Gazi Katliamı’nın 27’nci yılı: Asıl sorumlular yargılanmıyor

  • 11:56 11 Mart 2022
  • Güncel
Gülistan Dursun
 
İSTANBUL - 22 kişinin hayatını kaybettiği Gazi Katliamı 27’nci yılına giriyor. Katledilen kızı Zeynep Poyraz'ı anlatan Menekşe Poyraz,  adalet taleplerini yineleyerek, birlik olunması çağrısında bulundu. Dava avukatı Gülizar Tuncer ise asıl sorumluların yargılanmadığını ve hukuksuzluğun sürdüğünü belirtti.
 
Çoğunlukla Alevilerin yaşadığı İstanbul’un Gazi Mahallesi’nde 12 Mart 1995 tarihinde “kimliği belirlenmeyen” kişilerce işyerlerin taranması sonucu yaşanan katliamın üzerinden 27 yıl geçti. Katliamda ve sonrasında yapılan protestolarda 22 kişi hayatını kaybetmiş ve çok sayıda kişi de ağır yaralanmıştı.
 
Olaylar mahalle dışına da sıçradı
 
Gazi’de 12 Mart günü kimliği belirsiz kişiler önce üç kıraathane ve bir pastaneyi otomatik silahlarla taradı.  Burada Alevi Dedesi Halil Kaya hayatını kaybederken 5’i ağır olmak üzere toplamda 25 kişi de yaralandı. Olay duyulduktan sonra yaşananları proteste etmek için Gazi Karakoluna doğru yürüyüşe geçen halkın üzerine açılan ateş sonucu bir kişi yaşamını yitirdi ve çok sayıda kişi yaralandı. Hayatını kaybedenlerin cenazesini almak için Cemevi önünde bekleyen halkacenazeler verilmeyince durumu protesto eden halka polis yeniden saldırdı. Mahallenin dört bir yanında yaşanan olaylarda 17 kişi katledilirken yüzlercesi ise yaralandı.
 
Olaylar daha sonra mahalle dışına da sıçradı.  Ümraniye’de 14-15 Mart tarihlerinde gerçekleştirilen protestolara yapılan silahlı saldırı sonucu 5 kişi hayatını kaybetti. Yaklaşık bir hafta süren olaylarda ise toplam 22 kişi yaşamını yitirdi.
 
Kızı Zeynep Poyraz'ı katliamda yitiren Menekşe Poyraz, 27 yıldır dinmeyen acısını ve öfkesini ajansımıza anlattı.
 
Zorluklara karşı mücadele ruhu  
 
1972 yılında Sivas’ta doğan Zeynep’in doğayı, hayvanları ve bütün insanları seven hayat dolu bir kadın olduğunu anlatan Menekşe, yaşadıkları zorluk ve baskılardan ötürü ailesiyle İstanbul'a göç etmek zorunda kaldıklarını ve Zeynep’in, göç ettikleri İstanbul’da direniş ruhuyla mücadele ile tanıştığını belirtti. Zeynep’in nerede bir direniş varsa en ön saflarda mücadele ettiğini ve halkı bilinçlendirdiğini aktaran Menekşe, “Bir gün işten eve geliyorum arkadaşları ile mahallede Newroz ateşi yakmışlar. Tabi arkadaşları Newroz’un ne olduğunu bilmiyordu. Önüme gelip çantamı aldı ‘hadi anne sen gel halaya gir ki öbür kadınlarda gelsin’ dedi. Ben halaya girdikten sonra diğer bayanlarda eşlik etti. Zeynep böyle öğrendi, tanıdı insanları” ifadeleri ile kızını anlattı.    
 
Destek amacıyla başörtüsü taktı
 
Zeynep’in haksızlık karşısında her zaman ses çıkardığını belirten Menekşe, “Tesettürün resmi kurumlarda yasak olduğu dönemde tesettürlü olmamasına rağmen destek amacıyla başörtüsü takardı. Hatta benim de destek olmam gerektiğini söylüyordu. Zeynep herkesle arkadaştı, sen Alevisin, Sünnisin öyle bir ayrım asla yapmazdı. Zeynep bu şekilde devrimciler ile tanıştı. Zeynep'in okumak gibi hayalleri vardı. Sivas’taki amcası yanına çağırdı ‘gelsin burada okusun’ dedi. Ama maalesef tam o arada kızımı ölürdüler” şeklinde konuştu.  
 
‘Sıra size de gelir…’
 
Katliamın yaşandığı gün evde olduklarını söyleyen Menekşe, o günü şu sözlerle paylaştı: “Çalıştığım için eve geldiğim gibi yorgun düşüyorum. Yatağıma uzandım. Zeynep, geldi ‘Anne içeri gel dedi’ gittim baktım Cemevinde dedeyi öldürmüşlerdi . ‘Anne hadi gidelim’ dedi. Ben gitmeyelim dedim kızım orada bana ‘Anne sen nasıl Alevisin? Sivas'ta Alevileri yaktılar, sıra size de gelir’ dedi. Daha sonra mahalleden insanları toplandı hep beraber gittik.  Olayın yaşandığı yer çok kalabalıktı. Çok sayıda kişi yürüyordu. Cemevine vardık ve Zeynep gitti. Ben de sırtımı bir duvara yaslayıp ağladım. O esnada birini başka insanların eline sopa verip camları duvarları kırmasını istediğine şahit oldum. Orada onlar bağırarak, ‘Siz bunlardan ne istiyorsunuz?’ diyerek tepkimi gösterdim. Ardından Zeynep ve babası geldi o gün orada kaldık.”
 
‘Zeynep’in üzerini kırmızı ile örttüm’
 
Menekşe, Zeynep’in katledildiğine inanmak istemese de olay günü yaşananları devamla şu şekilde anlattı: “Dükkana gittim. Oradan bir telefon geldi ve Zeynep’in rahatsızlandığını söylediler. Dükkandan çıktık Zeynep'in yanına gittik. Onlara hala Zeynep'in nasıl olduğunu soruyorum. İlk başlarda söylemeseler de biri ‘teyze kızın Zeynep öldü’ dedi. Öyle öğrendim kızımın öldüğünü. Cenazelerimiz için bir sürü kişi kapıda bekliyordu. Kimseyi içeri almadılar. Ben ısrar ettikten sonra içeri girdim ve oradaki polisler bana ‘Kızını Kürtler öldürdü’ dediler. Ben de onlara ‘Bana bak dedim ben de Kürdüm, Kürtler kızımı öldürmedi siz öldürdünüz’ dedim. Kızımı yıkamalarına izin vermedim. ‘O pis elleriniz ile kızıma dokunmayın ben yıkarım’ dedim. Kızımla birlikte iki genç kız vardı onları da yıkadık. O esnada biz içerdeyken topa benzer yanmış bir cisim geldi. Avukata sorduğumda da yakılmış bir insan olduğu söylendi. Zeynep’in üstünü kırmızı ile örttüm. Niye diye sorduklarında ‘Sivas’ta yaktığınız çoluk çocuğumuzun kanıdır, bizi hep yakıyorsunuz’ dedim.”
 
‘Aleviler yandı, Kürtler dağa çıktı’
 
Zeynep’in cenazesini Gazi’de katledilen bütün arkadaşları ile birlikte defnetmek istediklerini ifade eden Menekşe, “Bütün cenazelerin toplu bir şekilde defnedilmesine izin verilmedi.  Zeynep’i farklı yere defnettik. Ama yeri kötüydü. 43 gün sonra çıkardık ve toplu bir yere gömdük. Çok şey yaşadık. Yalnız ben değil doğuda çocukları paramparça ettiler. Anne, ölen çocuğunu çürümesin diye dolaba koyuyor. Hangimiz çekmedik ki hepimiz çektik. Aleviler yandı, Kürtler öyle, dağlara çıktılar insanları orada yaktılar. Devletimiz olsaydı bize bunları yapmazdı” sözleri ile isyanını dile getirdi. Menekşe Zeynep’in iki kuzenin de devlet tarafından katledildiğini söyleyerek, “Zeynep’ten sonra Murat yüzünü dağlara çevirdi. Murat’ı orada öldürdüler. Onu görmeye gittiğimizde ne ağzında diş ne de parmakları vardı. Rıza da cezaevinde katledildi” diye ekledi.
 
‘Birlik olalım’
 
Bölge kentlerinden yükselen “adalet” çığlılarında da dikkat çeken Menekşe, “Evde oturuyoruz ama rahat değiliz. Ciğerimiz, canımız yanıyor. Emine anneye bakıyorum kışın ortasında adalet nöbetinde. Dersim’de Gülistan kayboldu. Anne ‘kızım nerede?’ diye bağırıyor. Artık herkes el ele versin kimseye güvenmesinler yoksa bu böyle gitmez. Bütün herkes bir araya gelsin. Canımız yanmış artık beraber kardeş olarak el ele verelim. Nereye gidersek beraber olalım ölürsek de beraber ölürüz. Çocuklarımız öyle öldüler” diye konuştu.
 
Davada asıl sorumlular yargılanmadı
 
Gazi davasına bakan avukat Gülizar Tuncer ise 20 polis hakkında dava açıldığını hatırlattı. “Esas suçlu konumunda olduğunu düşündüğümüz o dönem siyasi iktidarda görev almış olan İstanbul Valisi Emniyet Müdürü olmak üzere Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar, Hayri Kozakçıoğlu, Necdet Menzir, Çiller, Demirel hepsiyle ilgili suç duyurusu yapmıştık bundan bir sonuç elde edemedik” sözleri ile davada asıl sorumluların yargılanmadığının altını çizen Gülizar, bu isimlere dava açılması durumunda devletin katliamdaki sorumluluğunu ortaya koyacağını belirtti. “Devlet eliyle yapılan bir katliam bu” diyen Gülizar, “Görüntülerde çok görünen iki sivil polis Adem Albayrak, Halil Gündoğan’a ceza verildi. 18 polis beraat etti. Verilen cezalarda çok kısa süreli cezalar. Her biri birden fazla insanın ölümüne sebep olmaktan suçlanıyordu. Onu Yargıtay çok buldu ceza vermeme yönünde görüş bildirdi. 2001’den sonra ‘Rahşan affı’ çıktı.  4616 sayılı yasa gereği cezalar da ertelendi” sözleri ile davada yaşanan hukuksuzluklara dikkat çekti.
 
14 Mart günü duruşma görülecek
 
Polislerin göstermelik tutuklandığını söyleyen Gülizar, 2005’te Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) yaptıkları başvuruda Gazi ve Ümraniye Katliamları için “Yaşam hakkı ihlali” kararının çıktığını hatırlattı. Gülizar, bu karardan sonra Ümraniye için 2015 yılında yeniden bir iddianame hazırlandığını, fakat Gazi davasının zaman aşımına bırakılarak tümden kapatıldığı bilgisini verdi. Gülizar, “Ümraniye davasında 200’ün üzerinde polis yargılanıyor. O polisler de hiçbir şekilde duruşmaya gelmiyor, yıllardır sürüyor bu dava. Önümüzdeki hafta pazartesi yine duruşma var. Duruşmayı sadece biz takip ediyoruz. Avukatlar, aileler, yakınlarını kaybedenlerin aileleri ve yaralılar. Göstermelik bir biçimde açılan bu davada yine cezasızlık ile sonuçlanacak” dedi.