Israrlı takibe karşı açtığı davayı kazandı

  • 09:48 7 Nisan 2022
  • Güncel
Rozerin Gültekin
 
İSTANBUL - İsmail Bektaş tarafından ısrarlı takibe maruz bırakılan ve açtığı davayı kazanan Dicle Öztürk, “Kadınlar mutlaka maruz kaldıkları şiddet sonucunda dava açmalı haklarını kullanmalı” dedi.
 
İktidar eli ile artan erkek şiddeti kadınların yaşamlarını tehlikeye atan boyutlara ulaşırken, yargı da bu tablonun önemli bir parçası. Yeni çıkarılmak istenen yasalarla “erkek şiddeti ile mücadelenin amaçlandığı” iddia edilse de bu yasalar şiddeti meşrulaştırmaktan öteye geçmiyor. Yıllardır mevcut yasalarda suç kapsamında ele alınmayan ısrarlı takip de erkek şiddetinin en yaygın görülen şekli olarak önümüzde duruyor.
 
Yeni yasa kapsamına alındı
 
Israrlı takibin suç kapsamında ele alınmamasından cesaret alan failler, kadınların yaşamını tecrit etmeye çalışıyor. Şimdilerde gündemde olan Kadına Karşı Şiddet ve Sağlıkta Şiddetle Mücadele Kapsamında Yapılması Öngörülen Değişiklikler Hakkında Kanun Teklifi"nde  “ısrarlı takip” Türk Ceza Kanunu’nda (TCK) bir suç olarak tanımlandı. Kadınların mücadelesi ile varılan bu sonucun kadınların lehine ne kadar uygulanacağı ise muamma.
 
Emsal bir karar
 
Israrlı takip edilen kadınlardan biri de Dicle Öztürk. Ayrılmak istediği İsmail Bektaş tarafından ısrarlı takip edilerek tacize maruz bırakılan Dicle, 2019 yılının Aralık ayından, 2020 yılının Şubat ayına kadar bu takibe maruz kaldı. Dicle, fail hakkında 2020 yılının Temmuz ayında “eziyet” suçundan suç duyurusunda bulundu. Ardından fail hakkında “cinsel taciz” suçundan açılan davanın ilk duruşması 2021 yılının Haziran ayında, son duruşması ise 2021 yılının Eylül ayında görüldü. Dava sonrası fail İsmail Bektaş’a 6 bin lira para cezası verildi. Emsal karar olma özelliği taşıyan bu karara dair ajansımıza konuşan Dicle, kadınların hayatlarından vazgeçmemesi gerektiğini söyledi.
 
‘Tedirgin olmadan yaşama hakkım var!’
 
Fail ile yürüttüğü ilişkinin şiddet içermesi sonucu bu ilişkiyi sonlandırmak istediğini ifade eden Dicle, sonrasında çeşitli psikolojik şiddet ve hayatını kısıtlayan ısrarlı takibe maruz kaldığını söyledi. Dicle, “2 buçuk ay süren bir ısrarlı takip süreci var. Benim ayrılmak istememe karşı fail kendini anlatmak istediğini söyleyerek kapıma dayanıyordu, yolda karşıma çıkıyordu, elektronik ve yazılı olarak mektup gönderiyordu. Bunlar olurken ben büyütmek istemedim, çünkü bir iki hafta içinde failin gideceğini düşünüyordum ama maalesef öyle olmadı. Fail aslında ‘Sen karar veremezsin ben karar veririm’ diyor. Benim serbest olmaya, istediğim saatte dışarı çıkmaya, kapıyı açtığımda bir adamı görmek zorunda kalmadan sürdürmeye ya da tedirginlik hissetmeden hayatımı sürdürmeye hakkım var” sözleri ile yaşadığı baskıyı anlattı.
 
‘Hayır denmesine katlanamıyorlar’
 
Israrlı takibin ciddi bir şiddet türü olduğunu ve çoğu zaman fiziksel şiddetle sonuçlanabileceğini vurgulayan Dicle, “Bu neden, benim başıma geldi diye çok sorguladım ama çokta sorgulamamak gerekiyor. Çünkü erkek şiddetinin bir nedeni yok. Failler uyguladıkları bu şiddeti ‘çok seviyorum’ diye savunmaya çalışıyor. Sınırsızlaşan erkekler var. İnsanca konuşmayı zaaf olarak anlıyorlar. ‘Hayır’ denmesine katlanamadıkları kadınlara da bu şiddeti uyguluyorlar” şeklinde konuştu.
 
Haklarını gazeteden öğrendi
 
Katledilen kadınların hesabı sorulmaz ve failler yargılanmazken ısrarlı takipten dolayı bir erkeğin cezalandırılacağını hiç düşünmediğini dile getiren Dicle, kendisinin bu konu hakkında dava açma hakkının olduğunu bir gazetede gördüğü haberden öğrendiğini kaydetti. Dicle, “Karakol seçeneği vardı o da başka bir özgürlük kısıtlamasıydı. Ondan onu tercih etmedim ama artık dayanılmaz noktaya geldiği için çevreme haber vermek zorunda kaldım. Avukat arkadaşımla iletişime geçtim. 6 aylık süre içerisindeydim ve İstanbul Sözleşmesi yürürlükteydi. İstanbul Sözleşmesi’nde ısrarlı takip geçiyordu ama ceza yasada geçmiyordu. Biz de ısrarlı takip diye bir madde olmadığı için ‘Eziyet’ suçundan suç duyurusunda bulunduk. ‘Cinsel taciz’den açıldı soruşturma. Savcının soruşturması bile iyi bir şeydi. Haziran 2021’de ilk duruşma görüldü. 2021 Eylül ayının sonunda ‘cinsel taciz’ suçundan para cezası verildi. Yeterli değil ama caydırıcı olması açısından iyi oldu” dedi.
 
Fail avukatından kadını suçlayan söylemler
 
Fail İsmail Bektaş’ın mahkemede şiddet uygulamasına rağmen çok rahat olduğunu ve yalan söylediğini belirten Dicle, fail İsmail Bektaş’ın avukatının kendisine suçlayıcı sorular yönelttiğini ifade etti. Dicle, devamında şöyle konuştu: “Israrlı takip sürecinde başıma bir şey gelirse diye telefon kayıtlarını delil olarak biriktirdim. Israrlı takip, 'temiz bir şiddet türü', iz bırakmıyor. Suçu işlememe, rahatsız etmeme, haddini bilmeme sorumluluğu aslında karşı tarafa aittir. Ama bu sorumluluğu adamlar bilmiyorlar. Kadının bu kadar zorlukla baş başa bırakılmaması gerekiyor. Kadınlar kendini erişebildiği bütün araçlarla korumalı. Kadına karşı şiddetle işleyen ve bundan beslenen erkek egemen bir sistemdeyiz. Bunu hem mahkemelerde hem de iktidarın söylemlerinde görebiliyoruz. Erkeği korumak aynı zamanda kendi iktidarlarını korumaktır. Gittikçe kadınların hayatlarının zorlaştırıldığı bir dönemden geçiyoruz. Umarım biz kadınlar olarak bir gün rahatlarız.”
 
‘Çıkartılan yasalar kadınlara paye verir gibi’
 
Hiçbir yasanın tamamen özgürlükleri sağlamadığının ve güven vermediğinin altını çizen Dicle, “Kadına ve Sağlık Çalışanlarına Yönelik Şiddetin Önlenmesine ilişkin TCK ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”nin de güven vermediğini dile getirdi. Dicle, “Kadınların ayakta olmasına, mücadeleyi sürdürmesine ve sürekli öldürülmelerine karşı bir paye verir gibi bu yasayı yapmışlar. Teklifte evli kadın, bekar kadın ayrımının yapılması korkunç bir şey. ‘Evlenmezseniz ve istediğiniz gibi bir ilişki yaşarsanız sizi korumayız’ diyor devlet. Bu güvence, evliliğe iten bir şey. Evlilik erkek şiddetini meşrulaştırmıyor. Cezalar yeterli değil, o noktaya gelmeden önlemelerin alınması gerekiyor.”
 
‘Kendi hayatınızı savunmaktan vazgeçmeyin’
 
Israrlı takibe veya şiddetin her türlüsüne maruz kalan kadınlara dava açmaları yönünde çağrıda bulunan Dicle, “Yakınlarınıza anlatın, yalnız kalmayın ve delil biriktirin mutlaka. Dava açın kazanabilirsiniz. Buna maruz kalan kadınlar yalnız olmadıklarını bilsinler. Kendi hayatlarını, kurmaktan, savunmaktan vazgeçmesinler. Kadınlarla yaşadıklarını paylaşsınlar” ifadelerini kullandı.