‘Savaş yöntemleri ile Kürt halkının onurlu duruşu ortadan kaldırılamaz’

  • 09:06 26 Nisan 2022
  • Güncel
 
İSTANBUL - TSK ve KDP’nin ortak yürüttüğü saldırıları değerlendiren HDP İstanbul İl Eşbaşkanı İlknur Birol, “Kürt halkının kendi varlığına ilişkin hak talebini, tarih karşısında onurlu duruşunu, savaşçı yöntemlerle ortadan kaldırmanın imkanı yoktur” dedi.
 
Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) ve Kürdistan Demokrat Partisi’nin (KDP) işbirliğiyle Zap, Avaşin ve Metina bölgelerine dönük saldırılar bir haftayı geride bıraktı. Bölgede şiddetli çatışmalar yaşanırken, Kürt halkı KDP Genel Başkanı Mesut Barzani’ye kardeş kanı dökmemesi ve ihanet çizgisinden ayrılması için çağrılarına devam ediyor. Kürt halkı ve dostları saldırılara bulundukları her yerden tepki gösteriyor.
 
TSK ve KDP ortaklığı ile süren saldırıları değerlendiren Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul İl Eşbaşkanı İlknur Birol, saldırıların durdurulması gerektiğini ve çözümünün de müzakere yolundan geçtiğini vurguladı.  
 
‘Kürt halkının onurlu duruşunu savaşla kaldıramazsınız’
 
Saldırı sinyallerinin çok önceden verildiğini hatırlatan İlknur, Türkiye’nin dünyada yaşanan krizi fırsat bilip saldırıyı gerçekleştirdiği yorumunda bulundu.  İlknur, “Bir paranoyaya dönmüş Kürt fobisinin aslında demokratik müzakere yöntemleri ile çözülebilir problemleri savaş aparatı ile çözme niyetinin gelindiği son aşamadır. Hem ülke hem de bölge açısından kritik bir aşamadır. Nihayetinde biz barışçıl sözümüzü bugün söylemiyoruz. Bir fikri takip yapıp bir kere daha söylüyoruz. Kürt halkının kendi varlığına ilişkin hak talebini, tarih karşısında onurlu duruşunu, güvenceye alınması talebini savaşçı yöntemlerle ortadan kaldırmanın imkanı yoktur” şeklinde konuştu.  
 
Türkiye enerji kaynaklarına göz dikti
 
Saldırıların bir çıkmaz sokak olduğunu söyleyen İlknur,  AKP-MHP’nin savaşta ısrar etmesinin, geçici bir süre kendi bekasını sağlayabilecek dayanakların Türkiye toplumunun tamamına zarar vereceğini vurguladı. Saldırıların KDP işbirliğiyle gerçekleştiğinin aşikar olduğunu ifade eden İlknur, “Böyle bir saldırgan tutumun, Kürtlerin de aynı zamanda birbiriyle çatışmasına yol açabileceği zeminleri hazırlandığını, bunun arakasında da enerji kaynaklarına ilişkin özel bir amacın da yattığını ifade etmemiz lazım. İsrail ve Kürt gazı adıyla piyasa tartışmalarında geçen hattın kendince işbirliğiyle güvenceye alınmasını, bunu gerçekleştirirken insanı, toplumu, halkları düşünen değil bir avuç sermayedar kendi geleceğini inşa etmek için çok özel bir tasarrufta bulunuyor.  Dolayısıyla Türkiye, KDP iş birliğiyle hem Kürtlerin varlığına ilişkin bir saldırgan tutumla bölgede kendine ait stabil bir alan yaratmak isterken aynı zamanda Kürt halkını birbiriyle çatışır hale getirmeyi tetikliyor. Ve aynı zamanda da bu enerji kaynaklarını ilişkin hamilikle birlikte kendisi üzerinde geçmesi konusunda bir yol yapıyor” diye konuştu.
 
Demokratik müzakere vurgusu
 
Türkiye’nin saldırılarını daha geniş alana yayacağını belirten İlknur, savaşa karşı sözlerinin barış olacağını ifade etti.  Müzakereye gidilerek sorunun çözülmesi gerektiğini savunan İlknur, “Artık tarihin ikiyüzlülüğe ihtiyacı yok. Rusya-Ukrayna savaşında bir saldırganlığa, savaşa hayır deyip burnunun dibinde tanklı, toplu, tüfekli, ölümlü ve halklara kaybettiren bir savaşı görmezden gelmenin imkanı yoktur. Rusya-Ukrayna savaşına hayır dediğimiz gibi yanı başımızda devletin bu saldırganlığına, işgal ve nüfuz alanını genişletmek provasına da hayır diyoruz. ‘Kürt sorunu’ olarak adlandırılan sorunun demokratik yol ve yöntemlerle çözümünün imkanı olduğunu söyleyen bir hatta, gücümüz ve kuvvetimiz ile sonuna kadar barış demeye devam edeceğiz. Bu senaryoya asla ortak olmamak, işbirliğine girmemek, kardeşin kardeşle çatıştığı bir zemine asla izin vermemek ve herkesi barışın çeperinde bir demokratik düzenekte sorunları konuşulabilir hale getirmek için çağrı yükseltmekten geçiyor” diye konuştu.
 
Muhalefetin tutumu
 
“Uzaktaki savaş için barış istemek, yakındaki savaş içinse olabildikçe kışkırtıcı bir şekilde iktidar arkasında dizilmek, bu ülkede iktidar olmayı hedeflediğini söyleyen muhalefet partileri açısından da turnusol kağıdıdır” diyen İlknur, muhalefet partilerinin savaşı desteklemesini eleştirdi. Muhalefet partilerinin “Barış” söylemlerinin propaganda ötesine geçmediğini de dile getiren İlknur, “Eğer barış diyorsanız ve ilkeniz hakikaten de ‘Yurtta sulh cihanda sulh’ ise o zaman doğru bir nizam alın ve halkın toplum yararına olan barış fikrinin kendisinin gelişmesi için çaba sarf edin. İktidarın bu kutuplaştırma,  bu çok tehlikeli kardeşi kardeşe kırdırma oyununa bölgede kendi iktidarının geleceği için bir fiziki olarak nüfus alanını büyütme oyununa gelmeyin. Dolayısıyla biz bu yanlıştan dönmelerini, barıştan yana hakiki saf tutmalarını, demokratik çözüm sözünün arkasında cesurca durabilecekleri bir politik pozisyonu tavsiye edebiliriz.  Tavsiyemizde barıştan yana olur demektir” ifadeleri ile muhalefet partilerine çağrıda bulundu.