Kadınlardan saldırılara tepki: Çözüm İmralı kapılarının açılmasıyla olur!

  • 09:02 9 Şubat 2022
  • Güncel
İSTANBUL - Maxmur, Şengal ve Dêrik’e yönelik TSK saldırısının, İmralı tecridi ile bağlantılı olduğunu söyleyen  kadınlar, “Önderlik özgür olduğu takdirde çözüm olur. Önderlikle konuşulana kadar çözüm olmaz” hatırlatmasında bulundu.
 
Türk Silahlı Kuvvetleri’ne (TSK) ait savaş uçakları 1 Şubat günü akşam saatlerinde eş zamanlı olarak Şengal, Maxmur Şehit Rüstem Cudi Mülteci Kampı ile Kuzey ve Doğu Suriye’nin Dêrik ilçesine bağlı köyleri havadan saatlerce bombaladı. Saldırılar sonucu Maxmur'da 2, Şengal'de de 3 kişi yaşamını yitirdi. Şengal’e 2017’den bu yana yapılan en kapsamlı hava saldırısı olduğu yerel halk tarafından belirtilen saldırı kapsamında sivil yerleşim yerlerini hedef alan bombardımanın tam 4 buçuk saat sürdüğü kaydedildi. Dêrik’teki Gir Kendal elektrik santralinde de Demokratik Suriye Güçleri’nden (QSD) 4 savaşçı yaşamını yitirdi, 5 işçi de yaralandı.
 
Saldırılara tepki gösteren kadınlar, ajansımıza verdikleri değerlendirmelerde tek çözümün 23 yıldır İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde ağır tecrit koşulları altında tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğü olduğuna işaret etti.
 
‘Saldırılara karşı mücadele edeceğiz’
 
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Küçükçekmece İlçe Eşbaşkanı Gülsüm Öztürk, Maxmur ve Şengal’e yapılan saldırıların Türkiye’nin bir “oyunu” olduğunu dile getirdi. Saldırı politikalarına karşı mücadele etmeyi sürdüreceklerini belirten Gülsüm, “Türk devleti bizi rahat bırakmıyor. Devlet Türkiye’de bir şey yapamayınca yönünü Şengal’e çeviriyor. Bunun için mücadele edeceğiz, biz bunu kabul etmiyoruz” dedi. Yine Hesekê’de günlerce süren çatışmalarda DAİŞ’e karşı verilen mücadelede 121 kişinin hayatını kaybetmesine ilişkin konuşan Gülsüm, “121 insan az değil. Bu kadar insan orada şehit düştü. Evlerine saldırıyorlar, onları çadırlara koyuyorlar, havalar soğuk kar yağıyor. Kadınlar olarak bunu kabul etmememiz gerekiyor. Kanımızın son damlasına kadar bunun karşısında duracağız. Ayaklarımızın üstünde durmaya devam edeceğiz” sözleriyle seslendi.
 
‘Önderlikle konuşulmadıkça çözüm olmaz!’
 
Yine saldırılarda kadınların, çocukların, yaşlıların, hayvanların katledildiğini söyleyen Gülsüm, saldırıların 15 Şubat uluslararası komplosuna yakın bir tarihte yapılmasının “tesadüf” olmadığına da değindi. Gülsüm, “Şubat ayı bizim için kara bir ay. Önderlik bu ayda tutuklandı. Onları lanetliyorum. Önderliğin yanına ne ailesi, ne avukatı, kimse gidemiyor. 40 yıldır mücadele ediyoruz, yine mücadele edeceğiz. Biz kadınız, dik başlıyız, korkmuyoruz” ifadelerini kullandı. Yaşamından endişe duydukları Abdullah Öcalan’ın ağır tecrit altında tutulduğu İmralı kapıları açılmadan hiçbir sorunun çözülmeyeceğinin mesajını veren Gülsüm, “Gidip Önderlikle konuşulmadan çözüm olmaz, Türkiye bunu bilsin. Bir tane Önderimiz var o da İmralı’da. Ailesine yasaklamışlar görüşmeyi, hiçbir bilgimiz yok kendisinden. Önderliğimiz özgür olmadan biz de özgür olmayız, bunu bilsinler” dedi.
 
‘Önderliğimiz aramızda olsun istiyoruz’
 
Gülsüm, tüm kadınlara şu çağrıda bulundu: “‘Roja Reş’ için meydanlarda olacağız. Oruç tutacağız, karaları giyeceğiz, o günü lanetleyeceğiz. Türkiye’ye getirdiler, hücreye koydular. Biz siyasetin içindeyiz, biz de mücadele edelim. Önderliğimiz aramızda olsun istiyoruz. Belediye başkanlarımız, avukatlarımız, gençlerimiz, annelerimiz, çocuklarımız, arkadaşlarımız, Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ cezaevinde. Biz bunları kabul etmiyoruz, serbest bırakılsınlar. Halk maddi ve manevi zor duruma girmiş. İnsanlar açlıktan, zulümden sokağa çıkmış. Artık yeter, yeter, yeter. Biz Amed’de, dört parça Kürdistan’da, her yerde olacağız. Saldırıları daha yoğunlaştırırlarsa yönümüzü Şengal’e verecek, kendimizi canlı kalkan yaparak yola çıkacağız. Kadınlar ayağa kalksın. Önümüzde 15 Şubat, Newroz, 8 Mart ve 4 Nisan var. Kanımızın son damlasına kadar mücadele edeceğiz, ‘Jin jiyan azadi’.”
 
Tecride tepki
 
İstanbul Barış Anneleri İnisiyatifi üyesi Emine Erbek ise, “Bir Barış Annesi olarak barış ve eşitlik, istiyoruz. Yeter artık ne zamana kadar baskı altında olacağız” sözleriyle iktidar politikalarına tepki gösterdi. Kadınlar ve Kürt halkı barış istedikçe daha şiddetli şekilde saldırıldığının altını çizen Emine, Abdullah Öcalan özgür olmadan Kürt halkının da özgür olamayacağını sözlerine ekledi. Emine, “Ne Kürtler ne de Türkler ölsün, hepimiz aynı topraktan, sudan geldik. Eğer Önderlik özgür olsaydı bütün Kürt halkı özgür olurdu. Önderlik üzerindeki bu tecridi kınıyorum” dedi.
 
‘Adalet toprağın altında’
 
Abdullah Öcalan üzerindeki baskı ve tecrit politikaları kalkarsa Kürt halkı üzerindeki baskıların, saldırıların da sonlanacağının altını çizen Emine, cezaevlerindeki baskı, işkence ve tecrit politikalarına da dikkat çekti. Emine, “Cezaevlerinin kapısını açın artık, anneler ağlamasın. Ne yazık ki Türk devletinde barış, insan hakları, hak, hukuk ve adalet yok. Nerede adalet? Biz adalet arıyoruz. Yıllardır devletin, karakolun kapılarında adalet arıyoruz. Adaleti toprağın altına gömmüş, çıkarsın oradan” çağrısını yaptı.
 
‘Kürt halkının özgürlüğü Önderliğe bağlı!’
 
TSK’nin Maxmur ve Şengal’e saldırarak Kürt halkının “önünü kesmek istediğini” kaydeden Emine, konuşmasını şu sözlerle sürdürdü: “Kürt’ün gözünü açmasını istemiyor ama Kürt halkı kazanacak ve başarı Kürt halkının olacak. İnşallah cezaevlerinin kapısı da açılacak. Zor duruma düştüğü için Şengal ve Maxmur’a saldırıyor. Cezaevlerinin kapısı açılsa, Önderliğimiz özgür olsa bütün Kürt halkı da özgür olacak. Kürt halkının özgürlüğü de Önderliğe bağlı, cezaevlerinin kapısına bağlı. Her gün cenazeler çıkıyor cezaevlerinden. Neden cezaevlerinden eroin satanları, kötü insanları bırakıyorlar da siyasileri bırakmıyorlar. Biz sadece hakkımızı arıyoruz ama Türkiye’de bu yok. Zafer Kürtlerin olacak. Önderliğimiz özgür olacak, o özgür olduğunda biz de özgür olacağız.”
 
‘Barış istiyoruz!’
 
Türkiye’de zorlu bir yaşam sürdürdüklerini ifade eden Şirin Zeyrek de, çocuklarının katledildiğini dile getirdi. Çok zulüm gördüklerini paylaşan Şirin, “Güzel bir yaşam yaşamıyoruz burada, bunu hak etmedik. Biz barış istiyoruz, onlar istemiyor, düşmanca yaklaşıyorlar. Rojava’da 121 insanımızı katlettiler” ifadelerini kullandı. İmralı kapıları açılmadığı takdirde çözüm olamayacağının vurgusunu yapan Şirin, “Önderlik özgür olduğu takdirde çözüm olur” dedi.