‘Herkes tecride karşı ses çıkarmalı’

  • 09:06 10 Temmuz 2022
  • Güncel
Rojda Aydın
 
ŞIRNAK - PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin aynı zamanda halklara yönelik bir tecrit olduğunu belirten Cizreli Barış Anneleri ve siyasetçiler,  bu yüzden herkesin tecride karşı ses çıkarması gerektiğini belirtti. 
 
İmralı’da tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecrit devam ederken, avukatları görüşmek için haftada 2 gün  görüşme için ilgili yerlere başvuru yapıyor. Avukatlara olumlu yanıt verilmemesi üzerine 22 Kasım 2021 tarihinde avukatlar, “Acil görüşme” talebi ile Bursa Ceza İnfaz Hakimliği’ne başvurdu. Hakimlik, görüşmeye engel olarak Abdullah Öcalan hakkında 12 Ekim 2021’de verilen 6 aylık avukat görüş yasağı ile 18 Ağustos 2021’de verilen 3 aylık aile görüş yasağı kararını gerekçe göstererek, başvuruyu reddetti. Ancak yasağa gerekçe gösterilen kararlara dair avukatlara bilgi verilmedi.
 
7 Haziran’da yapılan başvuru
 
Avukatların 7 Haziran tarihinde yaptığı başvuruda, “Müvekkilleriyle bir an önce yüz yüze görüştürülmesini, İmralı Ada Hapishanesi’ni Disiplin Kurulu ve Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından daha önce aile ve avukatlardan gizlenen yeni bir aile görüş yasağının olup olmadığını araştırılmasını ve varsa bu cezaların dayanaklarının taraflarına iletilmesi” talepleri yer aldı.
 
Avukatlardan itiraz
 
Hakimlik avukatların yaptığı başvuruya 8 Haziran’da verdiği yanıtta, disiplin cezasının süresinin dolmasına rağmen “disiplin cezalarının halen sürdüğü” gerekçesini göstererek, başvuruyu reddetti. Avukatlar, bunun üzerine 15 Haziran’da Bursa 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’ne itirazda bulundu.
 
 Yeni ’ceza’
 
Yapılan itiraza 23 Haziran’da cevap veren mahkeme, Abudllah Öcalan ve diğer tutsaklara ilgili İmralı Disiplin Kurulu Başkanlığı’nın 31 Mayıs’ta 3 aylık yeni bir disiplin cezasının verildiğini gerekçe göstererek, itirazı reddetti. 
 
Avukatların son görüşmeleri
 
Abdullah Öcalan'ın avukatlarından Rezan Sarıca ve Newroz Uysal, müvekkilleriyle 8 yıl aradan sonra en son 2-22 Mayıs, 12-18 Haziran ve 7 Ağustos 2019 tarihlerinde görüşebilmişti. Avukatlar o tarihten bu yana müvekkilleriyle görüştürülmüyor. Kamuoyunda gelişen kaygılar üzerine 25 Mart 2021 tarihinde kardeşi Mehmet Öcalan, Abdullah Öcalan ile telefonla görüşmüş ancak telefon görüşmesi kısa bir süre sonra kesilmişti. 
 
Abdullah Öcalan’a yönelik tecride ilişkin Cizre Barış Anneleri Meclisi üyeleri ve Cizreli siyasetçiler konuştu. 
 
Cizre Barış Anneleri Meclisi üyesi Nafiya Kurt ağırlaştırılmış tecridin yıllardır devam ettiğini, Kürt halkını ve bir bütün olarak toplumu olumsuz etkilediğini belirtti. Nafiya şöyle dedi: “Günden güne ağırlaşan tecrit ile birlikte savaş da derinleşiyor. Önderlik üzerindeki tecrit kalkarsa, toplum üzerindeki tecrit de kalkar. İktidar tecridin kaldırılması durumunda Önderliğin çözüm yolunu göstereceğini çok iyi biliyor. Hükümet çözüm istemediği için tecridi derinleştiriyor. Kürdistan’da yürütülen savaşın son bulması için tecrit kaldırılmalı. Kürt sorununu sadece Önderlik çözebilir. Tecrit kalkmadığı sürece özgürlük de olmaz. Tecrit kalkarsa bu ülkeye özgürlük ve kalıcı bir barış gelir. Tecrit kalkmadıkça bu ülkeye çözüm de gelmez. Tecride karşı Kürt halkı ayağa kalkmalı. Hepimiz tecrit altındayız. Birlik olup bu tecridi kıralım.”
 
‘Çözümün yolu İmralı’dan geçer’
 
HDP Şırnak Merkez İlçe Eşbaşkanı Zeynep Salgucak, “Bu tecrit sadece Sayın Abdullah Öcalan’a yönelik sürdürülmüyor.  Kürt halkı ve tüm topluma karşı yürütülüyor. Tecrit en çok da kadın ve çocukları etkiliyor. Hükümet tecritle Türkiye’yi kaosa sürüklüyor. Kürdistan’da yürütülen savaşın nedeni de tecrittir. Sayın Öcalan ile görüşme yapılırsa savaş ve çatışmalar da sona erer. Hükümet iyi bilmeli ki tecrit çözüm değildir. Derinleştirilmiş tecrit, iktidarın özgür ve barış içinde bir yaşam istemediğini gösteriyor. Sayın Öcalan ile görüşme yapılmayıncaya kadar çözüm de olmaz. 2013 yılında çözüm süreci başlatıldı ve  o zaman toplumda huzurun geliştiğini gördük. Bu yüzden çözümün yolunun İmralı’dan geçtiğini söylüyoruz. Ancak hükümet her seferinde farklı gerekçelerle görüşmeleri engelledi. Tecride karşı Kürt halkı ayağa kalkmalı. Halk sesini çıkarmadığı sürece tecrit kırılmaz” diye konuştu. 
 
‘Barış Önderliğin fiziki özgürlüğü ile gelir’
 
Cizre Barış Anneleri Meclisi üyesi Hatice Durmuş ise tecride sessiz kalan devletlere tepki göstererek şunları dile getirdi: “Uluslararası güçler Türk devletine destek veriyor. Herkes bilmeli ki bu tecrit tüm toplum üzerinde uygulanıyor. Sadece Kürt halkına karşı değil, Türk, Arap, Çerkes ve diğer tüm halklara karşı uygulanıyor. Bu yüzden bu tecridi lanetliyoruz. Özellikle de tutsaklara yönelik uygulanıyor. Hasta tutsaklara yönelik ağır bir tecrit var. Biz annelerin yüreği yanıyor. Biz anneler barış istiyoruz. Bu da Önderliğin fiziki özgürlüğü ile mümkün. Tüm toplumu buna ses çıkarmaya çağırıyoruz.”
 
‘Halkın sabrını ölçüyorlar’
 
Yerine kayyım atanan Cizre Belediye Eşbaşkanı Berivan Kutlu ise tecridin ulusal ve uluslararası hukuka aykırı olduğunu belirtti. Bervian, “Bugün uygulanan tecrit keyfidir. Sayın Öcalan tüm Ortadoğu hakları için çözümün ahantarıdır. Ancak buna rağmen de gittikçe tecrit derinleştiriliyor. Hükümet bu ülkeye çözümün gelmesini istemiyor. Hükümet, tecridi derinleştirerek, ‘keyfi olarak tecridi sürdürebilirim’ mesajı veriyor. Hükümet Kürt sorununun çözülmesini istemiyor. Tecritle eşitlik, özgürlük, barış isteyen halkların sabrını ölçüyor. Eğer bir şey yapılacaksa bunun ilk adımı tecridin kaldırılmasıdır. Her ne kadar avukatlar, aile ve siyasetçiler tecride tepki gösterse de bu yeterli değil, halkın da güçlü bir ses çıkarması gerekir” diye belirtti.