve diğer hükümlü olarak bulunan mahpusların sağlık durumları hakkında herhangi bir bilgilendirme de yapılmıyor” sözlerini kullandı.
 
‘Her hükümlünün ailesiyle avukatıyla görüşme hakkı vardır’
 
PKK Lideri Abdullah Öcalan ile görüşmelerin yapılmaması ve kamuoyuyla herhangi bir bilginin paylaşılmaması hukuksuz bir yaklaşım olduğunu dile getiren Ekin, yapılan uygulamaların herhangi yasal bir zemininin olmadığını belirtti. Ekin, “Yapılan uygulamalara en çok ses çıkartmak durumundan olan ve yasaların uygulanmasını talep eden bizleriz. İmralı’da uygulanan mutlak tecridin hiçbir şekilde bir yasal bağlı olmadığı, uygulamanın Türkiye’nin infaz kanununa, Anayasa’ya, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne, mahpuslar hakkında temel insani ilkelere, birçok ulusal ve uluslararası mevzuata aykırı olduğu zaten aşikâr. Her hükümlünün kim olduğu fark etmeksizin eşitlik ilkesinin de gerektirdiği şekilde aynı muamele ile uygulamalara tabi tutulma zorunluluğu var. Her hükümlünün ailesiyle avukatıyla görüşme hakkı vardır, mektup alma, mektup gönderme hakkı var. Bu hakkın uygulanmaması uzun zaman ulaşım sıkıntılarıyla açıklanıyordu” ifadelerini kullandı.
 
‘Sayın Abdullah Öcalan'a verilen disiplin cezaları hukuki değil’
 
Ekin, Abdullah Öcalan’a yönelik uzun zamandır disiplin cezalarının bahane edildiğini belirterek, sürekli olarak verilen disiplin cezalarının ise hukuki olmadığını söyledi. Ekin, “Disiplin cezaları zaten toplumun ve hukukçuların da bildiği gibi yasaların gerektirdiği şekilde ancak uygulanabilir. Abdullah Öcalan’a hangi fiiliyle, cezaevindeki hangi fiiliyle bu ceza verildi? Buna ilişkin herhangi bir gerekçe gösterilmiyor. Ve bir tek fiilden dolayı birden fazla ceza verilemez hukuki olarak. Aynı anda bir hükümlüye hem mektup yasağı, hem iletişim yasağı, hem de aile görüş yasağı veriliyor. Avukat görüşü hiçbir koşulda sınırlandıramaz. Ortada bir hukuksuzlukla birlikte büyük hak ihlalleri var. Her hükümlünün olduğu gibi Sayın Abdullah Öcalan’ın ailesiyle görüşme hakkı, savunma hakkı, hukuki danışmaya hakkı ve ihtiyacı var. Uluslararası kurumlar bu duruma uzun zamandır sessiz. CPT, en son cezaevi ziyaretinde İmralı'yı ziyaret etmedi. Durumla alakalı raporlar, çok ciddi hukuki değerlendirmeler, İmralı'daki tecrit sistemi birçok uluslararası sözleşme işkence olarak nitelendiriliyor” dedi.
 
‘İmralı da ki tecrit rejimini kabul etmiyoruz’
 
Devam eden ağırlaştırılmış tecridin son bulması için yüzlerce avukatın basın açıklaması yaptıklarını dile getiren Ekin, son olarak şunları söyledi; “İmralı’ya gitmek için CPT’ye başvuru yapmıştık. Yine Sayın Abdullah Öcalan'a yönelik hak ihlaliyle alakalı verilmiş Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) verdiği kararının uygulanmadığına dair Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’ne bir bildirimde bulunmuştuk. Yapmış olduğumuz en son toplu başvuru bu çalışmalarımızın bir devamıdır. Bizler kesinlikle İmralı'daki tecrit rejimini kabul etmiyoruz. Hukuki herhangi bir dayanağı yoktur. Bizim yaptığımız başvuru meşru, haklı yasal bir başvurudur. Biz bu başvurumuza derhal bir cevap almak istiyoruz. İmralı tecridi sadece Abdullah Öcalan üzerinde bir tecrit değil. Yine diğer mahpusların da haklarını ihlal eden bir uygulama değil. Bir bütünen hapishanelere yayılmış olan izolasyonun başlangıcıdır. Ve toplumsal olarak içerisinde bulunduğumuz tecridin, ekonomik krizin dayanağıdır. Kürt sorununun, inkarı olduğu için de söylüyorum. İçinde bulunduğumuz kriz kaos aralığında çıkmak için sağlıklı bir şekilde demokratik bir şekilde çıkmak için sorunun kaynağının ortadan kaldırılması ve bu mutlak tecridin bir an önce sonlandırılması gerekiyor.”