Marmara Bölgesi’ndeki 21 cezaevi raporu: 3 ayda 3 bin 608 ihlal

  • 13:29 27 Nisan 2022
  • Güncel
İSTANBUL- İHD İstanbul Şubesi Hapishaneler Komisyonu'nun 3 aylık “Marmara Bölgesi Hapishaneleri Hak İhlalleri Raporu”nda toplam 3 bin 608 hak ihlalinin yaşandığı belirtilirken, 13 aydır haber alınamayan PKK Lideri Abdullah Öcalan ile yapılmak istenen görüşme talebinin ise 44 defa reddedildiği vurgulandı. 
 
İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Hapishaneler Komisyonu, 3 aylık “Marmara Bölgesi Hapishaneleri Hak İhlalleri Raporu”nu şube binalarında yaptıkları basın açıklaması ile duyurdu. Açıklamanın yapıldığı salona, “Marmara Bölgesi Hapishaneleri Hak İhlalleri Raporu” pankartı asıldı. Açıklamaya, İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri ve Hapishaneler Komisyonu üyeleri katıldı.  
 
Üç ayda 186 başvuru
 
21 farklı cezaevinden 186 başvurunun yapıldığı raporun ortak metnini İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri ile Hapishane Komisyonu üyeleri Meral Nergis Şahin ve Mehmet Acettin bölüm bölüm okudu. Hak ihlallerinin tespit edildiği Marmara Bölgesi cezaevleri arasında Silivri Kampüs, Tekirdağ 1 ve 2 Nolu F Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu (CİK), Edirne F Tipi Kapalı CİK, Kandıra F Tipi Kapalı CİK, Bakırköy Kadın Kapalı CİK, Gebze Kadın Kapalı CİK, Bolu F Tipi Kapalı CİK, Maltepe 2 ve 3 Nolu L Tipi Kapalı CİK, Maltepe 1 Nolu T Tipi CİK, Manisa T Tipi Kapalı CİK, Kocaeli 2 Nolu T Tipi CİK, Sinop E Tipi Kapalı CİK, Van T Tipi CİK, Tarsus 2 Nolu T Tipi CİK, Şakran 4 Nolu T Tipi CİK, Erzincan T Tipi CİK, Kırklareli E Tipi Kapalı CİK, Alanya L Tipi Kapalı CİK, Urfa T Tipi CİK, Denizli T Tipi CİK, Düzce T Tipi CİK ve Sincan Kadın Kapalı CİK yer alıyor. Başvuruların 20’si adli, 166’sı siyasi, 22’si kadın, 164’ü erkek, 7'sinin de yabancı uyruklu tutsaklar tarafından yapıldığı paylaşıldı.
 
3 bin 608 ihlal yaşandı
 
Yaşanan hak ihlallerinin raporda aylara göre dağılımı şu şekilde sıralandı: “Ocak ayında bin 733, Şubat ayında bin 185, Mart ayında 690 olmak üzere 2 bin 985 ihlal tespit edilmiştir. Toplam ihlal sayısı, 4’ü yaşam hakkı ihlali olmak üzere 3 bin 608 olmuştur. Yaşanan ihlaller ise, darp, işkence 71, kötü muamele 81, hücreye koyma 30, çıplak arama 40, aramalarda ağız içine bakılması 12, süngerli hücreye koyma 21, psikolojik baskı 87, onur kırıcı davranış ve küfürlü konuşma 50, ölümle tehdit 9, mahpusların hücre cezası ve sürgünle tehdit edilmesi 22, aramalarda eşyaların kırılması, kitapların yırtılması 35, kalabalık gardiyan gruplarınca hücrelerin basılması 20, havalandırmanın üstünün tel örgüyle kapatılması 25, sayımların ayakta, tek sıra, askeri nizamda yapılmak istenmesi 11, üst aramalarında mahpusların giysilerinin zorla çıkarılması 23, kamera olmayan bölümlerde toplam 834 ihlal yaşandı.”
 
Sağlık alanında en çok yaşanan ihlaller
 
Rapora göre, sağlık alanında en çok yaşanan hak ihlali sayısı 43 olurken, hastane sevklerinin iptali ve geç götürmelerde olduğu şeklinde yansıdı. Sağlık alanında yaşanan diğer ihlaller de şu cümlelerle aktarıldı: “Revire çıkarılmama 35, düzenli kullanılan ilaçların verilmemesi 17, tetkik sonuçlarının verilmemesi 12, hastanede yatağa kelepçelenme 3, muayene sırasında jandarmanın odadan çıkmaması 17, kelepçeli muayene 24, ağırlıkta karantina uygulaması 25, hastane gidiş gelişlerinde ağız içi araması dayatması nedeni ile hastaneye gidememe 25.”
 
 Yine rapora göre iletişim hakkı ihlallerinde 804, infazda eşitlik ilkesi 251, açlık grevi eylemlerinde 64 hak ihlali yaşandığı belirtildi.   
 
3 ayda 4 tutsak yaşamını yitirdi
 
Raporda, üç ay içerisinde Marmara Bölgesi’nde yaşamını yitiren tutsak sayısının 4 olduğu paylaşıldı. Raporda hayatını kaybeden tutsaklara ilişkin şu bilgilere yer verildi: “Bolu F Tipi Cezaevi'nde tutulan Mehmet Hanefi Bilgin isimli mahpus 30 Ocak 2022 tarihinde yaşamını yitirdi. Kalp krizi nedeniyle yaşamını yitirdiği iddia edildi. İstanbul Metris 1 Nolu T Tipi Cezaevi’nde tutulan ağır hasta mahpus Turgay deniz sağlık nedenlerinden dolayı tahliye edildikten 2 gün sonra 2 Şubat'ta hayatını kaybetti. Kırıkkale Keskin T Tipi Cezaevi’nde tutulan İsa Yaşar isimli mahpusun 6 Şubat 2022 tarihinde sağlık sorunları nedeniyle yaşamını yitirdiği öğrenildi. Bilecik M Tipi Cezaevi’nde tutulan Taner Işıldak isimli bir mahpusun 23 Şubat 2022 tarihinde kaldığı koğuşta intihar ettiği iddia edildi.”
 
PKK Lideri ile görüşme talebine 44 kere ret
 
Basın taraması yoluyla tespit edilen 623 hak ihlalinin yaşandığı kaydedilen raporda, İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi'nde ağır tecrit koşulları altında tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan ile yapılmak istenen görüşme talebinin ise 44 defa reddedildiği paylaşıldı. Raporda ayrıca tutsaklara dönük ırkçı ve ayrımcı söylemlerin yer aldığına da dikkat çekildi. En az 17 ırkçı söylem, 12 itirafçılığa zorlama durumu, 67 iç sürgün, 47 zorla sevk, 13 muhbirlik dayatması, 34 ölümle tehdit ve 21 “terör kimliği” dayatması yaşandığı tespitinin paylaşıldığı raporda, sağlıklı beslenme, iletişim hakkı, temiz suya erişim ve açlık grevinin yanı sıra infazda eşitlik ilkesine dair de yüzlerce ihlale yer verildi.
 
İtiraz eden tutsaklara disiplin soruşturması
 
Salgın nedeniyle cezaevlerinde tüm sosyal haklara getirilen kısıtlamaların devam ettiğini dile getiren İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri, “Tecrit ve izolasyon derinleşmiş kalıcı hale getirilmiştir. Covid salgını sürecinde yaşanan hastane randevularının iptali, kelepçeli muayene ve olumsuz karantina uygulamaları nedeniyle hastaneye sevkler ve tedaviye erişimde yaşanan sorunlar hasta mahpusların yaşamlarını yitirmelerini hızlandırmıştır. Görüşlere getirilen kısıtlamalar artarak devam etmiş, ayda dört kez olan kapalı görüş ikiye, ayda bir kez bir saat olan açık görüş yarım saate düşürülmüştür. Hasta mahpuslara halen yeterli beslenme sağlanmamaktadır. Hücre ve üst aramalarında gardiyanlar maske ve eldiven kullanmamakta, mesafeyi korumamakta, uyarıda ya da itirazda bulunan mahpuslara disiplin soruşturmaları başlatılmaktadır” ifadelerini kullandı.
 
‘Kamera olmayan bölümlerinde işkence yapılmış’
 
Gülseren, tutsakların maske takma zorunluluğu olduğunu ancak gardiyanların maskesiz olduğunu ve bu nedenle de tutsakların sağlıklarını tehlikeye attığını dile getirdi. Tecrit uygulamasının ağırlaştırıldığının altını çizen Gülseren devamında şunları aktardı: “Bu dönemde en yoğun yaşanan sorunlardan biri de çıplak arama uygulaması ve arama sırasında mahpusun ağzının içine bakılmak istenmesi olmuştur. Çıplak aramayı kabul etmeyen mahpuslara işkence edilerek, giysileri parçalanarak zorla çıkarılmış, mahpuslardan diz çökmesi istenmiş bunu kabul etmeyen mahpuslar saldırıya uğramış hapishanenin kamera olmayan bölümlerinde işkence yapılmıştır. Mahpuslar ‘karantina uygulaması’ adı altında tek başlarına hücrelere konularak aylarca buralarda tek başına bırakılmış, sistematik bir uygulama olan tecrit uygulaması ağırlaştırılmıştır. Ayrıca mahpuslara görevli memura direnmekten davalar açılmış, mahpusun yaptığı şikayetlere ise ‘kovuşturmaya yer yoktur’ cevabı verilmiş, dosyalar kapatılmıştır.”
 
‘Görüşme yeteneğine sahip olması’ şartı
 
Tahliye edilmesi gereken tutsakların “iyi hali yok” iddiasıyla tahliye edilmediğini belirten Gülseren,  “Mahpusların hangi koğuşta kaldıkları, görüşçülerinin kimler olduğu, kimin para yatırdığı, okuduğu kitaplar, halay çekmesi, kutlama ya da anmaya katılması, türkü söylemesi vb. durumlar dahi ‘iyi hal değerlendirmesi’ sırasında ölçüt olarak kullanılmakta, mahpusun tahliyesi verilen olumsuz raporlarla engellenmektedir” dedi. 
 
Gardiyanların ve cezaevi müdürlerinin tutsaklara küfür, hakaret ettiğini ve sürekli ortamı gergin tutmaya çalıştıklarını söyleyen Gülseren konuşmasını şu sözlerle sürdürdü: “Hücre aramalarında Covid tedbirlerini almamaları, hücrelere baskın aramalar, gece hücre araması yapılmak istenmesi, haftada iki kez hücre araması yapılması, aramalara gardiyanlarla birlikte polis ve istihbarat elamanlarının girmesi, eşyaların kırılması, dağıtılması, kişiler hedef alınarak hücrelerine baskın yapılması, ‘Adalet Bakanlığı’nın emriyle’ denilerek mahpusun tek kişilik hücreye konması, yine aile ve avukat görüşlerinde yaşanan sorunlar, görüşlerde ziyaretçi sayısının iki kişi ile kısıtlanması, görüşe gelecek kişinin ‘görüşme yeteneğine sahip olması’ şartı ve görüşe gelecek kişinin gelmeden belli bir süre önce geleceğini bildirmesi zorunluluğu gibi yeni yeni zorlamalar da devreye sokulmuştur.”
 
Gardiyanlara ‘başkan’ diye hitap etmeleri isteniyor
 
Son dönemlerde tartışma konusu olan S Tipi Cezaevleri’nde de ciddi sorunların yaşandığına dikkat çeken Gülseren, “S Tipleri, tek kişilik hücrelerden oluşan, kapıların merkezi sistemle açılıp kapandığı, tuvaletle mahpusun kaldığı yerin birbirinden ayrılmadığı, ayakta sayımın dayatıldığı, mahpuslardan gardiyanlara ‘başkan’ ya da ‘abi’ diye hitap etmelerinin istendiği, mahpusun duvar dibinde yürümesinin istendiği yerler olarak duruyor” şeklinde konuştu.
 
60 yazışmaya 23 geri dönüş
 
Sorunların çözümü için Adalet Bakanlığı, Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlüğü (CTE), TBMM İnsan Hakları Komisyonu, Cezaevleri İdareleri ve cezaevinin bulunduğu ilin İl İnsan Hakları Kurullarına yazılar yazdıklarını belirten İHD İstanbul Hapishaneler Komisyon üyesi Mehmet Acettin, Adli Tıp Kurumu (ATK), savcılıklar, Sağlık Bakanlığı, Tabip Odası, Belediye ve İl Hıfzıssıhha Kurumu, duruma göre büyükelçilikler ile de yazışmalar yaptıklarını ekledi. Üç aylık dönemde 60 yazışma yaptıklarını  kaydeden Mehmet, 23 yazışmaya geri dönüşün olduğunu belirtti.