Kadınlardan saldırılara tepki: Kürt halkının iradesine yöneliktir

  • 09:05 3 Şubat 2022
  • Güncel
Medya Üren
 
DİYARBAKIR - Maxmur, Şengal ve Derik’e yönelik TSK’nın hava saldırılarına tepki gösteren kadınlar, “Bu saldırı tüm Kürt halkının iradesine yapılmıştır. Türk devleti düşmanlığını ve vahşetini bir kez daha gösterdi. Ancak Kürt halkı da asla ama asla boyun eğmedi ve eğmeyecek” diye vurguladı. 
 
Türkiye, 1 Şubat akşam saatlerinde eş zamanlı olarak Şengal, Maxmur Mülteci Kampı ile Kuzey ve Doğu Suriye Dêrik ilçesine bağlı köyleri havadan saatlerce bombaladı. İlk belirlemelere göre Maxmur'da 2, Şengal'de 3 kişi yaşamını yitirdi. Şengal’e 2017’den bu yana yapılan en kapsamlı hava saldırısı olduğu yerel halk tarafından belirtilirken, sivil yerleşim yerlerinin de hedef alındığı bombardımanın tam dört buçuk saat sürdüğü kaydedildi. 
 
Tevgera Jinên Azad (TJA) Aktivisti Şükran Çiftçi ile Halkların Demokratik Partisi (HDP) Mardin İl Eşbaşkanı Perihan Ağaoğlu, saldırıları değerlendirdi. 
 
‘Kürt halkı direndi ve kazandı’
 
Şükran Türkiye devletinin tüm düşman politikaları ve zihniyetiyle Kürt halkına her yönden saldırdığını söyleyerek, “Tüm bu düşmanlıklarını tutuklamalar, işkenceler, tecrit, katliam ve taciz, tecavüzleriyle hissediyoruz. Bu politikalarına maruz bırakılmayan tek bir Kürt yok. Her türlü düşmanlığı bize karşı kullandılar. Yakın bir tarihten hatırlatmak gerekirse: IŞİD’in Kobanê’ye yönelik saldırısına ve katliamına tüm dünya şahit oldu. Karşısında tüm dünya ülkelerinin geri adım attığı IŞİD’e karşı Kürt gençleri, kadınları büyük bir direniş gösterdi. Ona karşı mücadele etti, savaştı. Türkiye de IŞİD’i destekledi ve silahlar göndererek yardım etti. Nerde Kürt halkına saldıran bir örgüt varsa Türkiye ona yardım ediyor. Geçtiğimiz hafta da Hesekê’ye saldırısını gördük. IŞİD onlarca genci, çocuğu, kadını katletti. Ve yine arkasında güçler vardı. Ancak başarılı olamadı, Kürt halkı direndi ve kazandı. Buna karşı da Türkiye dün akşam Maxmur, Şengal ve Derik’e saldırdı” diye belirtti. 
 
‘Kürt halkını yok etmek istiyorlar’
 
Şükran, “Saldırı gerçekleşen her bir yerde farklı bir strateji amaçlanıyor” diyerek, asıl hedefin ise Kürt halkının iradesi olduğuna vurgu yaptı. Kürt halkının 90’larda gerçekleşen saldırılar nedeniyle göç etmek zorunda kaldığını ve Maxmur’a gittiğini kaydeden Şükran, “Zulmü kabul etmeyen halk orada yeni bir yaşama başladı. Kürt halkı için önemli bir örgütlülüğün sahibiler. Ancak orada da saldırılar bitmedi. Türkiye Maxmur halkını rahat bırakmadı ve sürekli saldırılara maruz bıraktı. Onlarca sivil saldırılarda yaşamını yitirdi. Rojava’da da durum farksız değil. Rojava direnişin adı oldu. Ödenen binlerce bedelle Rojava Devrimi gerçekleşti. Bu saldırılar Kürt halkının onlarca yüzyıllık mücadelesine karşıdır. Kürt halkını bu saldırılarla yok etmek istiyorlar” sözlerine yer verdi. 
 
‘Amaçlarına ulaşamayacaklar’
 
Şükran, bu saldırılar karşısında boyun eğmeyeceklerini vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yüzyıllardır topraklarımızda işgalci devletlerin saldırılarına maruz kalıyoruz. Kürt halkı bu saldırılara karşı iradesini ve varlığını canıyla savunmuştur. Kimliği için ağır bedeller ödedi. Saldırıların gerçekleştiği her yer Kürt halkının kazanımlarıdır. En zoru da kimyasal silah kullanmalarıdır. Neden? Ne istiyorlar Kürtlerden? Uluslararası devletler bu saldırılara neden sessiz kalıyor? Neden herkes kör ve sağır? Doğru, ne kadar saldırırlarsa saldırsınlar bizi yani Kürt halkını bitiremezler. Kürt halkı duruşu ve direnişiyle tüm halklara örnek oldu. Kürt halkı bu duruşunu hala kaybetmedi. Kürt halkı örgütlülüğünü ve direnişini büyütüyor. Hava saldırıları, bombardımanları, kimyasal silahlarıyla da bunu başaramayacaklar, amaçlarına ulaşamayacaklar. Kürt halkı teslim olmayacak.”
 
‘Özerk yönetimi hedef aldılar’
 
Perihan Ağaoğlu ise, Kürt halkına yönelik gerçekleşen saldırılarla beraber ağır süreçlerden geçildiğini ifade ederek, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın sunduğu demokratik modernite projesinin Rojava’da yaşam bulduğuna değindi. Özerk bir yönetimin Rojava’da hayata geçirildiğini belirten Perihan, Rojava’nın bu konuda tüm dünyaya örnek olduğunun altını çizdi. Perihan, bu durumun bazı devletler, kesimler tarafından kabul edilmediğini söyleyerek, “Türkiye başta olmak üzere birçok devlet Rojava’nın, Kürt halkının kendi kendini yönetmesinden hoşnut değil. Bu yüzden bu örgütlenmeyi boşa çıkarmak istiyorlar ve hedef haline getirdiler. Hesekê’de yapılan saldırı bunun bir parçasıydı ve planlıydı. Komplocu zihniyetleriyle Rojava’nın üzerine gitmek ve saldırmak istiyorlar ama Hesekê’deki saldırıları boşa düşürüldü ve başarısız oldu. Bu başarısızlığı kabul edememiş olacaklar ki dün akşam Maxmur, Şengal ve Derik’e saldırdılar” diye kaydetti. 
 
‘Saldırılar komplonun parçasıdır’
 
Her yerden saldırılara maruz kaldıklarını söyleyen Perihan, “Bakur’da tecrit, Rojava’da özerk yönetime yönelik saldırı, Şengal ve Maxmur’da da sivil halka dönük katliam girişimleriyle bu saldırılar yaşanıyor” dedi. Amaçlarının çok daha büyük olduğunun bilincinde olduklarını dile getiren Perihan, şu ifadelere yer verdi: “Kürt halkının direnişi bu saldırılara geçit vermiyor. 15 Şubat’a doğru gidiyoruz ve bu saldırıların komployla bağlantılı olduğunu söylemek yanlış olmaz. Saldırılar komplonun bir parçasıdır. Kürt halkının yok edilmesi ve örgütlülüklerinin hedef alınmasına dönük planları komplo ve tecritle devam ediyor. Ancak komplo Kürt halkının direnişiyle yıllar önce boşa çıkarıldı ve boşa çıkarılmaya da devam ediliyor. Birliğimizin olmamasının bu saldırıların önünü açtığına da dikkat çekmek gerekiyor. KDP hükümeti ve özellikle de YNK’ye çağrımdır. Birlik için adım atın. Saldırıların ortağı ve parçası olmasın. Saldırılara karşı birlik olalım.”