‘Gülistan Doku dosyasında delil oluşturmamak için araştırma yapılmıyor’

  • 09:04 11 Nisan 2022
  • Güncel
 
DİYARBAKIR - Gülistan Doku’nun kaybolmasında baş şüpheli Zainal Abarakov ve diğer şüpheliler hakkında etkin soruşturma yürütülmemesini değerlendiren Avukat Pirozhan Karali, “Araştırmalar bu olaya delil verecekti. Bunun için sadece suda arama yapılması etkin bir soruşturmanın yürütülmediğinin kanıtıdır” dedi.
 
Dersim Munzur Üniversitesi Çocuk Gelişim Bölümü 2'nci sınıf öğrencisi Gülistan Doku’dan, 5 Ocak 2020 tarihinden bu yana haber alınamıyor. Gülistan’ın kaybolmasından hemen sonraki gün Diyarbakır’da yaşayan ailesi Dersim’e giderek kayıp ihbarında bulundu. Bunun üzerine arama çalışmaları başlatıldı. Yapılan araştırmalar sonucunda Gülistan’ın en son Uzunçayır Baraj Gölü üzerindeki Sarısaltuk Viyadüğü üzerinden geçen bir aracın kamerasına birkaç saniyelik görüntüsünün yansıdığı ortaya çıktı. Küçük bir şehir olan ve dört bir yanında 7/24 görüntü alan MOBESE kameralarının bulunduğu Dersim'de Gülistan’a dair herhangi bir ize rastlanmadı. Gülistan’ın bulunması için yapılan araştırma çalışmaları ise sadece suda gerçekleştirilen “aramalar” ile sınırlı kaldı.
 
Olayda Gülistan’ın kaybolmasında baş şüpheli Zainal Abarakov ve üvey babası Engin Yücel hakkında, etkin bir soruşturma ve kovuşturma süreci yürütülmedi, cezasızlık sürdürüldü. Son olarak ise Tunceli Başsavcılığı’nın olayla ilgili başlattığı soruşturma kapsamında 17 Mart’ta Antalya'nın Alanya ilçesine gelen Zainal Abarakov gözaltına alındı, ifadesinin ardından serbest bırakıldı.
 
Gülistan’ın 2 yıldır kayıp olması ve Zainal Abarakov’un serbest bırakılmasına ilişkin Avukat ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Diyarbakır İl Yöneticisi Pirozhan Karali değerlendirmelerde bulundu.
 
‘Gülistan’a dair bir emareye ulaşılmadı’
 
Gülistan’a ilişkin etkin bir soruşturma yürütülmemesine dikkat çeken Pirozhan, “Etkin bir soruşturma yürütülmemesinin amacı, işletilen bu suçun cezasız kalmasını sağlamak mıdır? Yoksa başka bir şeye hizmet etmek midir? Henüz anlayabilmiş değiliz. Bir anda ortadan yok oluyorsunuz ve yaşanılan bu olayda bütün şüpheler suya çekiliyor. Evet, ilk haftalarda suda çok yoğun bir arama çalışması yapıldı. Ama bu çalışmada Gülistan’a dair herhangi bir emareye rastlanmadı” dedi.
 
‘Araştırma yapılmaması soruşturmaya ket vurmaktır’
 
Olayın aydınlatılmasına dair ciddi araştırmaların yapılması gerektiğinin altını çizen Pirozhan, “Cenazenin bulunması bu olayın işleyişine göre bir delil olacaktı. Aynı şekilde dışarıda yapılan araştırmalar da bu olaya delil verecekti. Bunun için sadece suda arama yapılması etkin bir soruşturmanın yürütülmediğinin kanıtıdır. Çünkü Gülistan’ın nerelere gittiği, gittiği yerlerde deliller toplandı mı? Ya da kimlerle görüştüğü konusunda bir araştırma yapıldı mı? Gülistan intihar mı etti veya başına bir şey mi getirildi? Konusunda araştırmalar yapılmadığı zaman bu soruşturmaya ket vurmak anlamına geliyor. Bu da sorulan sorulara cevap olmuyor” ifadelerini kullandı.
 
‘Ailenin ve toplumun aydınlatılması gerekiyor’
Pirozhan, Gülistan’ın kayboluşu ile birlikte önce baş şüpheli Zainal Abarakov’un ifadesinin alınması gerektiğini kaydederken, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bir olayda herkes şüpheli olabilir veya olmayabilir ya da yetkin bir soruşturmanın yürütülebilmesi için bilgi konusunda failin ifadesi alınabilirdi. Aynı şekilde ailenin de ifadesi alınarak ikisi arasındaki ilişkinin ne olduğu ya da aralarında bir sorun var mıydı, bunların tamamının sorulması gerekiyordu. Çünkü her şey unutulabilir veya yalan da söylenebilir. Bunun için mahkemelerin yaptığı yargılamalarda sanıktan alınan ilk ifadeyi muteber görmesinin asıl sebebi yalan söyleme ihtimalinin çok düşük olmasıdır. Böyle bir kuralın yaşanan bu olayda çiğnenmiş olması insanın aklına başka sorular getiriyor. Bu konuda toplumun ve özellikle ailesinin aydınlatılması gerekiyor” diye konuştu.
 
Dosyaya erişim engelleniyor
 
Gülistan’ın kaybolmasına ilişkin açılan dosyaya dair herhangi bir bilgiye ulaşamadıklarını söyleyen Pirozhan, dosyada tam olarak hangi ifadelerin yer aldıklarını bilmediklerine değindi. Baş şüpheli Zainal Abarakov’un gözaltına alınıp serbest bırakılması durumuna da dikkat çeken Pirozhan, “Olayın baş şüphelisi Zaynal olarak biliniyor. Aile ve arkadaşları tarafından da Zainal’ın olduğu belirtiliyor. Bunun için hukuki olarak biri herkesten daha çok sadece biriyle görüşüyorsa bu da o kişinin baş şüpheli olması durumunu gösteriyor. Bu soruşturmada dosya içeriğini biz bilmediğimiz için neden ifadesi alındı ya da ifadede hangi sorular soruldu? Dosyayı göremediğimiz için buna dair somut bir şey söyleyemiyoruz. Çünkü soruşturmayı yürüten savcılık makamıdır. Ve burada kararı verecek olan yine savcılıktır. Bizim bu konuda eleştiri yapacağımız en önemli nokta ise savcılığın etkin soruşturma yürütemediğidir” değerlendirmesi yaptı.
 
‘Suda değil, karada araştırmaların yapılması gerekiyor’
 
Pirozhan, suçların cezasız bırakılması ile toplumda da infial yaratıldığına işaret etti. Bir düzenleme yapılacaksa toplumda infial yaratan olayların soruşturulması ve cezasızlık politikasının önüne geçilmesi yönünde düzenlemelerin yapılması gerektiğini dile getiren Pirozhan, “Suda kaybolan vakaların yaşanması durumunda suda kaybolan kişinin belli bir süreden sonra vücudunun şişmesine neden oluyor. Bu da vücudun su yüzüne çıkmasını sağlıyor. Fakat Gülistan’ın olayında böyle bir durum olmadı. Bu da demek oluyor ki Gülistan suda değil. Eğer cenaze suda değilse o zaman karaya bakmak lazım. Bunun için herhangi bir bilginin ya da delilin başka bir yerde olabilme ihtimali var. Bu yüzden artık suda değil, karada araştırmaların yapılması gerekiyor” dedi.