Emine Şenyaşar’ın 'Adalet Nöbeti' birinci yılında

  • 13:07 9 Mart 2022
  • Güncel
HABER MERKEZİ - Şenyaşar ailesinin Adalet Nöbeti’nin birinci yıldönümünde hak, hukuk, kadın örgütleri, siyasi parti temsilcilerinin katılımıyla Urfa Adliyesi önünde eylem gerçekleştiriliyor.
 
Urfa'nın Suruç ilçesinde 14 Haziran 2018 tarihinde AKP Milletvekili İbrahim Halil Yıldız’ın koruma ve yakınları tarafından eşi ve iki oğlu katledilen Emine Şenyaşar ile katliamdan yaralı kurtulan oğlu Ferit Şenyaşar’ın Urfa Adliyesi önünde 9 Mart 2021 tarihinde başlattığı “Adalet Nöbeti” bir yılını geride bıraktı. Eylem bugün 366’ncı gününde devam ediyor.
 
“Adalet Nöbeti”nin birinci yıldönümü vesilesiyle aralarında sivil toplum kuruluşu, demokratik kitle örgütleri, siyasi parti temsilcilerinin de olduğu insan hakları savunucuları Şenyaşar ailesini ziyaret etti. Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Berdan Öztürk, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz, Tevgera Jinên Azad (TJA), Halkların Demokratik Partisi (HDP) Sözcüsü Ebru Günay, HDP milletvekilleri, Barış Anneleri, tahliyesi engellenen tutsaklar için Diyarbakır’da Adalet Nöbeti tutan aileler, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Kadın Kolları, İnsan Hakları Derneği (İHD) Urfa, Malatya, Diyarbakır, Şırnak, Batman, Mersin ve Adıyaman şubeleri ile Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) Diyarbakır, Antep, Mersin ve Urfa Şubeleri, tüm bölge barolarından temsilciler ve yüzlerce yurttaş aileye destek vermek için Urfa Adliyesi önüne geldi. Ailenin Adalet Nöbeti’nin birinci yıldönümüne ilişkin açıklama yapılıyor.
 
Adalet Kürsüsü'nden sesleniyorlar
 
Şenyaşar ailesi için yapılan açıklamada Adalet Kürsüsü kuruldu. Kürsüde ilk olarak konuşan HDP Sözcüsü Ebru Günay, iktidarın katilleri koruduğunu kaydetti. Emine Şenyaşar'ın bir yılda bütün zorluklara karşı nöbet eylemini sürdürdüğünü dile getiren Ebru, "Bu nöbet artık milyonlarca insanın nöbeti; talepleri, adalet talep eden herkesin talebi. Anne sistematik işkenceye maruz kaldı. Şenyaşar ailesi için adalet sağlandığında Türkiye’de gerçek adaletin geldiği zaman olacak. Maalesef hakim ve savcılar adaletten yana değil, katilleri koruyan bir pozisyonda. Aile ile birlikte nöbet tutacağız. Bir yıl değil kaç yıl olursa olsun gerçek adalet gelene kadar aile ile dayanışma içinde olmaya devam edeceğiz" dedi.  
 
Katillere değil Emine Şenyaşar’a dava
 
DBP Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz de, Emine Şenyaşar'ın herkes için “Adalet Nöbeti”nde olduğunu vurguladı. Adalet saraylarının adaletsizlik dağıttığına işaret eden Saliha, katliamın üzerinden yaklaşık 4 yıl geçtiğini belirterek, "Hala davada bir dosya açılmamış ama anneye her gün dava açılıyor. Adalet, hukuk, eşitlik için çalışıyoruz diyenler, arkamızda bulunan sarayda oturanlar, iktidar korkusundan bir dava açamadılar. Bu bize Türkiye'deki adaletsizliği açık bir şekilde gösteriyor. Anne ve Ferit'in duruşunu selamlıyoruz. Kürt sorununun demokratik yollar ile çözülmesi için biz ısrar ettikçe saldırılar ile karşılık veriliyor. Nasıl Emine anne geri adım atmadı ise bizde geri adım atmayacağız. Kürdistan ve Türkiye'ye adaleti demokrasi mücadelesi getirecek. Sonuna kadar ailenin yanında olacağız" şeklinde konuştu. 
 
'Katliamı yapanları tanıyoruz’
 
DTK Eşbaşkanı Berdan Öztürk, "Büyük bir katliam yapıldı. Her zaman ailenin yanında olacağız. Bu katliamı yapanları iyi tanıyoruz, hesap verecekler. Sonuna kadar annenin arkasında olacağız" dedi. 
 
‘Emine annenin çığlığı adalet çığlıdır’
 
Ailenin avukatı Bülent Duran, nasıl bir katliam ve hukuksuzluk yapıldığına tanıklık ettiklerini belirtti. Katliamı "korkunç" olarak tanımlayan Bülent, "24 Haziran'da düğmeye basıldı, iş yerinde saldırı oldu ve devlet hastanesinde devlet erkanının gözü önünde katliam yapıldı. Savcının ilk işi katliamda örgüt bağlantısını aradı. Fadıl Şenyaşar tutuklandı. Emine annenin çığlığı vahimdir. Bu ülkede iktidara yakın olanlar için yargı koruması var. Bizim çığlığımız adil ve tarafsız bir yargı yapılması içindir. Barolar bu dosyaya müdahil olabilir. Sadece ziyaret ederek aileye destek olmasınlar, direk sürece dahil olsunlar. Emine annenin çığlığı bir adalet çığlığıdır, bu çığlığa kulak vermek herkesin görevi" şeklinde konuştu. 
 
‘Herkes için adalet istiyoruz’
 
Barış Anneleri İnisiyatifi adına söz alan Diyarbakır Barosu'nda, tutsak çocukları için 121 gündür Adalet Nöbeti tutan Nazime Boltan ise "Biz anneler olarak adalet istiyoruz. Sonuna kadar adalet istemeye devam edeceğiz. Çocuklarımız tutuklu, biz herkes için adalet istiyoruz" ifadelerini kullandı. 
 
Adalet kürsüsü Özgürlük İçin Hukukçular Derneği'nin basın açıklaması ile devam etti. Açıklamayı dernek üyesi Serdar Tüm okudu. 
 
‘Zor bir dönemden geçiyoruz’
 
Ailenin bir yıldır talep ettiği adaletin henüz sağlanmadığını ifade eden Serdar, "Adalet arayışı olan tüm kesimler olarak çok zor bir dönemden geçiyoruz. Hukuksuzluğun, adaletsizliğin yargı eliyle devam ettirildiği bu süreçte dayanışma içinde olmak çok değerli ve bir o kadar da umut vericidir" dedi. 
 
‘Adil yargılama yok’
 
Ailenin nöbetini tüm engellemelere rağmen sürdüğünün altını çizen Serdar, "Emine Şenyaşar’ın maruz kaldığı yargı şiddetine, fiziki ve psikolojik saldırılarına rağmen inanç kırılmadı. Adalet arayan herkese umut olup büyüyerek devam etti. Bugüne gelindiğinde ise adalet talebinin yargı makamları tarafından halen yerine gelmediğini adil yargılamanın olmadığını görüyoruz" diye belirtti. 
 
‘4 yıl geçti etkili bir soruşturma yapılmadı’
 
Katliamın üzerinden 4 yıl geçmesine rağmen etkili bir soruşturma yapılmadığını  kaydeden Serdar, dosyanın avukat ve ailelerden gizlendiğini sözlerine ekledi. Katliamın yapıldığı Suruç Devlet Hastanesi'nin kamera görüntülerinin çalındığını söyleyen Serdar, Emine hakkında, adalet talep ederken 12 soruşturma açıldığını ifade etti. Emine’nin engellemelere karşı mücadelesine devam ettiğini dile getiren Serdar, şu ifadeleri kullandı: "Bütün bu baskı, gözaltı ve yargı tacizine rağmen aile yılmamış ve eylemleri birinci yılında ilk günkü kararlılıkla ve daha güçlü bir şekilde devam etmekte. Birçok kesim tarafından sahip çıkılmış, adalet, demokrasi ve barış ödüllerine layık görülmüştür. Ailenin mücadelesi hukuksuzluğa maruz kalan herkes tarafından adalet nöbetlerine başlanılmıştır. Bu adalet nöbetlerinden biri de Diyarbakır ve Van’da hasta mahpusların cezaevlerinde ölüme terk edilmeleri ve haksız infaz yakmalarına karşı adalet nöbeti başlatan mahpus anneleri de aramızda kendilerini selamlıyoruz." 
 
‘Kamu görevlilerinin korunduğunu faili meçhullerden biliyoruz’
 
Şenyaşar ailesinin davasının simge olduğunu, Türkiye’de adalet mekanizmasının ne kadar işlemediğinin, siyasal konjonktüre göre hareket edildiğinin bir kez daha ortaya çıktığını  dile getiren Serdar, şöyle devam etti: "Bildiğiniz üzere binlerce hasta mahpus hukuka ve tıp etiğine aykırı olarak ATK eliyle tahliye edilmemekte, cezaevinde ölüme terk edilmektedir. Suruç katliamında kaybettiğimiz 33 düş yolcusu için devam eden dava tüm sorumluları yargılamaktan uzak durumdadır. Birçok meslektaşımız mesleki faaliyetlerinden dolayı yargılanmaktadır. Toplumda Kobanê dosyası olarak bilinen HDP’li siyasetçilerinin yargılandığı HDP MYK davası devam etmektedir. Türkiye’de saymak ile bitmeyecek, bu hukuksuzluk atmosferinin yoğun olarak hissedildiği, yaşandığı bu süreçte Şenyaşar ailesinin adalet arayışında sonuç alınmasının, hukuka ve adalete olan güvenin sağlanması açısından önemli olduğu kanaatindeyiz. Bu dava Türkiye’de yıllarca süregelen cezasızlık politikasının yansımasıdır. Türkiye’de kamu görevlilerinin kamu gücünü arkasına alarak işledikleri suçlar cezasızlık politikasıyla korunmaktadır. Kamu görevlilerinin kimliklerinden dolayı korunduğunu biz faili meçhullerden biliyoruz.”
 
Serdar devamında talepleri şöyle sıraladı: 
 
"* Hastane dosyasındaki hukuksuzlukların, ihmalkarlıkların son bulmasını (hastane görüntülerinin çalınması ile ilgili tüm sorumlular hakkında derhal işlem başlatılması) soruşturma dosyasındaki gizlilik kararının kaldırılmasını, Fadıl Şenyaşar’ın yargılandığı davanın adil bir şekilde devam etmesi için derhal gerekli sürecin başlatılmasını talep ediyoruz.
 
* Şenyaşar ailesinin adalet arayışı, Türkiye’deki hukuksuzluğun, cezasızlık politikasının sembolü olduğu kadar aynı zamanda çarpık ve tıkanmış olan hukuk mekanizmasına rağmen adaletten vazgeçmemenin, direnmenin ve mücadelenin de sembolüdür. Emine annenin sesi olmaya devam edeceğiz.  Hukuksuzluğa dur demek, bu zulmü sonlandırmak için buradayız."
 
‘Korkmuyoruz’
 
Daha sonra söz alan Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Eş Genel Başkanı Mehmet Bozgeyik, ailenin herkes için ‘Adalet Nöbeti'nde olduğunu ifade etti. Yeni göreve başlayan Adalet Bakanı'nın bu davayı aydınlatması gerektiğine dikkat çeken Mehmet, "Gerçek, evrensel hukuk normları eşliğinde bir adaletin sağlanması için mücadeleyi devam ettirenin önemli olduğunu belirtiyoruz. Bütün engellemelere rağmen nöbeti sürdüren ailenin sonuna kadar yanında olacağız. Bu adalet mücadelesini birlikte yükseltmeliyiz. Bu mücadeleyi Türkiye haklarının ortak mücadelesi olarak görüyoruz. Adalet gerçekleşen kadar mücadele edeceğiz, Korkmuyoruz" diye belirtti. 
 
Kürsüde İnsan Hakları Derneği (İHD), TOHAV, Türkiye İşçi Partisi (TİP), CHP, HDP, Deva Partisi Urfa İl Örgütü, Urfa, Antep, Diyarbakır, Mardin ve Mersin barolarından yetkililer söz alarak ailenin adalet talebini dile getirerek, ailenin yanında olduklarını vurguladı. 
 
Konuşmalar boyunca sık sık "Hak hukuk adalet", "Bijî berxwedana Şenyaşar", "Katiller halka hesap verecek" ve "Direne direne kazanacağız" sloganları atıldı. İnsan hakları savunucuları, yapılan açıklamaların ardından, aile ile birlikte Adalet Nöbeti tuttu. 
 
Yurttaşlardan destek 
 
Eyleme destek olmak için adliye binası önüne gelen yurttaşlar ise kürsüde söz alarak, ailenin taleplerini dillendirdi.