Rusya Ukrayna savaşı: Üçüncü yolun her yerde örülmesi gerekiyor

  • 09:01 25 Mart 2022
  • Güncel
 
Melike Aydın
 
İZMİR - Rusya Ukrayna savaşının Ortadoğu’daki savaşı perdelediğini kaydeden HDP PM üyesi İdil Uğurlu, Türkiye’nin bu savaştaki konumu ve ‘arabuluculuk’ rolü üstlenmesine dair, “Önce kendi evinin önündeki ateşi söndürmesi lazım ki başka yerdeki sorunlara itiraz etsin. Bu yüzden üçüncü yolun her yerde örülmesi gerekiyor” tespitinde bulundu. 
 
Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik askeri operasyonu bir ayı geride bırakırken bu süre zarfında binlerce kişi hayatını kaybetti, 10 milyona yakın kişinin de evlerini terk ettiği tahmin ediliyor.ABD ve Avrupa ülkeleri Rusya’ya art arda yaptırım kararları açıklarken, müzakere tartışmaları da gündemde. Öte yandan dün Rusya-Ukrayna savaşı gündemi ile toplanan NATO Olağanüstü Liderler Zirvesi'nin ardından yayınlanan ortak bildiride “Rusya'nın saldırısı küresel güvenliği tehdit ediyor. Rusya'nın uluslararası güvenlik ve istikrarın temellerini yok etme girişimlerine karşı koymakta kararlıyız Rusya ve Belarus'u sorumlu tutuyoruz" ifadeleri yer aldı.
 
Söz konusu savaşta Avrupa Birliği Ülkeleri ve ABD’nin Ortadoğu halklarına yönelik ikiyüzlü tavrının açığa çıktığını ifade eden Halkların Demokratik Partisi (HDP) Parti Meclisi (PM) üyesi İdil Uğurlu, Rusya- Ukrayna savaşının Ortadoğu’daki savaşları perdelediğini ifade etti. 
 
‘Ukrayna NATO’dan beklediğini bulamadı’
 
Adı konmamış bir "üçüncü paylaşım savaşının" devam ettiğini ve Lozan Antlaşmasının yüzüncü yılında emperyal güçlerin Ortadoğu’yu yeniden haritalandırmaya çalıştığını kaydeden İdil, coğrafi olarak Avrupa’ya yakın olan Ukrayna’nın NATO’ya bel bağladığını ancak umduğunu bulamadığını belirtti. İdil “Ukrayna bir yerde Kırım ve Donbask üzerinden pazarlık yapmasını düşünüyordu. Denklem açısından Türkiye’nin sergilediği halklar üzerinden yürüme ve avantajlar elde etme politikasına benzer politikaydı fakat AB’nin özellikle Almanya’nın sergilediği tutum mazlum halklar açısından can yakıcı oldu” diye konuştu.
 
‘Ortadoğu halklarına ikiyüzlü tavır sergileniyor’
 
Ortadoğulu mültecilere Ukraynalılarla eşit davranılmadığını ifade eden İdil, Türkiye’nin ise Ukrayna’daki işgale karşı çıkıp ülkede savaş tezkerelerini onaylaması ve güvenlikçi politikalara bütçe ayırmasının çelişkili olduğunu belirtti. İdil “Türkiye’de halk giderek daha çok yoksullaşıyor ve bunun bedelini mazlum halklar, kadınlar, gençler ödüyor. Rojava’ya Kobane’ye yönelik operasyonlar yapılıyor, milletvekillerinin dokunulmazlıkları kaldırılıyor ve bunlara kimsenin sesi çıkmıyor. İkiyüzlülük devam ediyor. Bir tarafta Türkiye’de ‘savaşa devam’ diyen anlayış Ukrayna’dakine ‘işgaldir’ diyor. Çıkarların ne kadar önde tutulduğunun, insan yaşamının, doğanın görmezden gelindiğinin bir noktası” diye belirtti.
 
‘Savaşın yayılma riski varken Türkiye çıkarına göre hareket ediyor’
 
Hegemonik güçlerin aracılar kullanarak yerel bölgesel güçlerle savaş yürüttüğü için birbirine dokunmayacağını ve Rusya’nın Çin’le farklı bir arayışa girebileceğini aktaran İdil, sözlerine şöyle devam etti: “Rusya ile NATO’nun karşı karşıya gelme meselesi var. Belki bir güç denemesi gibi karşı karşıya gelebilir fakat,  burada her ne olursa olsun en ağır bedelleri ödeyecek olan yine mazlum halklar. Türkiye arabuluculuk yapmaya çalışıyor. Kendi halklarına zulümler yapan, kendi ülkesindeki yangını alevlendiren anlayış gitmiş Rusya ve Ukrayna’nın arasını bulmaya çalışıyor.Kendi çıkarları için ‘nasıl bir konum elde ederim, kaybettiğim itibarı nasıl kazanırım’ anlayışla hareket ediyor.Çözüm bulunmazsa Ortadoğu Kafkaslar kaynayan kazan; başka yerlere sıçrayabilir” şeklinde konuştu.
 
‘Savaş karşıtı mücadele en meşru mücadele hattıdır’
 
Rusya’da binlerce insanın savaşa karşı sokaklara dökülmesinin sevindirici olduğunu ve Avrupa’da da bu bilincin uyandırılmasının önemli olduğunu belirten İdil “Türkiye’de iktidar derin yoksulluğun nedeninin savaş olduğunu‘bir merminin fiyatı ne kadar’ diyerek itiraf etti. Afrin’den zeytin getirilmesi buğday ambarlarının ganimet diyerek boşaltılmasını hatırlayalım. Bir yerlerden gasp edilmişti. Her şeye karşı çık ama buna karşı çıkma. Bu ikiyüzlülük ne olacak? Savaş Türkiye’de yaşayan her kesimin ne olursa olsun yoksullaşmasının sebebidir. Emekçiler gençler en demokratik hakkı olan eylemlilikleri yapabilmelidir. Yapılmazsa daha da kötüye gidecek demektir. Bu en meşru mücadele hattıdır” şeklinde ifade etti.
 
‘Önce kendi evinin önündeki ateşi söndürmen lazım’
 
Neo-Osmanlıcı politikaları hayata geçirmek isteyen fetihçi bir iktidarın Ortadoğu’daki savaş politikalarına muhalefetin tümünün karşı çıkması gerektiğini ifade eden İdil “Bir tezkere onaylandıktan sonra gidip ölecek olan yoksul halkın çocuklarıdır. Yaşamlarının baharında tam olarak anlamlandıramadıkları bir şey için hayatlarını kaybedecekler. Bu anlamda da eğer kendi kapı komşundaki savaşa karşı çıkmazsan Avrupa’da savaşa karşı çıkman sorunu çözmez. Önce kendi evinin önündeki ateşi söndürmen lazım ki başka yerdeki sorunlara itiraz edebilesin. Kendi burnunun dibindeki savaşa tezkere çıkarıp Ukrayna’ya onay vermekle sorun mu çözülür?” şeklinde belirtti.
 
‘Ukrayna savaşı Ortadoğu’daki savaşı perdeliyor’
 
Rusya başkanı Vladimir Putin’in Suriye’deki durumuna karşı emperyalist güçlerin tepkisiz kalınırken konu Ukrayna olunca aynı kişinin savaş suçlusu ilan edildiğini belirten İdil “Burada da ikiyüzlülük ortaya çıkmış oluyor. Ortadoğu ile ilgili planların ne olduğu istense bu kadar iyi test edilemezdi. Bazı silahların kullanıldığı söyleniyor bunlar Ortadoğu’da kullanılmadı mı? Ortadoğu savaşını perdeleyen bir konumda Ukrayna ama bu oradaki mazlum halkların direnişini ortadan kaldırmıyor. Bu anlamda tüm dünya halklarını toplumsal kesimleri harekete geçirmek gerekiyor” şeklinde dile getirdi.  
 
Üçüncü yolun her yerde örülmesi ve anlatılması gerekiyor
 
Ortadoğu’da devam eden savaşa dair bağımsız heyetlerin gönderilmesi ve dünya kamuoyuna bilgilendirme yapılması gerektiğini belirten İdil “Birine ses çıkarırken diğerine da ses çıkarılması gerekiyor. Çünkü bir ateşi söndürmezseniz o ateş gelip sizin kucağınızda patlar. Yarın bir gün Almanya’da savaş çıkmayacağını nereden bilebilirsiniz. Japonya’da kullanılan silahlar hafızamızda hala taze. Bu anlamda da toplumsal yaşam için halkların itiraz etmesi gerekiyor. ‘Dini ırkı bana yakın’ dememek gerekiyor. İktidarların kendi aralarında hep bir paylaşım savaşları var. Halkların kendi yaşam kurgularını devreye sokmaları gerekiyor. İşte tam da üçüncü yolun her yerde örülmesi ve anlatılması gerekiyor” diye konuştu.