Hukukçular Adalet Nöbeti’ni gazeteciler için gerçekleştirdi

  • 11:58 30 Haziran 2022
  • Güncel
İSTANBUL - Adalet Nöbeti'nin 116’ncı haftasında bir araya gelen hukukçular, 16 gazetecinin tutuklanması ile Kürt halkının hedef alındığına dikkat çekti. Hukukçular, gazeteciler için birlikte mücadele çağrısı yaptı. 
 
Hukukçular, “Gezi biziz, Gezi Yargılanamaz” şiarıyla  Çağlayan’da bulunan İstanbul Adliyesi önünde başlattıkları ve 116 haftadır sürdürdükleri Adalet Nöbeti’ni bu hafta, Diyarbakır’da tutuklanan 16 gazeteci için gerçekleştirdi. Nöbete, hukukçuların yanı sıra Mezopotamya Kadın Gazeteciler Platformu (MKGP), Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG), Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekilleri Musa Piroğlu, Züleyha Gülüm ve çok sayıda gazeteci katıldı. Açıklamada “Herkes için adalet” pankartı açılırken sık sık “Gazetecilik yapmak suç değil onurdur”, “Bu daha başlangıç mücadeleye devam”, “Özgür basın susturulamaz” ve “Özgür basın özgür ülke” sloganları atıldı. Açıklamada, tutuklanan gazetecilerin resimleri ile “Hakikatin izindeyiz”, “Baş eğmediler, baş eğmedik, baş eğmeyeceğiz”, “Ape Musa’nın küçük generalleri burada” ve “Özgür basın susturulamaz” dövizleri taşındı. 
 
‘Her alanda adalet talebini yükseltiyoruz’
 
Nöbette ilk olarak söz alan hukukçulardan Damla Atalay, her alanda adalet taleplerini dile getirerek, hak, hukuk mücadelesi verdiklerini ifade etti. Damla, devamında tutuklanan gazetecilere ve meslektaşlarına selam gönderdi. Erzincan’da uluslararası bir firmadan yayılan 20 ton siyanür solüsyonun çevreye yayıldığını ve bunun ardından çeşitli kurumlardan çelişkili açıklamalar geldiğine dikkat çeken Damla, bu durumun çevre felaketlerine karşı alınan önlemlerin ne kadar yetersiz olduğunu belirtti.  
 
‘Barışçıl hiçbir eylem yasaklanamaz’
 
Damla, ardından LGBT+’ların gerçekleştirdiği yürüyüşe polisin saldırdığını ve 373 kişiyi gözaltına aldığını hatırlattı. Damla, “Barışçıl hiçbir eylem yasaklanamaz” dedi.
 
Damla son olarak, bugünkü Adalet Nöbeti’ni Diyarbakır’da gözaltına alınan ve tutuklanan 16 gazeteci için gerçekleştirdiklerini söyledi. 
 
‘Kürt halkının hedef alındığının göstergesi’
 
Ardından konuşan avukat Çiğdem Akbulut, her türlü hukuksuzluğa karşı başlatılan Adalet Nöbeti’nin 116’ncısının gerçekleştirildiğini belirtti. Çiğdem, “2013 yılında Gezi Parkı’nda başlayan Türkiye halklarının zulme ve baskıya karşı mücadele azminin dışa vurumuydu. Hepimizi oradaydık. Düşmanca davranan kolluğa karşı beraber direndik. Katledilenlerinin katilleri hiç yargılanmadı ya da vicdanı soğutmayan cezalar ile cezalandırılırken avukatlar 18 yıl ile cezalandırmaları, Gezi’nin meşruluğu kirletmeyi amaçlayan siyasi saikle açıklanabilir. Gezi kararında olduğu gibi 16 Haziran’da 16 Kürt gazetecinin Diyarbakır’da tutuklanmasına dair kararda da hukuku görmüyoruz. Verilen tutuklama kararı ancak devletin Kürt halkını hedef alan resmi baskı ve zulüm politikasının bir parçası. Bu tutuklamalarda hukuk siyasi bir şiddet aracı olarak kullanıldı. Gezi kararının, gazetecilerin tutuklanmasının ve sansür yasasının halka tehdit olduğunu görmek anlamak ve duyurmak zorundayız. Baskı politikalarına karşı bitmeyen umudumuz ile mücadelede olacağımızı belirtiyoruz” dedi.
 
‘Kürtlerin ne yaşadığı görülmesin diye bu saldırılar’
 
Ardından söz alan MKGP üyesi gazeteci Nezahat Doğan, gazetecilerin haber yapmak yerine haber öznesi olduğunu ifade ederek sözlerine başladı. Nezahat, “AKP ve MHP iktidarının gazeteciliği suç olarak gösterdiğini kaydederek, “Çözüm sürecinden sonra Sur’da, Cizre’de gazeteciler yaşananları görünür kıldı ve topluma görülmeyeni göstermek için ön saflarda yer aldı. Bunun sonucunda gazetecilerin yaptığı haberler suç sayıldı. Özgür basına yapılan saldırılar, Kürtlere yapılan baskının görülmemesi içindir Gezi’de nasıl kimliksiz direniş gösterdiysek burada da yaşanan hukuksuzluğa karşı meslektaşlarımızın mesleğine dönmesi için Adalet Nöbeti yapılıyor. Biz de katılıyoruz ama bizim işimiz Adalet Nöbetini sorgulatmak” diye konuştu. 
 
‘Gazetecilerin kalemi kırılmaz, kamerası kapatılmaz’
 
Gazetecilerin gücünün kalemi ve kamerası olduğunu vurgulayan Nezahat, “Bizim görevimiz cezaevindeki işkenceleri görmek sorgulatmak. Bizim haberimiz kime yarar diye bakmıyoruz. Hakikat nezdinde yaşananları herkese yansıtmaya çalışıyoruz. Bugün bizi vuran hukuksuzluk bir gün gelir sizi vurur. Ortak dayanışmanın önemi büyük. Bir arada yola devam edeceğiz, gazetecilerin kalemi kırılmaz, kamerası kapatılmaz” dedi.
 
‘Mirası taşıyacağız’
 
Ardından söz alan DFG üyesi gazeteci Mehmet Aslan da, Adalet Nöbeti’ne katılan ve gerçekleştiren herkese teşekkür etti. Mehmet, her hafta  Adalet Nöbeti’nin sesi olmaya çalışırken, bu hafta kendi yaşadıkları haksızlıktan dolayı nöbete katıldıklarını dile getirdi. Mehmet, “Özgür basın, alternatif basın baskı ile karşılaşıyor. Önemli olan dayanışma. Kürt gazeteciler tutuklandığında gazeteciler İstanbul’dan, Ankara’dan Diyarbakır’a giderek hukuksuzluğa tepki gösterdi. Benzer dayanışma eylemleri çok önemli bunların çoğaltması toplumun yararına. Kürtler, Kürt gazeteciler bu baskılara bugün maruz kalmıyor Kürdistan gazetesi kurulduğundan bu yana baskılar devam ediyor. Tutuklanan arkadaşlarımızın bize bıraktığı mirası taşıyacağımızın sözünü veriyoruz” ifadelerini kullandı. 
 
Açıklamada son olarak, Fetihtepe’de kentsel dönüşüme karşı direnen yurttaşlara selam gönderildi.