‘Tecridi değil Öcalan’ın özgürlüğünü konuşmalıyız’

  • 09:23 5 Ocak 2022
  • Güncel
Medya Uren
 
DİYARBAKIR - PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridi değerlendiren kadınlar, Türkiye’de yaşanan krizlerin kaynağının tecrit olduğunu belirterek,  artık tecridin değil Abdullah Öcalan’ın özgürlüğünün konuşulması gerektiğini söyledi. 
 
PKK Lideri Abdullah Öcalan, Türkiye’ye getirildiği 1999 yılından bu yana İmralı Adası’nda tecrit altında tutulurken, 25 Mart 2021’den beri de kendisinden hiçbir haber alınamıyor. Abdullah Öcalan’dan haber alınamaması kaygıları arttırırken, tecride tepkiler de büyüyerek devam ediyor. Tecridin kaldırılmasını isteyen kadınlar, Türkiye’de yaşanan krizlerin nedeninin de tecrit olduğunu söyledi. 
 
‘Örgütlülük ile her şey mümkün’
 
Halkların Demokratik Partisi (HDP) Manisa İl Eşbaşkanı Ayla Gümüştaş, Abdullah Öcalan şahsında tüm Kürtlerin ve siyasi tutsakların ağır bir tecrit altında olduğunu söyledi. Gümüştaş şöyle dedi: “Bu tecrit, Kürt halkına ve kadınlara karşı kirli bir saldırıdır. Çünkü Abdullah Öcalan kadınları erkek ve devletin köleleştirmesine karşı bilinçlendirdi. Bu yüzden de binlerce Kürt kadını köleliğe karşı baş kaldırdı. Kadınların, gençlerin ve Kürt halkının örgütlenmesi işgalcilerin zoruna gitti. Kadınların örgütlenmesi, toplumun örgütlenmesindir. Bu şekilde de kuşkusuz başarı kazanılacak.  Tecrit en çok kadınları etkiliyor. Tecridi ve etkilerini iyi değerlendirmeliyiz ve buna karşı çıkmalıyız. Kendimizi yaratılan cezaevlerinden kurtarmalıyız. Bu da kadın ve gençlerin örgütlenmesi ile olur. Düşmanın bu politikalarını boşa çıkarmalıyız.”
 
‘Önderliğin özgürlüğü halkların özgürlüğüdür’
 
Selahat Tergay da, Abdullah Öcalan’a yönelik tecrit ile tüm Kürtlerin tecrit altına alınmak istendiğini belirterek “O tek bir kişi ve halkın önderi. Bunu fark etmemiz gerek.  Bu yüzden de tecridi değil, Sayın Abdullah Öcalan’ın özgürlüğünü konuşmalıyız. O özgürleşirse, Ortadoğu halkları da özgürleşir. İmralı yolu tüm Ortadoğu’nun sorunlarının da çözümüdür. HDP Eşbaşkanları ve birçok Kürt fikir ve düşüncelerinden dolayı hala daha cezaevlerinde. Tüm cezaevlerinde hak ihlalleri devam ediyor.  Özellikle de hasta tutsaklar ağır sorunlar yaşıyor. Başta ağır hasta tutsaklar olmak üzere tüm siyasi tutsaklar bırakılmalı” diye konuştu.
 
‘Krizin sebebi tecrit’
 
Kevser Şişman ise tecridin kaldırılması için  daha öncesinde cezaevlerinde gösterilen direnişe dikkat çekti. Kevser şunları söyledi: “Halk olarak  daha fazla ses çıkarmamız gerek. Türkiye’de adalet yok. Bizim adaleti sağlamamız lazım. Bu hak ihlallerini yapanlar, sessizlikten memnun oluyor. Şimdi sadece Kürtler değil tüm Türkiye tecridin yarattığı krizin içinde. Onları da çok etkiliyor. İmralı ile yapılan görüşme süreçlerine baktığımızda ekonomik kriz de toplumsal kriz de yoktu. Tecrit nası lki ağırlaştırıldı Türkiye’de art arda krizler de yaşanmaya başladı.”