‘Tüm failler yargılanıncaya dek ‘Suruç için adalet’ diyeceğiz!’

  • 18:01 20 Temmuz 2022
  • Güncel
İSTANBUL - Suruç Katliamı’nda yaşamını yitirenler için Kadıköy’de yapılan anma etkinliğinde, “Tüm failler insanlığa karşı suçtan yargılanana kadar Suruç için adalet mücadelesinden vazgeçmeyeceğiz” denildi.
 
İstanbul’da Suruç Aileleri İnisiyatifi, DAİŞ’in Kobanê’ye yönelik saldırısı sonrasında “Gezi’nin çocukları Kobanê’nin çocuklarıyla buluşmaya gidiyor” şiarıyla Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF) öncülüğünde Urfa’nın Suruç ilçesine gelen gençlere yönelik 20 Temmuz 2015’te gerçekleştirilen katliamda yaşamını yitiren 33 kişi için anma etkinliği düzenledi. Etkinlik kapsamında katliamın 7’nci yıldönümünde Kadıköy’de bulunan Halitağa Caddesi’nde yapılan basın açıklamasına, Halkların Demokratik Partisi (HDP), Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP), Devrimci Parti, Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi’nin (SYKP) yanı sıra çok sayıda siyasi parti, gençlik ve sivil toplum örgütü temsilcisi de katıldı.
 
Eylemde “Kalplerimiz adalet için atsın” dev pankartı açılırken, “Adalet için tek yol devrim”, "Kahrolsun ezen ulus şovenizmi”, “Kürtlere vurulan kilidi emekçilerinin mücadelesi ile kıralım", "Suruç'ta düşenler yönünü devrim mücadelesine dönenlerdir", "Suruç için adalet Roboskî için adalet", "Suruç için adalet herkes için adalet" dövizleri ile katledilenlerin fotoğrafları taşındı. Eylemde sık sık "Suruç’un hesabı sorulacak", "Şehîd namirin" , "Suruç için adalet herkes için adalet" sloganları atıldı.
 
‘Mücadeleyi büyüteceğiz’
 
Eylemde gençlik örgütleri adına  söz alan Umut Yıldız, "Affetmek yok unutmak yok” dedi. 33 düş yolcusunun halkların eşitliği, özgürlüğü ve adalet için mücadele ettiğini vurgulayan Umut, 33’leri anmanın halklar arasında köprü olmaktan, katliamlara karşı mücadele bayrağını yükseltmekten geçtiğini kaydederken, “33’lerin yoldaşları olarak onların mücadelesini büyüteceğimizi bir kez daha hatırlatıyoruz” dedi.
 
‘Rahat uyumalarına izin vermeyeceğiz’
 
Suruç’ta ağır yaralanan ve uzun süre tedavi gören Yasin Can, Suruç yaralıları adına Kürtçe konuşma yaptı. Yasin, “Vicdansızlara karşı çok büyük bir direniş sergiliyoruz. Evet yüreğimiz yanıyor ama onların da rahat uyumasına izin vermeyeceğiz. Amacımız yerine ulaşana kadar mücadelemiz sürecek. Şehitlerimize söz verdik” ifadelerini kullandı. Yasin’in  konuşmasının ardından, “Şehîd namirin” sloganları yükseldi.
 
'Kazanacağız’
 
Oğlu Evrim Deniz’in cenazesinde kullandığı sözler nedeniyle 4 yıldır tutsak olan Besra Erol eyleme mektup yolladı. Besra'nın mektubunda şu ifadeler yer aldı: “Bu ülkede adalet bizler için zaten yoktu var olan da Suruç’ta, Diyarbakır’da Ankara garında ve daha birçok yerde yok oldu. Benim alnım açık başım diktir. Bizler evlatlarımızla gurur duyuyoruz. Onlar da kendi karanlık zihniyetlerinde kaybolup gidecekler. Değerli evlatlarım ben yitirdiğimiz canlarımızın önünde saygıyla eğiliyorum. Sizlerin emeği ve çabasını da çok değerli buluyorum. Hepinize çok teşekkür ediyorum. Gelecek anmada aranızda olmayı can-ı gönülden istiyorum. Ben tüm yüreğimle inanıyorum ki bizler barış anneleri cumartesi anneleri ve tutsak anneleri olarak bu topraklara barışı getireceğiz, bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın yanımda bulunan kadın arkadaşlarımın da selam ve sevgilerini iletiyorum. Tekrardan hepinizi saygıyla selamlıyorum.”
 
'Tüm failler yargılanacak’
 
Suruç İçin Adalet Platformu avukatlarından Sezin Uçar, adalet mücadelesini sadece Suruç için değil devlet eliyle gerçekleşen tüm katliamlar için yürüttüklerini söyledi. Bu mücadeleyi her alanda yürüttüklerini dile getiren Sezin, “7 yıl boyunca iğneyle kuyu kazar gibi büyük bir öfke ile ama ısrarla, inatla sürdü. Gerçekler artık bugün üstü örtülemez noktaya geldi” dedi. 7 yıllık adalet mücadelesinin başka şeylere de ihtiyacı olduğunu kaydeden Sezin, devletin cezasızlık politikasının tersine çevrilmesi gerektiğini vurguladı. Sezin, “kendi siyasi çıkarları için gerçekleri açıklamakla tehdit eden Ahmet Davutoğlu’nun, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın doğrudan fail olduğunun” altını çizerken, “Tüm failler, kamu görevlileri yargılanacak. Toplumlar tarihi bunun verileriyle, diktatörlerin, katillerin yargılanmasıyla doludur. Tüm failler insanlığa karşı suçtan yargılanana kadar Suruç için adalet mücadelesinden vazgeçmeyeceğiz” şeklinde konuştu.
 
‘İhmallerin sorumluluğu 3 polise yıkıldı’
 
Katliam öncesi bombayı patlatan kişi dahil her şeyin bilinmesine rağmen önlem alınmadığına işaret eden Suruç yaralılarından Koray Türkay da şu ifadeleri kullandı: “Katliam yapıldıktan sonra gören gözler kör duyan kulaklar sağır numarası yaptı. Katliam günü yapılan ihmallerin sorumluluğu 3 polise yıkılarak para cezası verildi. Kendisi kadar amirlerinin de suçlu olduğunu söyledi, ancak onlar hakkında hiçbir işlem yapılmadı. Katliamdan sonra yapılan ilk hukuki işlem dava dosyasına gizlilik kararının konulması oldu. Bizim adalet mücadelemizle eş zamanlı konulan bu gizlilik kararı aynı zamanda bizim de ilk adalet taleplerimizden biri oldu.”
 
‘Adalet sokakta’
 
Gizlilik kararının kaldırılması için kent kent sokak sokak eylem yaptıkalrını ve bu şekilde gizlilik kararının kaldırıldığını dile getiren Koray, “Taleplerimizin mahkeme heyeti tarafından kabul edilmesi için aynı oranda mücadele yürüttük. Mahkeme salonlarında adaletin sağlanmasının sokaktan geçtiğini biliyorduk. Bizim için adaletin sağlanacağı yer mahkeme salonları değil kamuoyunun vicdanıdır”  diye konuştu.
 
Suç duyuruları görmezden gelindi
 
Mahkeme salonlarında yapılan hukuksuzlukları sokakta da anlattıklarını dile getiren Koray, bu durumun mahkemelerde kendilerine güç verdiğini belirtti. Koray, “Katliam davasında geldiğimiz aşama, davanın tek tutuklu sanığı Yakup Şahin ve 3 polis memuruna  ceza verilerek dosyanın kapatılmak istenmesidir. Mahkeme heyetinden aydınlatılmasını istediğimiz noktalar hala karanlık. Katliamdan hemen sonra dosyaya konulmasını istediğimiz görüntüler aradan 7 yıl geçmesine rağmen hala eksik.  İstihbarat raporlarına rağmen katliamı engellemeyen kamu görevlileri hakkında yaptığımız suç duyuruları görmezden gelindi” sözlerine dikkat çekti.
 
Herkes için adalet
 
7 yıldır adaleti sağlamak yerine adalet isteyen ailelerin ve sosyalistlerin cezalandırılmak istendiğini dile getiren Koray,  şöyle konuştu: “7 yıllık adalet yürüyüşümüzde karşımıza onlarca engel çıkarıldı. Düş yolcularımızı anmamız engellendi. Düş yolcularının adına verdiğimiz adalet plaketi törenlerimiz yasaklandı. Antep Bölge İdare Mahkemesi, Suruç’ta ölümsüzleşen 33 düş yolcusu için ‘Yüzde 50 kusurlular’ kararı verdi. Biz karşımıza çıkarılan bütün bu engellere rağmen adalet mücadelemizden vazgeçmedik. 7 yıllık adalet mücadelemizi sadece Suruç Katliamı ile sınırlı tutmadık. Başta Amed ve Ankara katliamları olmak üzere bu topraklarda yaşanan bütün adalet mücadelelerini kendi adalet mücadelemizin konusu yapmaktan geri adım atmadık. Rabia Naz’dan Hande Kader’e, Gülistan Doku’dan Soma madenlerinde katledilen madencilere kadar. Sivas Katlimı’ndan Çorlu Tren Katliamı’na  kadar bu topraklarda adalet mücadelesi yürütenleri nefesimizin yettiği kadar haykırdık, Suruç için adalet isterken onlar içinde adalet istemeye devam ettik. Bundan sonra da Suruç için adalet herkes için adalet demeye devam edeceğiz.”
 
Adalet talepleri
 
Adalet taleplerini dile getiren Koray, “Dönemin başbakanı Ahmet Davutoğlu acılarımızı siyasi malzeme yapmaktan vazgeçsin. Katliam siyasetinin doruklarını yaşadığımız 7 Haziran-1 Kasım arasında nelerin yaşandığını anlatsın. Görevi ihmal etmekten hüküm giyen polis memuru Ahmet Oğuz Davarcı’nın işaret ettiği amirleri hakkında soruşturma açılsın.  Kırmızı bültenle arandığı dönemde Ankara’da 5 yıldızlı otelde MİT görevlileriyle görüşen İlhami Bali’nin neden yakalanmadığı açıklansın” dedi.
 
33’ler için yürüdüler
 
Koray, adalet istedikleri için birçok kişi hakkında soruşturma başlatıldığını vurgularken, bu soruşturmaların iptal edilmesini istedi. Canlı bombayı patlatan faile yardım edenlerin de araştırılmasını isteyen Koray, “Birbiriyle bağlantılı olan Diyarbakır, Ankara ve Suruç katliamları başta olmak üzere IŞİD katliamları dosyaları birleştirilsin. Başta bu taleplerimiz olmak üzere Suruç Katliamı Davası’nda yaşanan hukuksuzluklar giderilene kadar adalet mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz” mesajı verdi.
 
90'a yakın gözaltı
 
Eylemin ardından gençlik örgütleri, Kadıköy’de “Suruç’un hesabı sorulacak” sloganları ile yürüyüş gerçekleştirdi. Polis yürüyüşü barikatlarla engellemeye çalıştı. Gençlik örgütlerinin yürüyüşüne polis saldırısı gerçekleştirildi. Süreyya Operası önünde ve sokaklarda yapılan yürüşlerde 90'a yakın kişi gözaltına alındı.