‘Tecrit kaldırılsın, hasta tutsaklar serbest bırakılsın!’

  • 09:04 3 Mart 2022
  • Güncel
 
DİYARBAKIR - PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerinde uygulanan ağırlaştırılmış tecritle birlikte tutsaklara yönelik uygulanan hak ihlallerine ilişkin konuşan kadınlar, tutsakların bir an önce serbest bırakılması, tecridin kaldırılması gerektiğini vurguladı.
 
Dünyanın her yerinde kadınlar, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü benzer ya da farklı taleplerle çeşitli etkinliklerle karşılıyor. Bugün dolayısıyla kadınların yaşadıkları coğrafya farklı olsa da direnişleri aynı. Bölgede de Kürt kadın hareketi, 8 Mart’ı tecride, kadın kırımına, yoksulluğa, cezaevlerindeki hak ihlallerine karşı mücadele ruhuyla karşılıyor. Kürt kadınların 8 Mart’ta işlediği ana gündemlerden biri olan İmralı tecridinin, erkek-devlet şiddetinin, savaşın beslendiği kaynak olması nedeniyle, Kürt kadınlar eylem ve etkinliklerinde bu konuya özel olarak dikkat çekiyor.
 
23 yıldır İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi’nde tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan'a yönelik uygulanan ağırlaştırılmış tecrit politikası, hem diğer cezaevlerini, hem de tüm toplumu etkiliyor.
 
Diyarbakır’da kadınlara 8 Mart dolayısıyla mikrofon uzatarak, tecride ve hak ihlallerine ilişkin düşüncelerini sorduk.
 
‘Ayağa kalkmadan bu durum çözülmez’
 
Öğrenci Rosida Arslan, tecridin yeni bir uygulama olmadığını vurguluyor. Tecritle birlikte tutsaklara yönelik baskıların da söz konusu olduğunu söyleyen Rosida, “Tutsaklara karşı fiziksel ve psikolojik olmak üzere her alanda yapılan bir baskı var. Binlerce hasta tutsak var. Farklı farklı hastalıkları olan ve kanser olanlar var.  İçeride hasta tutsakların gün geçtikçe sağlık durumu daha da kötüleşiyor. Hasta tutsakların dışarıda tedavi edilmesi gerekiyor. Bütün insanların buna tepki göstermesi gerekiyor. Herkes bu konuda sosyal medya üzerinden paylaşımlar yaparak tepki göstermeye çalışıyor ama ayağa kalkmadan bu durum çözülemez. Bu arkadaşlar için sessiz kalınmaması gerekiyor. Çünkü sessizlik ölümdür” ifadelerini kullanıyor.
 
‘Tecridin kaldırılması için bir olup birbirimize destek vermeliyiz’
 
Bir diğer öğrenci Meryem Karahan ise, durumu ağır olan ve cezaevinde tutulmaya devam edilen hasta tutsaklara yönelik tecride işaret ediyor. Meryem, “Tecrit tutsaklar için ve hasta tutsaklar için ölüm demek. Bunun için tutsaklar üzerinde uygulanan tecridin kaldırılması gerekiyor. Hasta tutsakların sağlık durumları gün geçtikçe kötüleşiyor. Hasta tutsakların bırakılması ve özgür kalması gerekiyor. Bizim de onlara ses olmamız lazım. Kürtler olarak tutsaklarımızı sahiplenmeliyiz. Bilindiği gibi aileler tecrit ve ihlallere karşı nöbet tutuyorlar. Bizim de bu konuda ailelere destek vermemiz lazım. Biz bir olduğumuzda birbirimizden güç alıyoruz. Tutsaklara yönelik tecridin kaldırılması için bir olup birbirimize destek vermeliyiz” diyor.
 
‘Baskı ve zulme neden olanlara yol verilmemesi lazım’
 
Cezaevlerinde uygulanan tecrit politikalarının yanlış bir uygulama olduğunu söyleyen emekli memur Ayser Yalap da “Demokrasi ve özgürlüğün olduğu yerde bunun olmaması gerekir. Bu uygulamayı yanlış buluyorum. Yasal düzenlemeler yapılmalıdır. Doğru olan doğru yoldan gitmektir. Hasta tutsaklar ise tahliye edilmeli ve tedavisi yapılmalı. Bu baskılara ve zulme neden olanlara yol verilmemesi lazım.  Yetkililerin de bu konuda görevini bir an önce yerine getirmesi gerekiyor” sözlerine dikkat çekiyor.
 
‘İşkenceye maruz kalan çok insan var’
 
Hasta tutsakların serbest bırakılması gerektiğini vurgulayan sekreter Şehriban Tugay ise şunları kaydediyor: “Hasta tutsakların cezaevinde bulunması yanlış bir şey. Ben cezaevlerin kapatılması gerektiğini düşünüyorum. İşkence ve baskı altında kalan tutsaklar için de ailelerin hak hukuk arayışında olmaları lazım. Çünkü orada işkenceye maruz kalan çok insan var.”