Sürgün politikasına tepki: Zulme baş eğmeyeceğiz

  • 09:04 12 Nisan 2022
  • Güncel
 
Rabia Önver
 
HAKKARİ - Cezaevlerinde yaşanan hak ihlalleri her gün artarken, tutsaklar yaşadıkları şehirlerden uzak cezaevlerine sürgün ediliyor. İki çocuğu da kilometrelerde uzağa sürgün edilen Mehsima Yaşar, sürgünler ile ailelerin cezalandırılmak istendiğini, ancak zulme baş eğmeyeceklerini vurguladı.
 
İmralı’da 23 yılı aşkın süredir devam eden tecrit, işkence uygulamaları olarak tüm cezaevlerine yansıyor. Özellikle hasta tutsaklara yönelen hak ihlallerine karşı tutsak yakınları aylardır adalet talep ediyor. Ancak bu talebe yanıt olmak bir yana, cezaevlerinde her geçen gün şüpheli ölümler yaşanıyor. İnsan Hakları Derneği (İHD) verilerine göre sadece son 5 yılda 255 tutsak cezaevlerinde yaşamını yitirdi. Birçok hak ihlali ile gündeme gelen cezaevlerinde yaşanan temel sorunlardan biri de sürgün.
 
Hakkari’nin Yüksekova ilçesinde yaşayan Mehsima Yaşar’ın da iki çocuğu sürgünle kilometrelerce uzağa götürüldü. Mehsima’nın çocuklarından Yüksekova Belediye Eşbaşkanı Remziye Yaşar 2019’da tutuklanmasının ardından bir hafta Van’da kaldıktan sonra Elazığ Kadın Kapalı Cezaevi’ne, diğer çocuğu Dilgeş ise 7 ay Van’da tutuklu kaldıktan sonra Tekirdağ’a, oradan da 2 yıl sonra Trabzon Beşikdüzü T Tipi Cezaevi’ne sürgün edildi. Remziye 2019, Dilgeş de 2016 yılından bu yana tutsak.
 
Mehsima, oğlu Dilgeş’i uzak mesafe ve pandemi nedeniyle yaklaşık 3 yıldır görmediğini, kızı Remziye’yi ise çok zor şartlarda görebildiğini söyledi.
 
‘Hak, hukuk varsa cezaevleri için de uygulanmalı’
 
Mehsima, iki çocuğunun da uzak mesafelerde olması nedeniyle görüşe gitmekte zorlandıklarını belirtirken, “Pandemiden kaynaklı uzun bir süre açık görüşler olmadı, açık görüşler yeni yeni başladı. Açık görüşlerin saatlerini yarım saat yaptılar. Ben 24 saat yol gidiyorum yarım saat çocuklarımı görmek için. Oğlum kendisi de bu mesafelerden kaynaklı benim görüşe gitmemi istemedi. İki çocuğumun da yeri uzak. Bazen görüş günleri aynı güne denk geliyor ama ikisine de gidemiyorum, uzak mesafede oldukları için. Devletten bir umudumuz bir beklentimiz yok. Eğer hak ve hukuk varsa cezaevleri için uygulanmalı” sözlerini kullandı.
 
‘Zulme baş eğmeyeceğiz’
 
İki çocuğunun da uzak cezaevine götürülmesinin sebebinin iktidarın aileleri ve tutsakları cezalandırmak istemesi olduğunun altını çizen Mehsima, bu zulme baş eğmeyeceklerini belirtti. Mehsima, “Kızım belediye eşbaşkanıydı, 3 yıldır cezaevinde tutuluyor. Hiçbir suçu yokken kızıma 17 yıl ceza verildi. Remziye’yi görmeye gittiğimde gardiyanlar sürekli oturduğumuz yere gelip gidiyorlar, coplarla sesler çıkarıyorlar, sırf birbirimizi duymayalım diye böyle engel oluyorlar. Çocuklarımızı hastaneye götürürken kelepçe ile götürüyorlar, karantina koğuşlarında 25 gün bırakıyorlar. Biz anneyiz canımız yanıyor. Her gün düşünüyoruz ya bizim de çocuklarımızın cenazeleri çıkarsa cezaevlerinden diye. Bize yapılan bu zulüm kabul edilemez bu vicdansızlıktır” şeklinde konuştu.
 
Hasta tutsaklar için çağrı
 
Cezaevlerinde birçok hasta tutsağın olduğuna işaret eden Mehsima, Aysel Tuğluk'un sağlık problemlerinin gün gittikçe ilerlediğini, buna rağmen hala cezaevinde rehin tutulduğunu dile getirdi. Mehsima, şunları söyledi: “Cezaevinde kalabilir raporu verenler de aynı devlettir. Hasta tutsaklar tedavi edilmeli ya da serbest bırakılmalı ki aileleri tedavilerini yapsın. Biz cezaevinde hasta bulunan tüm hastaların serbest bırakılmasını ve tedavilerinin yapılmasını istiyoruz. Artık cezaevlerinden tabutların çıkmasını istemiyoruz. Biz de anneyiz yüreğimiz yanıyor, hepsi bizim evlatlarımız. Uzakta olan tutsaklarımızı yakın yere getirilsin.”