Şişli Etfal Dayanışması üyesi: Geç olmadan Etfal’e sahip çıkılsın

  • 09:06 27 Aralık 2021
  • Güncel
 
İSTANBUL - Şişli Hamidiye Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nin bazı bölümlerinin taşınmasının ardından en çok da kadınlar nezdinde çok ciddi sorunlar yaşandığına dikkat çeken Şişli Etfal Dayanışması üyesi İpek Deniz, “Kamusal nitelikte sağlık herkes için çok kıymetli, çok hayati bir yerde duruyor” dedi.
 
İstanbul’da 122 yıllık bir geçmişe sahip olan ve 600 yatak kapasite ile hizmet sunan Şişli Hamidiye Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nin birçok bölümü, 2018’de binanın depreme dayanıklı olmadığı gerekçesiyle bu yılın Mayıs ayından itibaren Seyrantepe ve Sarıyer'e taşındı. Depreme dayanıksız denilen binaya, İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü’nden 300 kişinin yerleştirildiği öğrenilirken, Şişli halkının “yerinde dönüşüm” çağrılarına ise hiçbir yanıt verilmedi. Öte yandan yıllardır hizmet veren Şişli Etfal'in ardında ise koca bir boşluk kaldı. 
 
Şişli Hamidiye Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nin bazı bölümlerinin taşınmasının ardından oluşan sorunlar ve hak ihlallerine dair hastanenin psikiyatri bölümü hemşiresi ve Şişli Etfal Dayanışması üyesi İpek Deniz ajansımıza değerlendirmelerde bulundu.
 
‘Etfal halk sağlığının korunmasında ekollerden biriydi’
 
Türkiye’nin ilk çocuk hastanesi olan Şişli Etfal Hastanesi’nin uzun yıllardır taşınmasının gündemde olduğunu dile getiren İpek, 2018 yılında da Sarıyer ve Seyrantepe ilçelerine bölüneceği açıklandığında hastane çalışanları ve halk tarafından çok büyük bir tepkiyle karşılandığını aktardı. İpek, yaşananları şu cümlelerle anlattı: “Yılardır alanında uzman bir sürü hekim, hemşire ve diğer sağlık çalışanlarının yetiştiği bir hastane. Ne kadar çok vaka görürseniz ya da ne kadar çok hastalara maruz kalırsanız o kadar çok öğreniyorsunuz. Etfal, halk sağlığının da korunması anlamında çok ciddi ekollerden biriydi. Bölünme, hocalardan da çok büyük tepkiye sebep oldu. Çünkü siz beyin cerrahi diye yatıyorsunuz ama aynı zamanda başka bir sıkıntınız veya farklı branşlara ihtiyacınız olduğunda aynı binada ya da yerleşkede olunca o sorun çözülebiliyor.”
 
‘Eğitim sistemine bir darbe’
 
Bölünmenin yerleşmiş eğitim sistemine bir darbe anlamına geldiğini vurgulayan İpek, “Şehrin merkezinde bir hastane. Acil durumlarda ulaşım çok kıymetli. Şişli’nin nüfusu gün içinde çalışanlar ile birlikte inanılmaz artıyor. Dolayısıyla buradan taşınması demek acil durumlarda bir sürü insanın ölümüne de sebep olacak bir durum, ki yaşanmış hikayeler de var” ifadelerini kullandı. 2020 yılında Sarıyer’e Kadın, Doğum ve Çocuk Polikliniklerinin taşındığını paylaşan İpek, bu sürecin ardından ciddi sıkıntılar yaşandığının da altını çizdi.
 
‘Sorduğumuz hiçbir soruya cevap verilmedi’
 
2021’de de Seyrantepe yerleşkesinin açılarak hastanenin taşındığı bilgisini veren İpek, Şişli Etfal’de aşı ve onkoloji ile ilgili birkaç branş ve poliklinik bırakıldığını söyledi. 2018 yılında hastane binasının depreme dayanıksız olduğu gerekçesiyle boşaltma kararı olduğunu anımsatan İpek, “Bir öğrendik ki boya, badana işleri yapılıyor. Tabii bu arada bizim inanılmaz görüşmelerimiz oldu, bir sürü milletvekilinden destek aldık, 4-5 tane soru önergesi veren vekiller var, hiçbir soru önergesine cevap yok, bizim sorduğumuz hiçbir soruya da cevap verilmedi” ifadelerini kullandı.
 
‘Konu insan sağlığı olduğunda hassasiyet gösterilmiyor’
 
İpek yaşananlara, “Teknoloji bu kadar gelişmişken yerin onlarca kat altına alışveriş merkezleri için metro hattı döşeniyor ama konu insan sağlığı olduğunda aynı hassasiyet gösterilmiyor” cümleleriyle tepki gösterdi. “Okmeydanı gibi, hastanenin yerinde kalması mümkün” çağrısında bulunan İpek, İl Sağlık Müdürlüğü ve İlçe Sağlık Müdürlükleri ile konuya ilişkin görüşmelerinin olduğunu, son olarak da konunun Meclis’e taşındığını paylaştı. Şişli bölgesinde yaşlı nüfusun yüksek olduğunu söyleyen İpek, kronik ve onkolojik hastaların fazla olduğuna, hastanenin taşınmasıyla hastalar için işkenceye dönüştüğüne dikkat çekti. Hastaların özel hastanelere yönlendirildiğine vurgu yapan İpek, “Okmeydanı’nın tek başına bu kadar yükü kaldırabilecek bir imkanı yok. Aynı zamanda Aile Sağlığı Merkezi de çok zor duruma düştü. Çünkü aile hekimliklerinde daha ileri bir branşta ihtiyaç duyduğunuzda sizi yönlendirecek bir tek Okmeydanı kalıyor. Dolaylı bir şekilde özel hastanelere gidin diyorlar” dedi.
 
‘İnsanlar yollarda sürünüyor’
 
Özel hastanelere de şu anda kimsenin gidecek durumu olmadığını paylaşan İpek, “Kaldı ki hasta bir insanın Seyrantepe’ye gitmesi zor, metro var sadece, yaşlı ve hasta bir insan metroya nasıl inip çıkacak ya da o kadar mesafe yürüyerek hastaneye ulaşım hak mı diye düşünüyoruz. Etfal Dayanışması’nın da ciddi kaygılarından biri. Sağlığa erişim hakkı, il dışına şehir hastaneleri tarzı bir sürü hastaneler yaparak insanlara sağlık hizmeti vermiş olmuyor, insanlar yollarda sürünüyor” şeklinde konuştu.
 
‘Mesleki cinsiyetçi işbölümleri yaşıyoruz’
 
İpek ayrıca mesleki açıdan karşılaştığı sorunlara şu şekilde değindi: “Ben nöbetle çalıştığım için çok da güvenli alanlar değil oralar. Biz mesleki cinsiyetçi işbölümlerini zaten yaşıyoruz. İş, insanca yaşam temel talebine ya da 7/24 kreş hakkı gibi çok ciddi hayati sıkıntılarımıza gelince kadın emeği ile ilgili meslekler olduğu için görmezden gelindiğini düşünüyorum. Pandemi döneminde bir hemşire arkadaşımızın çocukları yanarak ölmüştü. Nöbete gidecekken çocuklarını bırakacak hiçbir yer olmadığı için komşusuna bırakıyor ve hemşire arkadaşımız çalışırken çocukları yanarak ölüyor. Yani 7/24 çalışan hastanelerde hala kreş yapılmamasının ve çocuğun sadece kadına yüklenmiş bir sorumluluk gibi algılanması bizim mesleki olarak yaşadığımız çok büyük sıkıntılardan biri.”
 
‘Nitelikli sağlık hizmeti kişilerin insafına bırakılacak bir hizmet değil’
 
Sağlık Bakanlığı’nın “müjde” diyerek doktorlara 2 bin 500-5 bin arası iyileştirme maaşlarının tüm sağlık emekçilerini kapsamadığının altını çizen İpek, bunun hiç kimseye iyi gelmediğini sözlerine ekledi. İpek, sağlık çalışanlarının şu an yoksulluk sınırının altında maaşlar aldığına ve ciddi hak ihlallerine maruz bırakıldığına işaret etti. İpek, “Biz pandemide o tulumların içerisinde saatlerce kaldığımızda ekranlara çıkıp bangır bangır  ‘yüzde yüz performans’ dediler. Biz performansın bizzat mağduru olarak ne olduğunu biliyoruz, halk bilmiyor. Covid ölümcül bir virüs, biz bu işleri yaparken çok ciddi paralar almışız gibi bir algı yarattılar. Hiç öyle bir şey olmadı” değerlendirmelerinde bulundu.
 
‘İktidarın sendikaları dinlediği bir durum yok!’
 
İpek, nitelikli sağlık hizmetinin kişilerin insafına bırakılacak bir hizmet olmadığını vurgularken, sendika ve diğer sağlık meslek örgütlerinin bununla ilgili anında eylemlilik kararı aldığını belirtti. İki gün boyunca eylem yaptıklarını söyleyen İpek, bir günlük iş bırakma eylemi yaptıklarını, çok ciddi bir katılım ve öfke olduğunu belirterek, “Bakanlık böyle davrandığı sürece böyle cevaplar vereceğiz” şeklinde konuştu.  Doktorlara “iyileştirme” olarak verilen “müjdenin” Maliye Bakanlığı’nın desteği olmadığı gerekçesiyle geri çekildiğini ifade eden İpek, konuşmasını şu sözlerle sürdürdü: “Mevcut iktidarın sendikaları dinlediği bir durum yok. Ortada olmayan bir para üzerinden böyle bir gürültü çıkarıldı. En son bunun da geri çekilmesiyle sağlıkçılara bütçe ayrılmayacağı söylendiğinde, bu sefer de bütün meslek örgütleriyle beraber yine iş bıraktık. Çok ciddi bir katılım ve halktan çok iyi destek vardı. Bizim insani koşullarda yaşamamız daha iyi bir hizmet anlamına geliyor, bunu da anlamaları gerekiyor.”
 
‘Geç olmadan daha çok sahip çıkılsın!’
 
Şişli Etfal Hastanesi’nin taşınmasının, hastaları ve refakatçileri zor duruma düşürdüğüne dikkat çeken İpek, taşınmanın ardından hastaneye giden, refakatçi kalanlar arasında kadınların iki kat etkilendiğini vurguladı. Hastanenin uzak bölgeye taşınmasının kadınlar için daha ciddi bir kriz anlamına geldiğine işaret eden İpek son olarak, “İş yok, insanların taksiye, özel hastaneye verecek bir paraları yok. Bu yüzden kamusal nitelikte sağlık herkes için çok kıymetli, çok hayati bir yerde duruyor. Geç olmadan Etfal’e daha çok sahip çıkılması gerektiğini düşünüyorum” çağrısı yaptı.