KDP’nin Şengal’den kaçışını görüntüleyen gazeteci: Unutulmayacak

  • 09:01 8 Mayıs 2022
  • Güncel
 
Helîn Asmin
 
QAMIŞLO - Şengal’e yönelik saldırıları değerlendiren gazeteci Berfîn Hêzil, KDP’nin 2014'te Êzidîleri bırakıp kaçmasının unutulmadığını söyledi. Êzîdilere yönelik saldırılara bugün de annelerin “Burası kırmızı çizgimiz ve geçemezsiniz” sözleri ile karşılık verdiğini aktaran Berfîn, Êzidîlerin ne olursa olsun direneceğini  belirtti. 
 
Irak hükümeti ve KDP arasında 9 Ekim 2020’de Türkiye’nin baskısı ile  Şengal için imzalanan antlaşmadan bu yana Şengal’e yönelik saldırılar devam ediyor. En son 2 Mayıs’ta Irak ordusu Şengal’i işgal etme girişiminde bulundu. Halkın direnişi sonucunda  girişim önlendi. Saldırılar devam ederken KDP,  tarafından yapılan yazılı açıklamada 2014 yılında Şengal’e yönelik DAİŞ saldırısı sürecinde KDP’nin kenti kurtardığı iddia edildi. KDP’nin bu açıklamasına  tepkiler devam ederken, 2014 yılında KDP’nin Şengal’den kaçışını ve Êzidîleri DAİŞ’in katliamdan geçirmesinin önünü açmasını çektiği görüntülerle dünyaya duyuran gazeteci Berfin Hêzîl, JINNEWS’e konuştu. 
 
‘Birçok katliam yaşandı’
 
Kürtlere karşı yürütülen savaş konseptine değinen  Berfîn, “Tarihten bugüne Kürtler birçok kez  katliamdan geçirildi. Saldırılarla Kürtler hep yok edilmek istendi. Bu katliamlar önceleri gizli planlarla yapılırken şimdi açık bir şekilde yapılıyor. Artık herkesin maskesi düşmüş durumda ve Kürtlere karşı açıktan savaş yürütüyorlar. Bu güçlerin amacı Kürtleri yok etmek. Yüz yıldır bu böyle. Bizim Êzidî toplumumuz 73 fermandan geçti, arkasında bıraktı.  ‘Neden Êzidîler bu kadar fermandan geçirildi?’ diye sormak gerekiyor. Kürdistan tarihine baktığımızda birçok kitap yazılmış. Zilan’dan Dersim’e birçok katliam yaşandı.  En son Êzidîler yine fermanla yüz yüze bırakıldı. O süreçte gerilla Şengal’e gitmeseydi, Êzidîler kalmayacaktı, yok olacaktı. Özgürlük savaşçıları o zaman katliamın önüne geçti ve yeniden tarihimize dönüp baktık. Neden 73 Ferman, diğer 72 Ferman ne oldu? Biz Kürtler bu tarihi çok iyi araştırmadık. Kendi kadim tarihimizi iyi tanımadık. Bu yüzden diyoruz bu topluma borçluyuz. Ama eğer şimdiden sonra da tanımıyoruz diyorsak, kendi köklerimizi inkar etmiş oluruz” diye konuştu. 
 
‘Kürt ve Kürdistan’a ilişkin bir şey kalmasın istiyorlar’
 
Bugün yapılan ittifak ve saldırıların açık yapıldığını söyleyen Berfîn şöyle devam etti: “2014 yılında Türkiye, KDP ve Irak arasında yapılan ittifak gizliydi ancak çok çabuk deşifre oldu. Çünkü özgürlük savaşçıları katliamın önüne geçti. Diyebilirim ki özgürlük savaşçıları 9 Ekim antlaşmasını boşa çıkardı. Tam sonuç alamadılar ve şimdi tekrar hayata geçirmek, başarmak istiyorlar. Bu antlaşma Birleşmiş Milletler, ABD ve Avrupa Birliği korumasında yapıldı ve 9 Ekim’de Kürtlerin katledilmesinin kararı alındı. Şimdi gerçekleştirmek istiyorlar. Nasıl ki Erdoğan Zap ve Avaşin’e saldırı başlattı hemen ardından da Kazimi’yi harekete geçirdiler.  ABD ve Avrupa’nın planıdır. Êzidîler yok etmek istiyorlar.  Bu yüzden de Şengal’e önce saldırdılar. Şengal Kürtlerin kadim hafızasıdır. Bu yüzden ortadan kaldırmak istiyorlar. Şimdi yapılan plan ve oyunlara bakarsak bunun ABD ve Avrupa’nın desteği ile olduğunu görürüz.  Esas plan budur.  Kürt ve Kürdistan adına bir şey bırakmak istemiyorlar. Sadece ihanetin kalmasını istiyorlar. Şimdiki plan, konsept bu durumu net bir şekilde ortaya koyuyor.”
 
Grup grup kaçtılar
 
DAİŞ’in saldırdığı süreçte KDP’nin bırakıp kaçtığını hatırlatan Berfîn, bunun hiçbir zaman unutulmayacağını belirtti. Berfîn, devamla şunları dile getirdi: “3 Ağustos’ta sabah saatlerinde 12 binden fazla peşmerge, DAİŞ çeteleri ile yapılan ittifak sonucu gizlice grup grup Şengal’den çıktı. Zaxo’ya geçtiler. Uzun bir süre bu devam etti. Şengal’den kaçtılar ve Rabiya yolundan Zaxo’ya geçtiler. Êzidî toplumu katliamla yüz yüze bırakıldı. Peşmerge kaçtıktan sonra DAİŞ geldi. Şengal halkı da kendini korumak için yönünü Şengal dağlarına verdi. Çünkü Êzidî toplumu kendisini korumazsa kimsenin kendilerini korumayacağının bilincine varmış durumda. Ferman sürecinde Kürt halkı Barzani’den hesap sormalıydı. O dönem hesap sorulmadığı için şimdi rahatça dönebiliyor.  Diyoruz ki Şengal’i yalnız bırakanlar yargılanmalı. Kürdistan gerillası Şengal’e ulaştı ve Şengal’i kurtardı. Özgürlük gerillası özgürlük ve öz savunma fikrini Şengal’e verdi. Şengal’i yalnız bırakmadı ve sonuna kadar da savundu. PKK bir kez daha Êzidî toplumunun direnişçi ruhunu canlandırdı. Özgürlük savaşçıları Şengal’de demokratik ulus sisteminin temelini attı. Şengal’i Şengallilere bıraktılar ve kendi yerlerine döndüler. Bir gün ihtiyaç olursa yine gelirler.”
 
‘Jenosit kabul edildi ancak Şengal’in özerkliği kabul edilmedi’
 
Êzidî toplumunun Ortadoğu’nun kadim topluluklarından olduğunu ifade eden Berfîn, “Ermeni katliamı döneminde de Êzidîleri fermandan geçirdiler. Özellikle Êzidîler Serhat bölgesinden Gürcistan ve Rusya’ya geçti. Bu politika sadece Êzidîlere karşı yürütülmedi. Bir bütünen Kuzey Kürdistan’dan bir çok topluluğu çıkardılar. 1970’lerde Mardin’den Urfa’ya kadar boşalttılar. Kapitalist ve hegemon güçler eliyle Ortadoğu’nun kadim toplulukları göçertiliyor. Bunu tek tiplilik ve renklilik oluşturmak için böyle yapıyorlar. Buna öncülük edenler de Erdoğan ve Barzani ailesidir. Geçmişten bu yana Avrupa’nın da Ortadoğu üzerine planları var. Bu güne kadar bunu yürütüyorlar.Büyük Ortadoğu Projesi bunun için ve uzun bir süredir de gerçekleştirilmek isteniyor. Bu projeyi gerçekleştirmek için de kadim halkları, toplulumları ve onların kültürlerini yok etmeleri gerekiyor. 200 bin Êzidî diasporaya götürüldü. Oyunları devam ediyor. Şimdi 74’üncü Ferman Avrupa’da yürütülüyor. Esas kırım diasporada gerçekleştiriliyor. Dediğim gibi oyunlar sürüyor.  Örneğin jenosit kabul edildi ancak Şengal’in özerkliği kabul edilmedi” ifadelerini kullandı. 
 
'Êzidî ser verir sır vermez'
 
Avrupa’ya götürülen birçok Êzidî kadının akıbetinin belli olmadığını  ve diasporada yitip gittiğini belirten Berfîn, “Ancak tüm saldırılara rağmen Şengalli kadınların direnişi devam ediyor. Şengalli annelerin bir çoğu işgalcilere ‘Burası kırmızı çizgimiz ve geçemezsiniz’ dedi. Êzidîlik ser verir ama sır vermez.  Êzidî kadınlar başını verir ama sır vermez. Ne olursa olsun teslimiyeti kabul etmezler.  Binlerce Êzidî kadın kendisini kayalardan, uçurumlardan attı. Bu kadınların intikamını alacağız” diyerek sözlerini sonlandırdı.