Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hukuk ve İnsan Hakları Komisyonu, Özgürlük için Hukukçular  (ÖHD) ve İnsan Hakları Derneği temsilcilerinden oluşturulan heyet,  Van, Iğdır ve Ağrı Cezaevlerindeki hak ihlallerine ilişkin cezaevi temaslarından sonra Van Barosu’nda devam eden Adalet Nöbeti’ni ziyaret etti. 

 

HDP milletvekilleri Oya Ersoy, Abdullah Koç, Fatma Kurtulan ve Hüseyin Kaçmaz ve Muazzez Orhan, ÖHD Genel Merkez Yöneticisi avukat Cahit Ertan ve İHD Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyesi Hamdi Bayhan’ın aralarında olduğu heyet, Van’daki ilk ziyaretini hak ihlallerinin yoğun olduğu Van Yüksek Güvenlikli Cezaevi’ne yaptı. Cezaevi idaresiyle görüşmek isteyen heyetin talebi ise reddedildi. Bunun üzerine cezaevinden ayrılan heyet, temaslarını Van Barosu’nu ziyaret ederek sürdürdü. Heyeti, Baro Yönetim Kurulu (YK) üyeleri karşıladı.

Basına kapalı gerçekleştirilen ziyaretin ardından heyet, Van Barosu’nda 118 gündür Adalet Nöbeti’ni sürdüren aileleri ziyaret etti. Ziyarete, HDP ve DBP Van İl Örgütü yöneticileri, TUHAY-DER Van Şubesi, Demokratik Toplum Kongresi, ÖHD, İHD yöneticileri katıldı. Burada heyet adına konuşan HDP Mersin Milletvekili Fatma Kurtulan, iki günlük ziyaretlerine ilişkin açıklama yaptı.

 

‘Olan bitenden haberimiz var’

 

İki günlük ziyaretlerinin Van’da Adalet Nöbeti ailelerini ziyaret ederek sonlandırdıklarını belirten Fatma, ziyaretlerine hak ihlallerinin en çok yaşandığı Iğdır S Tipi Cezaevi’ni ziyaret ederek başladıklarını belirterek, “Daha sonra Patnos L Tipi Cezaevi’ne geçtik. İlgili savcı ve cezaevi idaresiyle görüşmek istedik. Ancak, hiçbir gerekçe gösterilmeyerek ilgili savcı ve idare görüşmedi bizlerle. Iğdır’da ise idareyle görüştük. Patnos’ta işkence durumu var. Tutuklulara dayatılan ayakta sayım karşısında tutukluların itiraz etmesi üzerine işkence durumu duymuştuk. Avukat arkadaşlarımızın yaptığı görüşmelerde bu durum teyit edildi. Olan bitenden haberimiz var” dedi.

 

‘İşkenceyle öldürüldü'

 

Türkiye’de cezaevi sorunun “kangren” boyutuna geldiğinin altını çizen Fatma, “Tutuklular, cezaevlerinde büyük bir mücadele içerisindedir. Ancak, devlet tutuklulara savaş açmış durumda. İşkenceyle oluşan ölüm vakalarının olduğun biliyoruz. İlgili kurumlar, Silivri’deki vakayla ilgili işkence olmadığını normal bir ölüm olduğun söylese de görüntülerde işkenceyle öldürüldüğü görülüyor. Diğer yerlerde de işkence olan vakalar var” dedi.

 

‘Tutuklular ölüme gönderiliyor '

 

Cezaevlerinde en vahim durumu hasta tutsakların yaşadığına dikkat çeken Fatma, “Hasta tutuklular etkili tedaviye ulaşmama durumu var. 604 ağır hasta tutuklu var.  Gerekli durumlarda tetkikleri yapılmıyor ve birçoğu ölüme terk edilmiş durumda. Tutuklular tekli hücrede tutulmaya devam ediyor. Manisa Cezaevi’nden Mehmet Sevinç’in cenazesi çıktı. Tedavi edilseydi, kendi arkadaşlarının yanına getirilseydi hayatta kalabilirdi. Bile bile tutuklular ölüme terk ediliyor. Tutsaklar kelepçeli muayene dayatmasına maruz kalıyor, talepleri karşılanmıyor. Aylar sonra hastaneye götürülüyorlar. Yaşanan her ölümden devlet sorumludur. Bu kişilerin her şeyinden sorumlu olan devlet ve iktidardır. Bunların peşini bırakmayacağız. Tek tek durumlarını ve hesabını sormaya devam edeceğiz” diye konuştu.  

 

Aysel Tuğluk çağrısı

 

Yapılan tüm çağrılara rağmen tahliye edilmeyen Aysel Tuğluk’un durumu üzerinde de duran Fatma, “ Tüm kadın hareketleri Aysel Tuğluk’un sağlığının kötüye gitmemesi için tahliye etmesi çağrısında bulunuyor. Ancak bu duruma sağır ve körler. Onun koğuş arkadaşı feryat ediyor. Bir an önce Aysel Tuğluk serbest bırakılmalıdır” dedi.

 

‘Sayın Abdullah Öcalan'la görüşme sağlanırsa Türkiye rahata kavuşur ’

 

PKK Lideri Abdullah Öcalan’a uygulanan tecritle Türkiye'nin baş aşağı gitmeye devam ettiğinin altını çizen Fatma, şöyle konuştu: “Tecrit, tüm alanlara sirayet etmiştir. Her alandaki tıkanıklığın nedeni Türkiye’nin barışa sırtını dönmüş olmasıdır. Türkiye İmralı kapısını açmayı denerse biz çok iyi biliyoruz ki; Sayın Öcalan ile sürdürülecek istişareler sonucunda Türkiye her alanda refaha kavuşacaktır. Demokratikleşme adına bir adım atılacaksa ilk yer cezaevleri olmalıdır.  Cezaevleri, Türkiye’nin içerisinde bulunduğu durumun en önemli kıstasıdır. Oradaki zulüm, Türkiye’nin nasıl bir ülke olduğunu bize gösteriyor. Türkiye yönünü demokrasiye çevirirse Sayın Öcalan ve tutuklular üzerindeki bu hak ihlalleri, insanlık dışı uygulamalarına son vermekle adım alacaktır. Annelerin eylemi, anlamlıdır ve destekliyoruz.”