Pervin Buldan ATK önünden seslendi: Cezaevlerini inceleyin

  • 13:02 27 Nisan 2022
  • Güncel

DİYARBAKIR - Tutsak yakınlarıyla beraber Diyarbakır ATK önünde açıklama gerçekleştiren HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerinin her geçen gün arttığını belirterek “İktidar baki değildir. Gelip geçici olan koltuklara hiç kimse güvenmesin. Gün gelecek elbette devran dönecek” dedi.

Hasta ve infazı yakılan tutsakların serbest bırakılması talebiyle tutsak yakınlarının Diyarbakır'da başlattığı "Adalet Nöbeti" eylemi Diyarbakır Adli Tıp Kurumu (ATK) önünde devam etti. Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran, HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, Tevgera Jinên Azad (TJA), HDP bileşenleri, HDP milletvekilleri, il ve ilçe yöneticileri, Med Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Hukuki ve Dayanışma Dernekleri Federasyonu (MED TUHAD-FED), Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD),Tutuklu Hükümlü Aileler ile Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (TUAY-DER), Medeniyetler Beşiğinde Yakınlarını Kaybeden Ailelerle Yardımlaşma Dayanışma Birlik ve Kültür Derneği (MEBYA-DER) ve Mezopotamya Dil ve Kültür Araştırmaları Derneği (MED-DER) de nöbete katılarak, ailelere destek verdi.
 
Adalet nöbetinin başladığı günden itibaren nöbette yer aldığını söyleyen tutsak yakını Fevziye Kolakan, geçirdiği hastalıktan kaynaklı son süreçlerde nöbetlere katılamadığını söyledi. Fevziye, tutsaklara baskıların her geçen gün arttığını belirterek, " Vücudumda tek bir damla kan kalsa dahi tutsakların sesini duyurmaya çalışacağım. Erdoğan sadece bir gün kendi çocuğuyla görüşmesin, o zaman hak veririm. 1 aydır oğlumla konuşmadım, 28 yıldır oğlum cezaevinde. Bu zulmü kabul etmiyoruz. Çocuklarımızın infazı yakılıyor, pişmanlık dayatılıyor. 30 yıldır tutsak olan insanlar nasıl pişman olsun? Adalet Bakanlığı'na çağrımdır, bu zulme son verin. Artık cenazelerin çıkmasını istemiyoruz" dedi.
 
‘Talebimiz yerine getirilmedi'
 
6 aya yakındır eylemde olduklarını hatırlatan tutsak yakını Herdem Mervani, "Hiçbir talebimiz yerine getirilmedi. Adalet Bakanlığı şuana kadar eylemimizle ilgili tek bir adım atmadı. Bizler çözümde ısrar ediyoruz. Taleplerimiz göz önünde bulundurulmalıdır. Hasta ve infazı yakılan tutsaklar derhal serbest bırakılmalıdır" diye konuştu.
 
‘Annelerimiz yıllardır büyük acılar çekiyor’
 
Ardından konuşan HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan ise ailelerin 6 ay önce başlatmış olduğu Adalet Nöbeti’nin hala devam ettiğine işaret ederek, Van, İzmir, İstanbul’da ailelerin ve Urfa'da Emine ve Ferit Şenyaşar'ın başlattığı nöbetlere değindi. Pervin, "Annelerin yüreğindeki sesi ve çığlığı duymak bizim en büyük görev ve sorumluluğumuzdur. Bu ülkede annelerimiz yıllardır büyük acılar çekiyor büyük bedeller ödüyor, En büyük acıyı en büyük bedeli bu gün cezaevlerinde haksız ve hukuksuz şekilde tutulan arkadaşlarımız ödüyor. Hak ihalelerinin çok yoğun yaşandığı cezaevlerinde artık her gün bir hak ihlallerinin yaşandığını bir yana bırakalım ölüm haberlerinin geldiği, insanların yaşamını yitirdiği bir dönemi yaşıyoruz. Hasta olan tutuklu arkadaşlarımızın tahliyelerinin gerçekleşmemesi için ellerinden geleni yapıyorlar” ifadelerini kullandı.
 
‘Adalet ve hukuktan bahsetmek mümkün değil’
 
Cezaevlerinde bin 600 hasta tutsağın bulunduğunu hatırlatan Pervin, cezaevlerinde çok sayıda ağır hatsa tutsağın bulunduğunu ancak tedavilerinin yapılmadığını kaydetti. Pervin, “Hasta tutuklular son aşamaya geldikten sonra son günlerini hastanelerde yaşamanı yitirerek tamamlıyorlar. Cezaevleri bir ülkenin aynasıdır, biz de farkındayız. Bir cezaevinde eğer hak ihlalleri yaşanıyorsa, tutuklulara zulüm ediliyor, baskı görüyorlarsa, tutuklular aileleriyle istediği şekilde haberleşmiyorsa, her yaptığı şeye bir disiplin cezası veriliyorsa onları, aileleri başta olmak üzere yakınları ve arkadaşlarıyla haberleşmesine izin verilmiyorsa bu ülkede adalet ve hukuktan bahsetmek mümkün değil” dedi.
 
‘Adalet mutlaka sağlanacaktır’
 
Pervin, tutsakların ailelerinden uzak yerlerde bulunan cezaevlerine gönderildiğinin altını çizerek konuşmasını şu şekilde sürdürdü: “Bu sadece tutuklulara değil ailelere de verilen bir cezadır. Sadece bunlardan ibaret olmayan, verilen cezaların da son dönemlerde ne kadar yüksek verildiğini hepimiz görüyoruz. İşe bu yargının bağımsız olmadığını, adaletin vicdanlarda çürüdüğünü ve yargının tamamen Saraya bağlı olduğunu bizlere göstermiştir. En ufak bir hak talebini bile büyük cezalarla bastırmaya çalışanlar şunu iyi bilsinler ki bu ülkeye demokrasi, özgürlükler ve barış gelene kadar hak ve hukuk mücadelesi bu ülkede başta annelerimiz olmak üzere hepimiz tarafından yürütülecektir. Adalet bu ülkede bir gün mutlaka sağlanacaktır. Ama bugün hukuksuzlukları adaletsizlikleri yapanlara da bir gün adalet lazım olacak. Bunu kimse aklından çıkarmasın.
 
Annelerimiz yalnız değildir
 
İktidar baki değildir. Gelip geçici olan koltuklara hiç kimse güvenmesin. Gün gelecek elbette devran dönecek. Bu yaptığınız haksızlık ve hukuksuzlukların hesabını adalet ve gerçek hukuk önünde herkes verecek. Biz gerçek adalete ve hukuka inanıyoruz. Bu yüzden bütün Türkiye’de vicdan sahibi insanlara sesleniyoruz. Annelerimiz yalnız değildir. Cezaevlerinde arkadaşlarımıza uyguladığını haksız ve hukuksuz uygulamalara karşı barıştan adaletten yana olan herkesin karşı çıkmasını bekliyoruz. Bu ülkede bir gün mutlaka adaletin sağlanacağına da inanıyoruz. 
 
Adalet Bakanlığı’na çağrı
 
Cezaevleri artık işkencelerin yapıldığı ölümlerin, gaspların yaşandığı her gün odaların izinsiz arandığı ve çok keyfi uygulamaların hayata geçtiği bir yer olarak karşımızda duruyor. Adalet Bakanlığına çağrıda bulunuyoruz, cezaevlerini tek tek inceleyin. Oradakilerle iletişim içinde olun. Oradaki haksız ve hukuksuzlukları görün ve buna göre tedbir alın. Ben bir kez daha vicdanı olan herkesin, onurlu olan herkesin, adalet sahibi olan herkesin annelerimizle dayanışma içinde olmasını önemli olduğunu belirtiyorum. Annelerinin yanında olduğumuzu bilmelerini istiyorum.”
 
Açıklama “Hak hukuk adalet”, “Bijî berxwedana zindana” sloganları ve alkışlar ile son buldu.