Tutsak yakınları: Gereken adımlar bir an önce atılmalı

  • 09:08 27 Ocak 2022
  • Güncel
 
Rojda Aydın
 
ŞIRNAK - Cezaevinde yaşanan baskı ve hasta tutsakların durumuna ilişkin konuşan tutsak aileleri, “Çocuklarımız ölümle karşı karşıya bırakıldı. Hepimiz tutsakların ve cezaevlerinin sesi olalım” çağrısında bulundu.
 
PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerinde 23 yıldır süren tecrit, yaşamın her alanını etkilerken, özellikle cezaevinde tutsaklar tecridi en derinden hisseden kesimlerin başında geliyor. Ağırlaşan tecritle beraber cezaevinde yaşanan hak ihlalleri de gün be gün artıyor. Cezaevinde baskılar sürerken, şuana kadar 8 tutsak şüpheli bir şekilde yaşamını yitirdi. Cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerine karşı birçok kentte “Adalet Nöbeti” başlatan aileler, eylemlerini sürdürüyor. Tutsak aileleri cezaevlerinde yaşanan hak ihlalleri ve hasta tutukluların durumuna ilişkin konuştu.
 
Hasta tutuklu Tenzile Acar
 
İstanbul’da 2017’de gözaltına alınıp tutuklanarak Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi’nde tutulan Hepatit B teşhisi konulan hasta tutsak Tenzile Acar’a boğazından kan gelme şikayeti üzerine hastaneye kaldırıldıktan sonra yapılan tetkikler sonucunda tüberküloz (verem) teşhisi konuldu. 5 yıldır kızının hukuksuz ve suçsuz bir şekilde hasta haliyle tutsak olduğunu söyleyen annesi Rasmiye Acar, “Kızım hasta ve hastalığı gün geçtikçe ağırlaşıyor. Kızımı hastaneye götürmüyorlar.Kızımın tedavi edilmesi gerekiyor. Bir kere hastaneye götürdüler, ama daha sonra iki aya yakın bir süre tek başına hücrede tuttular” dedi. 
 
‘Cezaevi yönetimi eşyalara el koyacağız diye tehdit etmiş’
 
Tutsakların üzerinde ciddi bir baskı olduğunu ve kelepçeli tedaviyi kabul etmediklerini vurgulayan Rasmiye, “Çocuklarımızın kaldığı koğuşlar basılıyor ve aramalar yapılıyor. Elbiseleri, battaniyeleri dağıtılıyor, gazete ve mektupları verilmiyor. Bu soğuk havada battaniyeleri verilmiyor, kendilerine nasıl baksınlar. Biz bu baskıları kabul etmiyoruz. Cezaevi yönetimi onları tehdit ediyor ve eşyalarına el koyacaklarını söylüyorlar” dedi.
 
‘Cezaevinde durumu çok ağır’
 
Tutsakların cezaevlerinde hastalıklarının git gide ağırlaştığına dikkat çeken Rasmiye,  sözlerini şöyle sürdürdü: “Çocuklarımızı öldürüyorlar ve sonra ‘intihar etti’ diye açıklama yapıyorlar. Çocuklarımız kendilerini öldürmüyor. Onlar çocuklarımızı öldürüyor. Kızım da hasta ve ben de onun bu durumundan endişe ediyorum.  Kızımın hastalığı ağır. Bazen boğazından kan geliyor.  Bir an önce kızımın bırakılmasını istiyorum. Hükümet çocuklarımızı ölümle karşı karşıya bırakılmış. Kızımın bir an önce bırakılmasını ve tedavisinin dışarıda yapılmasını istiyorum. Biz bu adaletsizliği kabul etmiyoruz. Sonuna kadar çocuklarımızın izinde olacağız.”
 
‘Bir aylık görüş yasağı verildi’
 
Kızı Tenzile’ye bir ay görüş yasağı verildiğine dikkat çeken Rasmiye, “Bir hafta önce kızımla konuştuğumda, tutuklular üzerinde ciddi bir baskının olduğunu söyledi. Koronadan dolayı üç yıldır kızımı görmemişim. Aralık ayında açık görüşler başladı. En son İstanbul’da kalan kızım Tenzile’nin görüşüne gitmişti. O görüşten sonra cezaevi yönetimi yaklaşık 10 gün önce kızıma bir aylık görüş yasağı vermiş. Öncesinden koronadan dolayı kızımı göremiyordum, şimdi ise verilen cezadan kaynaklı göremiyorum. Bir birimize kavuşmamıza izin vermiyorlar” ifadelerini kullandı. 
 
Cezaevinde tutsakların yaşamını yitirmesini kendilerini çok endişelendirdiğini kaydeden Rasmiye, “Hasta tutuklular serbest bırakılsın ve tedavi edilsin. Artık annelerin gözyaşı dökmesini istemiyoruz. Hükümet bu zulme bir an önce son versin. Tutuklu aileleri sesini yükseltsin ve tutukluların sesi olsun. Herkesin hasta tutuklulara sahip çıkması gerekiyor. Biz özgür ve huzurlu bir yaşam istiyoruz” dedi. 
 
 Kadir Güngen’in eşi: Durumu iyi değil
 
22 yıl ceza alan ve 7 yıldır tutsak olan sara hastası Kadir Güngen Rize Cezaevi’nde tutuluyor. Eşinin 15 yaşından beridir sara hastalığı ile mücadele ettiğini belirten Fatma Güngen, “Çocukluktan bu yana var olan hastalığı bugün hala devam ediyor. Şırnak’ta sokağa çıkma yasağı ilan edildi ve evlerimiz talan edildi. Mecburen evlerimizi bırakmak zorunda kaldık. Eşim ise sadece çalışan biriydi. Eşim hastalığından dolayı her zaman ilaç kullanmak zorunda. Gözleri iyi görmüyor, yaşı da büyük ve durumu iyi değil. Suçsuz ve sebepsiz yere tutukladılar, 2015’ten bu yana tutuklu. Tutuklanmadan önce bu hastalığı vardı ve durumu tutuklandıktan sonra ağırlaştı. Tutuklandıktan sonrada gözleri de bozulmaya başladı” diye ifade etti. 
 
'Battaniye ve radyolarına da el konulmuş'
 
Cezaevi yönetiminin tutsakların koğuşlarını bastığını, arama yaptığını ve eşyalarına el koyduğunu ifade eden Fatma, “Eşim Rize Cezaevinde. Sürekli görüşe gidip gidemiyoruz. Eşim hasta ve cezaevi yönetimine dilekçe yazmıştı ve daha sonra tekrardan hastaneye kaldırılmış doktor ilaç vermiş. Durumu ağır ve gün geçtikçe ağırlaşıyor. Öte yandan battaniye ve radyolarına da el konulmuş” dedi. 
 
‘Çocuklarımıza bir şey olursa sorumlusu hükümettir’
 
Tutsakların baskı altında sağlık hakkına erişemediklerini vurgulayan Fatma, “Eşim ve bütün hasta tutukluların bırakılmasını istiyorum. Eşim tek başına kendine bakamıyor ve arkadaşları yardımı ile yaşamını sürdürüyor. Cezaevinde şuana kadar 8 cenaze çıktı. Diğer hasta tutuklulara da bir şey olacak diye korkuyoruz. Eşim geç aradığında kaygılanıyoruz. Biz artık özgür ve huzurlu bir yaşam istiyoruz. Hükümet göz ve kulaklarını kapatmış, tutuklular ölümle karşı karşıya bırakılmış. Annelerin yüreği artık yanmasın. Çocuklarımıza bir şey olursa sorumlusu hükümettir. Bir an önce hasta tutukluları bırakın” çağrısında bulundu.
 
‘Biz anneler çocuklarımıza kavuşmak istiyoruz’
 
2015’den bu yana tutsak bulanan ve müebbet hapis cezası alan Hasan Akman’ın annesi Feride Akman ise oğlunun 17 yaşından beridir tutuklu olduğunu belirtti. “Oğlum 7 yıldır tutuklu. Çocuklarımız ciddi bir baskı altında. Çocuklarımız tek kişilik hücrelerde tutuyorlar ve işkenceye maruz kalıyorlar. En son bir hafta önce görüşüne gittim, çok fazla kilo vermişti. Çocuklarımız suçsuz bir şekilde tutuklandı ve yargılandıklarında ağır cezalara maruz kaldı. Kendi topraklarımızda bizi tutuklayıp, cezaevine gönderiyorlar. Daha çocukken bu kadar ağır ceza verilmesi vicdanlara sığar mı? Devlet Kürtleri yok etmek istiyor. Cezaevinden cenazeler çıkıyor. Çocuklarımızı bıraksınlar. Biz anneler çocuklarımıza kavuşmak istiyoruz” şeklinde konuştu.
 
‘Tutuklandığında işkence gördü’
 
Hasan Akman’ın kardeşi Cahide Akman ise kardeşinin hukuksuz bir şekilde tutuklandığını ve birçok cezaevine sürgün edildiğini aktararak, “Midyat, Gümüşhane, Patnos ve Van Cezaevleri’nde kaldı daha sonra Adana Kürkçüler F Tipi Kapalı Cezaevi’nde sürgün edildi. Kardeşim ve arkadaşları tutuklandığı zaman emniyette işkenceye maruz kalmışlardı” diye belirtti. 
 
‘Sizi öldüreceğiz kimsenin haberi olmayacak’
 
Van Cezaevi’nde bir gece gardiyanların koğuşu basıp tutsaklara saldırdığını aktaran Cahide, sözlerine şöyle devam etti: “ Kardeşimin söylediğine göre cezaevi müdürü olan Zeynel ve diğer iki müdür saldırmış ve işkenceye maruz bırakmışlar. Tutuklulara ‘sizleri burada öldüreceğiz ve kimsenin sizden haberi olmayacak. Devletin gücünü size göstereceğiz’ diye söylemlerde bulunmuşlar. Daha sonra 15 kişiyi bir koğuşu koymuşlar. Bu tutuklular içerisinde koronaya yakalananlarda da vardı.  İki ay önce hepsi farklı cezaevlerine sürgün edildi ve kardeşimde Kürkçüler’e sürgün edildi. Bu cezaevine sürgün edildiğinde ise çıplak aramaya maruz kalmış. Fiziki olarak ciddi bir şekilde baskı var” dedi.
 
‘Gereken adımlar bir an önce atılmalı’
 
Cahide, son olarak şunları söyledi: “Kardeşime gönderdiğimiz para ve kitapları erken vermiyorlar. Tutukluların durumu iyi değil ve büyük bir zulüm uygulanıyor. Bu zulmün son bulmasını istiyoruz ve hükümet tutukluların sesini duysun. Tutuklular kendi ana dilleri ile duruşmalarda savunmalarını yapamıyor. Ama zulme karşı boyun eğmedikleri için işkenceye maruz kalıyorlar. Sadece aileler değil, halk ve vekillerin de bir şeyler yapması gerekiyor. Son süreçte 8 cenaze cezaevinden çıktı. Gereken adımların bir an önce atılmasını istiyoruz. Gözümüz ve kulağımız cezaevleri olsun. Cezaevlerinin sesi olalım.”