Diyarbakırlılar: Savaşa bütçe ayıranlara hakkımızı helal etmiyoruz

  • 09:01 28 Nisan 2022
  • Güncel
Derya Ren - Medya Üren
 
DİYARBAKIR - AKP ve KDP’nin Federe Kürdistan Bölgesi’ne yönelik gerçekleştirdiği saldırılara karşı oluşan sessizliğe tepki gösteren Diyarbakırlı kadınlar, “Devlet hala eski devlet ancak biz değiştik. Herkes sokağa çıkmak istiyor ama yapmıyor. Bu durum sona ermelidir. Bakûr halkı saldırılara karşı ses çıkarmalıdır” çağrısında bulundu. 
 
Federe Kürdistan Bölgesi’ne yönelik saldırılar bir yıldır sürerken 17 Nisan’da farklı bir sürece evrilmiş ve yeni saldırılar devreye konulmuştu. Federe Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başbakanı Mesrur Barzani’nin 15 Nisan günü Türkiye’ye gelerek, AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile görüşmesinin hemen ardından ise Federe Kürdistan Bölgesi’nde bulunan Zap, Metîna, Avaşîn’in yanı sıra Şengal, Mexmûr ile Kuzey ve Doğu Suriye’de bulunan birçok yönelik saldırılar başlatıldı.
 
Saldırılar kapsamında Federe Kürdistan Bölgesi’nde TSK’nin sarı kimyasal gazı kullandığına dair iddialar ortaya atılırken, bölgenin savaş uçakları tarafından defalarca kez bombalandığı ve doğanın talan edildiği kaydedildi.
 
Konuya dair mikrofon uzattığımız Diyarbakırlı kadınlar, saldırıların bir an önce son bulmasını siyasi partiler ve halkın ses çıkarması gerektiğini ifade etti. 
 
‘Barzani geçmişine ve halkına ihanet ediyor’
Evinin askeri üsse yakın olduğunu söyleyen ev emekçisi Delal Aktaş, sabahtan akşama kadar uçakların bölgeyi bombalamak için Diyarbakır’dan kalktığını kaydetti. Uçak hareketliliğinden kaynaklı evde duramadıklarını belirten Delal, “O uçaklar hem Başûr’u hem Bakûr’u hem de Rojava’yı bombalıyor. Barzani yaşanan bu sürecin ortağıdır. Katliamın ortağıdır. Barzani, kendi toprağına, geçmişine ve halkına ihanet ediyor. Başûr’dan binlerce kişi o dağlarda mücadele veriyor. Uçaklarla doğa talan ediliyor, insanlar katlediliyor. Her şeyden önce Barzani’ye çağrım: Aklını başına alsın! Barzani nasıl olur da Ankara’ya gelir, babasının ve annesinin düşmanı olanlarla görüşür” dedi.
 
‘Bakûr saldırılara karşı ses çıkarmalıdır’
 
Bölge halkının saldırılara ses çıkarması gerektiğini ifade eden Delal, “Geçtiğimiz yıllarda ne yapıyorsak şu an da aynısını yapmak zorundayız. Bu sessizlik çok kötü ve saldırıların artmasına neden oluyor. Eskiden sokaklara çıkıyorduk, bizi dövüyorlardı. Ama vazgeçmiyorduk. O zaman da ölüm vardı, tutuklamalar vardı. Devlet hala eski devlet ancak biz değiştik. Herkes sokağa çıkmak istiyor ama yapmıyor. Bu durum sona ermelidir. Bakûr halkı saldırılara karşı ses çıkarmalıdır. Orada kimyasal silah kullanılıyor. Herkes her şeyin farkında ama ses yok” diye konuştu.
 
‘Tek isteğim Kürtlerin birlik olmasıdır’
 
Yaşanan savaştan memnun olmadıklarını belirten ev emekçisi Ayşe Demir ise, şu sözlere yer verdi: “Ekonomi belimizi bükmüş durumda. Bununla beraber halka ayrılması gereken bütçe savaşa gidiyor. Biz anneler olarak her zaman barışı haykırdık. Bizim bütçemizi savaşa harcayanlara hakkımızı helal etmiyoruz. Her yerde canımıza ve malımıza çok büyük zararlar veriliyor. Tek isteğim Kürtlerin birlik olmasıdır. Eğer bir olursak tüm sorunların üstesinden geliriz.”
 
‘Oy verenler bu zulmün hesabını sorsunlar’
 
Ev emekçisi Muhsine Gümüş, ekonomik krizden kaynaklı var olan savaş durumunu unuttuklarını kaydederek, halkın yoksullukla boğuştuğunu söyledi. Muhsine, “Var olan yoksulluktan kaynaklı çevremizde olan bitenden haberimiz yok. Halk bu ülkeyi savaşa sürükleyenlere bir daha oy vermemelidir. Saraylarda iftar yemekleri veriliyor ama halk burada açlıktan ölüyor. Kürtler zulüm karşısında bir olmalıdır. Herkesi bombaladı, ona oy verenler ondan hesap sorsunlar” dedi.  
 
‘Kadınlar olarak savaşın biran önce son bulmasını istiyoruz’
 
Savaşın bir an önce son bulması gerektiğinin altını çizen ev emekçisi Fatma Ateş, “Savaşı kardeş savaşına dönüştürmeye çalışıyorlar. Ancak bizler kadınlar olarak savaşın bir an önce son bulmasını istiyoruz. Umuyoruz ki Ramazan ayının kutsallığı ve bereketi ile bu günleri atlatırız. Bu savaşın İslamiyet’te de bir karşılığı yoktur. Bugün bizi birbirimize kırdırmaya çalışıyorlar. Yarın biz yok oluruz, onlar var olur. Bundan kaynaklı hepimizin duyarlı olması gerekiyor. Biliyoruz ki bu iktidar gidicidir” diye ekledi.
 
‘Herkes tepki göstermeli’
 
Ev emekçisi Semra Deren, kimsenin savaş istemediğini ancak ülkenin savaşa sürüklendiğini belirterek,  şunları söyledi: “Savaştan kaynaklı yüreğimiz yanıyor. Biz anneler olarak savaşın olmasını istemiyoruz. Herkesin bu duruma tepki göstermesi gerekiyor.”