‘Oğlumun verdiği mücadeleyle gurur duyuyorum’

  • 09:03 15 Mart 2022
  • Güncel
 
HAKKARİ - Yüksekova’da 79 süren direniş sürecinde yaşamını yitiren Nadir Güneç (Bawer Pir)  ile gurur duyduğunu dile getiren annesi Kewê Güneç, “Oğlumun verdiği mücadeleyle başımız her zaman diktir. Son isteği görkemli bir şekilde defnedilmekti. Yerine getirdiğim için içim rahat” diyor.
 
Hakkari’nin Yüksekova ilçesinde 13 Ağustos 2015 tarihinde Demokratik Toplum Meclisi tarafından yapılan açıklama ile “özyönetim” ilan edilir. İlanın ardından 13 Mart 2016’da ilçede 79 sürecek sokağa çıkma yasağı başlar. 30 Mayıs 2016’ya kadar devam eden direniş sürecinde yaşamını yitirenlerden biri de Nadir Güneç’tir (Bawer Pir). 
 
Annesi Kewê Güneç, Yüksekova’daki direniş sürecinde yaşananları ajansımıza anlattı. 
 
‘Burada mücadele edenleri unutmak mümkün değil’
 
Zorlu bir süreçten geçtiklerini ancak zamanla yaralarını sardıklarını dile getiren Kewê, “Oğlum, DAİŞ’in kadınlara karşı yaptığı zulme dayanamadı ve gideceğini söyledi. Ben ona ne zaman gitme desem hep  bana, ‘bugün onlara yapılıyor, yarın bizlere de yapılacak’ diyordu. Sonrasında ona gitme diyemedim. Yasak ilan edildikten sonra Yüksekova’ya geldiğini öğrendik. Buraya güzel bir araç için geldiklerini söyledi. Zor günle geçiriyoruz. Burada mücadele edenleri unutmak mümkün değil. Bawer sadece benim şehidim değil, tüm Kürdistan’ın şehididir. Sadece Bawer için demiyorum, burada mücadele eden herkes benim evladımdır. Onların verdiği mücadeleyi asla unutmayız” diye belirtir.  
 
‘Onların karşısında tek bir damla gözyaşı dökmedik’
 
Oğlunun yaşamını yitirdiğini internet sitelerinden öğrendiğini söyleyen Kewê, bunun üzerine Erzurum Adli Tıp Kurumu’na giderek DNA örneği verdiklerini ifade eder. Ardından cenazeyi aldıklarını kaydeden Kewê  sonrasında yaşananları şöyle özetler: “Babası Bawer’i, kolunda olan komutan Egit’in dövmesinden tanıdı. Polisler oğlumun kolundaki dövme için engel çıkardı, ‘gömülemez’ dediler. Ama biz mücadele edip cenazemizi aldık. Cenazemizi yıkayıp kefenleyene kadar da etrafımız polisler tarafından sarılmıştı. Bir çembere alınmıştık. Sürekli polislerin bizimle olmasından rahatsızlık duyuyorduk. Ama gitmiyorlardı. Cenazemizi defneden kadar başımızda beklediler. Onların karşısında tek bir damla gözyaşı bile dökmedik.”
 
‘Son isteğini yerine getirdiğim için içim rahat’
 
Bawer’in tek isteğinin yaşamını yitirdiğinde görkemli bir şekilde defnedilmek olduğunu söyleyen Kewê, “Oğlum görkemli bir şekilde defnedilmek istediği için Yüksekova’ya getiremedik, çünkü getirseydik sadece birkaç kişi cenazeyle gelebilecekti. Van’da istediği şekilde tören yaparak, sloganlarla tabutuna yeşil, kırmızı ve sarı bayrak asarak defnettik. Son isteğini yerine getirdiğim için içim rahat” diye anlatmaya devam eder.   
 
‘Başımız her zaman dik’
 
Kewê son olarak şunları dile getirir: “Oğlumun verdiği mücadeleyle başımız her zaman diktir. Böyle mücadeleci bir oğlum olduğu için gurur duyuyorum onunla. Her zaman onun yolunda ilerleyeceğiz. 7 yıl değil 70 yıl daha geçse yaşadığımız süre boyunca onların verdiği mücadele yolunda gideceğiz. Sadece Bawer değil, burada şehit olan herkes benim evladım. Hepsiyle gurur duyuyorum. Burada cenazelerini alamayan bütün şehit ailelerine sesleniyorum. Cenazelerini almak için çabalamaya devam etsinler.”