ŞIRNAK - Yakınlarını sokağa çıkma yasaklarında kaybeden kadınlar, AKP’nin Federe Kürdistan Bölgesi’ne yönelik saldırılarına tepki göstererek, KDP’nin Kürt halkının önünde en büyük engel olduğunu söyledi.

 

Türkiye’nin Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) işbirliğinde Federe Kürdistan Bölgesi’nin Zap, Metîna ve Avaşîn bölgelerine yönelik saldırıları, 65’inci gününde devam ediyor. Saldırılarda kimyasal silah kullanımına rağmen ilerleme sağlayamayan AKP, son çareyi KDP’ye bağlı özel güçlerin doğrudan savaşa katılmasında arıyor. 

 

65 gündür devam eden AKP’nin saldırılarına ve KDP’nin işbirliğine de tepkiler sürüyor. Şırnak ve ilçelerinde 2015 ile 2016 yıllarında ilan edilen sokağa çıkma yasakları sırasında yaşamını yitirenlerin aileleri, Türkiye’nin saldırılarına tepki göstererek, savaşta işbirliği yapan KDP’nin de Kürtlerin önünde en büyük engel olduğunu söyledi. 

 

‘Zulüm son bulsun’

 

Silopi’de 14 Aralık 2015’te ilan edilen sokağa çıkma yasağı sırasında katledilen 70 yaşındaki Hasan Sanır’ın eşi Ayşe Sanır, Kürtlerin sürekli saldırılara maruz kaldığını söyledi. Ayşe, Kürtlerin büyük bedeller ödediğini dile getirerek, “Özgür bir kimlik ve barış için büyük bir mücadele veriliyor. Yıllardır süren bu zulüm artık son bulsun. KDP Kürtlerin önünü kapatmış durumda. KDP bugün devlet ile işbirliği yaparak, kendi halkına karşı savaşta yer alıyor. Ayıptır, günahtır. Kürtler bunlara karşı birliğini sağlamalı ve topraklarını korumalı. Ancak Kürt birliğiyle özgürlük sağlanır” ifadelerini kullandı. 

 

‘Birlik’ vurgusu

 

Şırnak kent merkezinde 14 Mart 2016’da ilan edilen sokağa çıkma yasağı sırasında yaşamını yitiren sağlık emekçisi Cemal Uygur’un annesi Kumru Uygur, oğlunun katledilmesinden sonra evlerinin de yakıldığını söyledi. Devletin kendilerine yaşattığı zulmü unutmayacaklarını dile getiren Kumru, “Yaşadığımız sürece bu zulme karşı boyun eğmeyeceğiz. Zulüm hiçbir zaman bitmedi, bugün de sürüyor. Buna karşı birlikten başka çare yok” şeklinde konuştu.