Gazeteci Neşe İdil tecavüz ve ölüm tehditleri alıyor

  • 09:03 1 Aralık 2021
  • Güncel
 
İSTANBUL - Dijital medyada ırkçılar tarafından hedef haline getirilen gazeteci Neşe İdil, tecavüz ve ölüm tehditleri alıyor. Neşe, suç duyurusunda bulunacağını söyledi.
 
Ağustos ayında ABD askerlerinin Afganistan’dan çekilip Kabil’i Taliban’a bırakması ardından Afganistanlı mültecilerin Türkiye'ye göç ettikleri dönemde bir siyasetçinin mülteci karşıtlığı dijital medya paylaşımına tepki verdikten sonra hedef haline gelen gazeteci Neşe İdil, sistematik bir şekilde ırkçılar tarafından linç, taciz ve tehdit mesajları alıyor. Neşe, Gebze’de A.M. adlı kişi tarafından tecavüz girişimine maruz bırakılıp 4 ay tedavi gördüğü hastaneye yaşamını yitiren Ayşegül Aydın için yaptığı paylaşım sonrası da hedef yapıldı. Erkek şiddetinin “ırk temelli” ele alınmaması gerektiğini savunduğu gerekçesiyle “Türk erkeklerine hakaret ettiği” sonucunu çıkaran kimi dijital medya hesapları Neşe’ye tecavüz tehditlerinde bulundu ve linç etmeye çalıştı.  
 
Suç duyurusunda bulunacağını söyleyen Neşe yaşananları ajansımıza anlattı.
 
Tehditler aldı
 
Afganistanlı mültecilerin Türkiye'ye yoğun şekilde göç ettikleri dönemde bir siyasetçinin mültecileri hedef alan bir paylaşımına tepki verdikten sonra linç edilmeye başlandığını söyleyen Neşe, “Mülteci karşıtı akım çok güçlenmiş durumda. Söz konusu paylaşımda mülteciler odak noktasıydı. Ben de mültecilerden rahatsız olmadığımı ama kendisinin ırkçılığından çok rahatsız olduğumu söylemiştim. Buna tepki gösterdikten sonra cinnet hali gibi bir şey başladı. ‘Çok seviyorsan evine al besle’, ‘Umarım sana cinsel tacizde bulunurlar, seni öldürürler’ ve ‘Seni barındırmayacağız, mültecileri gönderdikten sonra sıra sana gelecek seni de göndereceğiz’ gibi bir yaklaşım vardı. O dönem de aldığım tehditler ile ilgili suç duyurusunda bulundum ama bir geri dönüş, bir karar yok hangi aşamada olduğunu bilmiyorum” ifadelerini kullandı. 
 
‘Türkiye’de kadın kırımı var’
 
Neşe, Kocaeli'nin Gebze ilçesinde 12 Temmuz günü Afganistanlı A.M.’nin cinsel saldırı girişimi sonrası Ayşegül Aydın’ın hayatını kaybetmesinin örneğini vererek de bu durumun, ciddi bir mülteci karşıtlığına dönüştüğünü söyledi. Neşe, “‘Ülkemde mültecileri istemiyorum, mülteciler dışarı, bunlar barbar insanlar’ gibi çok ırk temelli bir şeye dönüştü. Benim buradaki itiraz ettiğim nokta, nereli olduğundan bağımsız,  bütün ırktan erkekler tarafından Türkiye’de kadın kırımı var ve bu noktada failin kimliğine odaklanmak kadın cinayeti kısmını örtüyor. Türkiyeliler her gün bir cinayet işlerken kadınlar öldürülürken, sınır dışı edilsin argümanı ile karşılaşmıyor. Bunu bütün Türkiye’ye mal etmiyoruz. Dolayısıyla burada da bütün Afganlara mal edilmesinin yanlış olduğunu söyledim. Bunun üzerine yine aynı şekilde dalga dalga büyüyen oldukça basit argümanla gelindi” şeklinde konuştu. 
 
‘Irk temelli bir ayrım yapılmasın’
 
Paylaşımlarından “Türk düşmanlığının” çıkarıldığını söyleyen Neşe, “Özelikle Twitter’da mülteci karşıtlığı olarak bilinen hesapların eski paylaşım ve haberlerimi tarayıp buradan bir Türk düşmanlığı çıkarmış olmaları ile iyice patladı. Söz konusu iki tane ekran görüntüsü paylaşıyorlar biri benim geçen gün attığım diğeri de eski bir haberim ile ilgili bir yorum. O haberimin de Türk erkekleri şöyle kötüdür, böyle tecavüzcüdür, böyle tacizcidir öyle bir tarafı yok. O haber siyasi parti odaklı bir haberdi ve oradakilerin kendini tanımlama biçimi zaten Türk, Türkçülüktü. En başından beri ben zaten ırk temelli herhangi bir ayrım yapmayalım diyorum. Bu Türkler de Suriyeliler de Afganlar için de geçerli. Böyle bir dalga halinde gelen cinneti açıklamak imkansız” dedi.
 
Neşe, ayrıca yaptığı haberlerin İngilizce olmasından dolayı insanların haber içeriğine bakmadan direkt yargıladığını da sözlerine ekledi.
 
‘Görüşleriniz beğenilmediği takdirde foncu oluyorsunuz’
 
Türkiye'nin şu anki atmosferinde bir insanı “Türk düşmanı” olarak kodlamak, bireyin kendisini hedef göstermek ve bunu her platformda yayınlamanın çok ciddi bir tehdit oluşturduğunu ifade eden Neşe, şöyle devam etti: “Yine suç duyurusunda bulunacağım. O kadar çok mesaj aldım ki hangisi tehdit, hangisi hakaret birbirinden ayırmam gerekiyor. Ayrıca fon tartışması üzerinden bir saldırı argümanı geliştirilmiş durumda.  Gazeteciler ufak bir görüş beyan ettiklerinde beğenilmediği takdirde ‘Sen foncusun, dış güçlerin elemanısın’ gibi tuhaf mesajlar geliyordu. Bu sefer de mültecileri savunmak için sanki birilerinden fon almışım gibi absürt bir suçlama ile karşı karşıya kaldım.”
 
Düşünceleri yüzünden hedef alındı
 
Neşe, gelen cinsiyetçi küfür içerikli mesajlardan dolayı bedeni üzerinden bir saldırıya maruz kaldığını aktarırken, “Kim olduğum, nerede çalıştığım ortada. Bana bu mesajlardan birini atan kişi acaba metroda ya da metrobüste karşıma çıkacak mı?  Zaten kadınlar için oldukça güvensiz bir ülkede yaşıyoruz, üstüne böyle yoğun saldırılar gelince ister istemez tedirgin oluyorum. Sadece bir görüş beyan ettiği için kimsenin kimseye bunu yapma hakkı yok. Benim görüşlerime katılmayabilir,  kişisel kadın bedeni üzerinden saldırıyı kabul edilemez buluyorum. Suç duyurusunda bulunacak olmam da bundan dolayı” şeklinde konuştu.   
 
‘Muhatap birey değil hükümettir’
 
Dünyanın her yerinde sığınmacı politikalarına karşı olan bir kitlenin varlığına değinen Neşe, kontrolsüz girişlerin eleştirilebileceğini fakat muhatabın hükümet olduğunu, bireylerin olmadığını vurguladı. Neşe, “Sen bir Suriyeliye bir Afgan’a bu nefreti yöneltemezsin. Benim de dediğim o. İktidara değil bu öfkeyi burada yaşayan insanlara gösteriyorlar” diye ekledi.
 
‘Hedef olarak bir yerde duruyorum’
 
Yapılan linç girişimlerinin geçiştirilecek bir boyut olmadığının altını çizen Neşe, şöyle devam etti: “Biz böyle bir ülkede gazeteciyiz. Kendi evimin içinde kapıyı açarken ‘Bir şey olacak mı acaba’ hissini tattıramaz kimse, tattırmamalı. Ama bunu yaşıyorum maalesef. Bu dönem de unutuldu diyorsun herhalde ama ne yazık ki üç ay önceki sürecin tekrarlanması, bana unutulmadığını gösterdi. Hedef olarak bir yerde duruyorum.”