Irkçı saldırıda karakol ‘adam hasta’ diyerek ifadeyi tutanağa geçirmemiş

  • 09:03 21 Aralık 2021
  • Güncel
Dilan Babat
 
ANKARA - Mamak ilçesinde yüzde 50 engelli çocuğa dönük ırkçı saldırının ardından karakolda ifade veren ailenin söylemleri tutanağa geçilmezken aile, saldıranların cezasını çekmesi için bu işin peşini bırakmayacaklarını söyledi. 
 
İktidarın ötekileştirici dili batı illerinde Kürt ailelerine dönük katliam saldırıyı da beraberinde getirmeye devam ediyor.  Konya’da Dedeoğulları’na dönük saldırı ve arkasında katliamı getirirken, yine Ankara’nın Altındağ ilçesinde hem mültecilere hem de Kürt ailelere dönük ırkçı saldırılara ilişkin iktidar tek bir adım atmış değil. Irkçı saldırılar cezasızlık politikalarını da beraberinde getirirken, 19 Aralık Pazar günü Ankara’nın Mamak ilçesinde Şırnaklı ve yüzde 50 engelli çocuk, D.G. ve S.G. isimli komşuları tarafından, ırkçı saldırıya maruz kaldı.
 
Çocuğun maruz kaldığı ırkçı saldırıya ilişkin emniyet olayı “gasp” olarak kapatmaya çalışırken, çocuğun ailesi yaşadıklarını ajansımıza anlattı. 
 
‘Çekiçle kafasına vurdular’
 
Irkçı saldırının görgü tanıklarından biri olan çocuğun yengesi Beritan T., çocuğun eve geldiği sırada saldırıya uğradığını, sesini duyduğu anda dışarı çıktığını belirtti. Beritan, “Çocuk, ‘yenge’ diye bağırdığında ben de mutfaktaydım. Pencereden baktığımda iki üç kişi bir çocuğun üstüne çullanmış birinin elinde çekiç, birinin elinde büyük taşlarla çocuğu dövüyorlardı. Ben kayınımın olduğunu bilmiyordum. Zaten yeniden seslenmesiyle beraber ben bağırdım ve baktığımda kayınımın yüzü, gözü, burnu ve kafasında kanlar içerisindeydi. Ben kaynanama, eşime haber verdiğim sırada saldırganlar hala ellerinde taşlarla, ‘burası Türközü burayı size mezar edeceğiz’ diye ırkçı söylemlerde bulunmaya devam ettiler. Kayınımı alıp eve götürdüm. Oğlum ne oldu diye sordum; ‘Benden para istediler ben de vermeyince pis Kürtler, teröristler’ demeye başladı. Kayınımda kendisine saldıranlara, ‘Bana neden terörist diyorsunuz’ diyerek tepki gösterdikten sonra dövmeye başlamışlar” dedi.
 
‘Polis onları korumaya geldi’
 
Geçtiğimiz mart ayında da aynı kişiler a tarafından ırkçı söylemlere maruz kaldıklarını ifade eden Beritan,  “Bir senedir komşularımızla çok fazla görüşmüyoruz.  Çünkü biz ilk taşındığımızda bize, ‘pis Kürtler’ dediler, biz de çok üstünde durmadık. Kürt olduğumuz için böyle yapıyorlar” diye devam etti. Beritan, faillerden şikayetçi olduklarını önceki akşam savcılığın tutuklama talebiyle mahkemeye sevk ettiğini, ama faillerin mahkeme tarafından serbest bırakıldığını belirtti. Beritan, “ Saldırganlar ile evlerimiz karşı karşıya olduğu için ve saldırganlar serbest bırakıldığı için evlerinin önü polis kaynadı. Ama yine onları korumak için onların evlerinin önünde durdular. Gece bir saatten sonra polisler, bekçiler, evlerine girdiler çıktılar. Sanki akrabaymış gibi bir samimiyet vardı” sözlerini kullandı.
 
Polisten aileye kötü muamele
 
Şırnak’ın Beytüşebap ilçesinden hem arazi anlaşmazlığı hem de köy boşaltmalarından kaynaklı  Adana’ya taşındıklarını söyleyen çocuğun annesi Hanife T., uzun yıllar Adana’da kaldıktan sonra eşinin vefat etmesiyle, 8 çocuğu ile Ankara’ya taşındığını kaydetti. Ankara’ya taşınmasının sebebinin ise ekonomik koşullar olduğunu dile getiren Hanife, 13 yıldır Ankara’da yaşadığını dile getirdi. 5 aydır, Türközün’e taşındıklarını ekleyen Hanife, çocuğunun yaşadıklarını şöyle anlattı: “Gelinim bana, ‘anne gel çocuğu öldürdüler’ dedikten sonra hemen gelinimin evine gittim. Oğluma kim yaptı diye sorunca, ‘Baba oğul biri beni dövdü’ dedikten sonra kim deyince ‘tanımıyorum’ dedi. Daha fazla bir şey soramadım çünkü oğlumun her yerinden kan akıyordu bir an önce hastaneye yetiştirmeye çalıştım. Ambulansı aradıktan sonra Şehir Hastanesi’ne götürdük. Orada müdahale edildikten sonra, doktor üç ameliyat geçirmesi gerektiğini söyledi. Burnu kırılmış, gözünün altı yırtılmış, kafasını kırmışlar. Hastanede oğluma serum taktıktan sonra polisler yanımıza gelerek, ‘kalkın kalkın karakola gidip ifade vereceksiniz’ dediler. Polislere ‘oğlum şu an kötü kendine gelsin’ dememe rağmen polisler, ‘serumu bitti kalkın’ diyerek bizi Cebeci’de bulunan polis karakoluna götürdü.”
 
Irkçı söylemler ifade tutanağına geçirilmemiş
 
Çocuğunun ayakta duracak hali olmamasına rağmen 9 saat boyunca kendilerini karakolda beklettiklerine dikkat çeken Hanife, “Ben de, polislere, ‘Vicdanınız yok mu, oğlum hastanede olması gerekirken, burada niye bekletiyorsunuz’ diye söyledim.  Polis, ‘bekleyin daha gidip diğerlerini de getirip ifadelerini alacağız’ dediler. Oğlumun durumunu anlatmama rağmen, polisler kapılarını kapattı bizi dinlemediler bile. Baktım polisler çay içiyor bizi dinlemiyor yine kapılarını açarak, ‘vicdanınız yok mu?’ diyerek tepki gösterdim.  Bu tepkimin üzerine bir polis bana, ‘Niye bu kadar sabırsızsın, sen nasıl bir annesin’ dedi. Ben de yeniden tepki gösterdim. Oğlumun daha fazla orada kalmasını istemediğim için, saldırıya uğrayan oğlumun elinden tutarak çıkardım ama yine polisler tarafından engellendim. Polisler beni dışarı götürerek bir ekiple evime gönderdi saldırıya uğrayan oğlum ve abisi ise karakolda kaldı. Sabah ezanı okudu gün ağardı oğlumu yeni karakoldan çıkarmışlar. Bizim yanımızda oğlumun ifadesi alınmadı, ırkçı söylemlerde bulunduklarını söylememize rağmen, polis bunları kabul etmeyerek, ‘iki çocuk kavga etmişler, basit bir yaralama var’ diyerek hiçbir ırkçı söylemi oğlumun ifadesine eklememişler” şeklinde konuştu.
 
‘Çekiçle dövmek düşmanlık değil de nedir?’
 
Hanife son olarak, Kürt oldukları için bu saldırının yaşandığını kaydederek, “Bu iki çocuğun edeceği bir kavga değil. Çocuklar birbirlerine bunu yapmazlar, saldırganlardan biri oğlumu çekiçle dövülmüş bu düşmanlık da nedir. Bu zulmü kabul etmiyoruz.  17 yaşındaki bir çocuk neyin ne olduğunu nereden bilsin. Ben bunu kabul etmiyorum” diye konuştu.
 
Polisten ırkçı söylemlere kılıf: Adam hasta
 
Mahalleye taşındıklarından beri, yanlarında bulunan dört evden şikayetçi olduklarını  söyleyen çocuğun abisi Nurettin T., “Bizi burada istemiyorlar. ‘Pis Kürtler’ diyerek hakaretleri ile sürekli bize böyle sözlü saldırıda bulunuyorlar. Bize sürekli bunu söyleyen adamın sağlık sorunları olduğunu söylediler ama bu artık sağlık sorunlarını da aşıyor. Biz buraya ilk geldiğimizde, ev sahibini arayarak nereli olduğumuzu sormuşlar.  Ev sahibinin önünü keserek bize ev vermemeleri için tehdit etmişler. Daha önce akrabalarıma da aynı küfürleri sarf etmişler.  Karakoldaki ilgili kişilere bizlere dönük ırkçı söylemleri söylememize rağmen, polisler, ‘adam hasta’ diyerek üstünü kapatmaya çalıştılar. Bugün de kardeşimi polislerle hastaneden getirdiğim sırada,  ev sahibi beni arayarak, ‘bunlar sizin burada kalmanızı istemiyor o yüzden evimden çıkın’ dedi. Ben bu işin peşini bırakmayacağım, onlar bize saldırmasına rağmen onlar korunuyor ama bu işin peşini bırakmayacağız” dedi.