Rojda Aydın

 

ŞIRNAK - Gümüşhane E Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunan tutsaklar, aileleriyle yaptığı telefon görüşmesinde, yaklaşık 20 gün önce koğuşlarının çevik kuvvet polisleri tarafından basıldığını, darp edildiklerini ve eşyalarına el konulduğunu aktardı.

 

Türkiye ve bölge kentlerinde bulunan cezaevlerinde baskı, tehdit, işkence ve hak ihlalleri gün geçtikçe artmaya devam ediyor. Her gün başka bir cezaevi hak ihlalleri ve baskıyla gündeme gelirken, Gümüşhane E Tipi Kapalı Cezaevi de bu cezaevlerinden biri oldu. Cezaevinde tutuklu bulunan Hamza Arzuman ve Reşit İlhan, aileleriyle yaptıkları telefon görüşmesinde yaklaşık 20 gün önce koğuşlarının çevik kuvvet polisleri tarafından basıldığını, darp edildiklerini, eşyalarına el konulduğunu aktardı.

 

Hamza ve Reşit’in aileleri, yaşananları anlatarak tepki gösterdi.

 

‘Her gün çocuklarımıza zulüm uygulanıyor’

 

36 yıl ceza alan ve 6 yıldır tutuklu bulunan Hamza Arzuman’ın annesi Bedriye Arzuman, oğlunun 2016 yılından bu yana tutuklu olduğunu belirterek, iki buçuk yıl Şırnak T Tipi Kapalı Cezaevi’nde kaldıktan sonra Gümüşhane E Tipi Kapalı Cezaevi’ne sürgün edildiğini kaydederek, “Gümüşhane cezaevinde baskı, işkence ve tehditlere maruz kalıyorlar. Çocuklarımızın durumu iyi değil. Her gün çocuklarımıza zulüm uygulanıyor. Biz bu yaşananları kabul etmiyoruz. Cezaevi yönetimi sürekli çocuklarımızın bulunduğu koğuşları basarak, arama yapıp eşyalarına el koyuyor. Oğlum ve bir tutsak daha var yanında. Onlara da her gün işkence yapılıyor” diye belirtti.

 

‘Çevik kuvvet koğuşu bastı’

 

Oğluyla dün yaptığı telefon görüşmesinde yaşananları öğrendiğini söyleyen Bedriye, tutsakların büyük bir zulme maruz bırakıldığının altını çizdi. İki kişi oldukları için baskı ve şiddetin daha fazla uygulandığını ifade eden Bedriye, oğlunun “Artık dayanamıyoruz” dediğini aktardı. Bedriye, “Pandemiden dolayı birçok şey yasaklandı. Revire bile gidemiyorlar. Tıraş olamıyorlar. Hem pandemi yüzünden hem de gardiyanların baskısı yüzünden berbere gidemiyorlar. Makine aldılar ona da el konulmuş. Çarşaflarına el konulmuş. Çevik kuvvet polisleri koğuşlarını basmış, iki tutsağa onlarca polis ve gardiyan saldırmış. Darp etmişler, işkence yapmışlar. Çocuklarımız telefon görüşüne bile çıkamıyorlar artık. Gece yarısı koğuşları basılıyor” sözleriyle tutsakların yaşadığı hak ihlallerini anlattı.

 

İşkencenin insanlık dışı bir uygulama olduğunun altını çizen Bedriye, “Bu zulmün ve işkencenin artık son bulmasını istiyoruz. Biz çocuklarımızı işkenceye maruz bırakılsın diye büyütmedik. 3 yıldır oğlumu görmüyorum. Cezaevi çok uzak diye gidemiyordum, üstüne bir de pandemi başladı açık görüşler de kaldırıldı. Gümüşhane çok uzak. Gönderilen mektuplar da verilmiyor. Dört duvar arasındaki insanlardan ne istiyorlar” diye sordu.

 

‘Çocuklarımızın izinde olacağız’

 

Hamza ile aynı süreçte gözaltına alınan, tutuklanan ve 36 yıl ceza alan Reşit İlhan da işkence ve baskıya maruz bırakıldı. Reşit’in annesi Ayşe İlhan, cezaevinde yaşanan işkence ve baskılara tepki göstererek, “Cezaevi yönetimi çocuklarımıza büyük bir baskı uyguluyor. Arama yapılıyor ve eşyalarına el konuluyor. Oğlum telefonla benimle konuşarak çevik kuvvetlerin koğuşlarını bastığını, eşyalarına el konulduğunu ve darp edildiklerini belirtti. Gümüşhane cezaevinde işkence ve hak ihlalleri çok arttı. Kanımızın son damlasına kadar çocuklarımızın sesi ve onların izinde olacağız. İmkanlarımız olmadığı için iki yıldır oğlumun görüşüne gidemiyorum. Cezaevinde çocuklarımıza zulüm uygulanırken, biz evde yemek yiyemiyoruz. Her gün gözyaşlarımız dökülüyor. Onların da çocukları var, neden bizim çocuklarımıza işkence ediyorlar. Biz bu yaşananları kabul etmiyoruz. Biz her zaman çocuklarımızın arkasında olacağız” ifadelerini kullandı.  

 

‘Sorumlu hükümettir’

 

İşkenceye son verilmesi için cezaevi yönetimine çağrıda bulunan Ayşe, son olarak şunları söyledi: “Çocuklarımızı bıraksınlar. Bu zulüm son bulsun. Biz de özgür bir yaşam ve özgürlük istiyoruz. Çocuklarımıza bir şey olursa sorumlusu hükümettir.”