Kayıp yakınları 13 yaşında katledilen Serhat’ın hikâyesini okudu

  • 11:02 18 Haziran 2022
  • Güncel
DİYARBAKIR - İHD ve kayıp yakınları eylemlerinin 697’nci haftasında 1992 yılında başına sarı, yeşil ve kırmızı poşi taktığı için katledilen Serhat Kazak’ın hikâyesini okuyarak faillerinin bulunması ve yargılanması talebinde bulundu.
 
 İnsan Halkları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi ve kayıp yakınları “Kayıplar bulunsun failler yargılansın” talebiyle eylemlerinin 697’nci haftasında Bağlar ilçesi Koşuyolu Parkı’nda bulunan Yaşam Anıtı önünde bir araya geldi. Eyleme Tutuklu ve Hükümlü Aileleriyle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (TUAY-DER) ve Mezopotamya Dil Kültür ve Araştırma Derneği (MED-DER) üyeleri katıldı.
 
Her hafta bir kayıp hikâyesinin okunduğu eylemde, bu hafta Hakkâri Şemdinli’de 1992 yılının Haziran ayında katledilip cenazesi evinin önüne bırakılan 13 yaşındaki Serhat Kazak’ın hikâyesi okundu. Serhat’ın hikâyesini İHD Kayıplar Komisyonu üyesi Fırat Akdeniz okudu.
 
Serhat’ın kaybedilme süreci 
 
Fırat, “13 yaşındaki Serhat Kazak, ilkokul son sınıfa gidiyordu. O dönem Şemdinli’ye yeni gelen Özel Harekât Timleri Serhat’ın okuduğu Cumhuriyet İlköğretim Okulunun bodrum katında kalıyorlardı. Serhat bir gün okula giderken boynuna ve beline sarı, kırmızı, yeşil renklerden yapılmış bir poşi bağlar. Serhat’ı bu şekilde gören dönemin İlçe Kaymakamı, Özel Harekât Timlerine seslenerek ‘Bu çocuğun boynundaki paçavraları sökün’ der. Ancak Serhat bu duruma direnerek ‘Ben Kürdüm ve bunları çıkarmayacağım’ deyip oradan ayrılır. Bu olaydan kısa bir süre sonra bir gün okul çıkışı Serhat yanında Halit adlı bir arkadaşıyla birlikte evlerine gitmek üzere okuldan ayrılırlar. Akşam saati olmasına rağmen Serhat eve gitmez ve ailesi merak edip ilçedeki tüm akrabalarının evlerini arar ancak Serhat’ı bir türlü bulamaz. Ertesi gün amcası Hayrettin Kazak, sabah erken saatte Yüksekova’daki akrabalarının evine gider ama Serhat oraya da gitmemiştir. Serhat’ın amcası hemen Şemdinli’ye geri döner. Aynı gün saat 10.00 sıralarında Serhat’ın küçük kardeşi dışarıda bağırır. Serhat’ın cesedi evlerinin duvar dibine atılmıştır. 
 
Özel Harekat Timlerince öldürüldü 
 
Ailenin anlatımlarına göre; o civarda bulunan Hakkârili inşaat işçileri, Özel Harekât timlerini Serhat’ın cesedini atarken görürler ancak işçiler korktukları için bu duruma sessiz kalırlar. Yetkililer ise aileye Serhat’ın elektrik direğindeki elektrik akımına kapılarak öldüğünü söylerler. Ailenin beyanına göre bahsedilen elektrik direği yetkililerin söylediği şekilde demir bir direk değil, PTT’nin telefon hatlarında kullanılan ve ağaçtan yapılmış bir direktir. Ayrıca uzun süreden beri elektrik bağlı olmayan bir direktir. Serhat’ın cansız bedeninin bırakıldığı olay yerine Cumhuriyet Savcısı, İlçe Kaymakamı ve dönemin milletvekili Mustafa Zeydan gelir. Serhat’ın amcası, savcıya yeğeninin Özel Harekât Timlerince öldürüldüğünü söyler”
 
Serhat’ın cenazesine otopsi yapılmadı
 
Özel Harekâtçıların kaldığı okul bodrumuna gittiğini ve orada Serhat’a verilen elektrik kablosu, kan izleri, yüksek elektrik etkisiyle kopan saçlarını dahi gördüğünü söyler. Ancak herhangi bir işlem yapılmaz. Olaydan sonra öldürülen Serhat’ın cesedine otopsi işlemi de yapılmaz. Serhat’ın babası Şerafettin Kazak o dönem Almanya’da çalışmaktadır ve olaydan sonra gelip otopsi yaptırtmak ister. Ancak aile dolaylı olarak tehdit edilmeye başlandığından can güvenlikleri olmadığı için otopsiyi yaptıramazlar. O Tarihten beri Serhat Kazak dosyası faili meçhul olarak raflarda yerini alır.”
 
 Açıklama, tüm kayıp ve faili meçhuller için yapılan bir dakikalık oturma eylemi ile son buldu.