TDİ: Herkesi tutsakların sesi olmaya çağırıyoruz

  • 09:04 11 Kasım 2021
  • Güncel
İSTANBUL -  Cezaevinde artan hak gasplarına dikkat çekmek için iki aylık eylem planı hayata geçiren Tutsaklarla Dayanışma İnisiyatifi, önümüzdeki günlerde eylem ve etkinliklerle alanlarda olacak. İnisiyatif Sözcüsü Fatma Yıldırım, tutsakların yaşadıklarını topluma duyurmaya çalışacaklarını belirtti.
 
Tutsak ailelerini bir araya getirip, cezaevlerinde yaşanan hak gaspları ile tutsakların yaşadıkları sorunlara dikkat çekmek için 2016 yılında kurulan Tutsaklarla Dayanışma İnisiyatifi (TDİ), geçtiğimiz günlerde iki aylık eylem planı duyurdu. İnisiyatif kurulduğu günden bu yana tutsak aileleri ile buluşmalar düzenleyip, çok sayıda eylem ve etkinlik gerçekleştirdi. İnisiyatif son olarak da cezaevlerindeki hasta tutsakların durumu ve infaz yakmalara karşı 20 Ekim’de İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi’nde gerçekleştirdiği açıklama ile “İnfaz yakmalara son, hasta tutsaklar serbest bırakılsın, politik tutsaklara özgürlük”  başlıklı eylem planını kamuoyu ile paylaştı.
 
Tutsaklarla Dayanışma İnisiyatifi Sözcüsü Fatma Yıldırım, iki ay sürecek eylem planlarının gidişatı hakkında JINNEWS’e değerlendirmelerde bulundu.  
 
‘Tutsakların tüm hakları ellerinden alındı’
 
Yıllardır cezaevlerinde devam eden hak ihlallerinin salgın dönemi ile katlanarak daha da arttığını söyleyen Fatma, “Toplum olarak pandemi sürecini anlamamız ve nasıl davranmamız gerektiğini anlayana kadar epeyce bir süre geçti. Bu süre içerisinde zindanlardaki devrimci ve yurtsever tutsakların hakları gasp edilmeye başlandı. İlk olarak görüş yasağıyla başlayan gasplar ardından gazete verilmeme, kitap kısıtlamaları, hastane ve revire gidememe ile devam etti. Tüm hakları resmen ellerinden alındı. Birçok hak gaspı yaşandı. Yaşanan hak gaspları toplum tarafından görünmez kılındı” dedi.
 
‘80 döneminde bile bu kadar hak gaspı yoktu’
 
Tutsakların biri açık görüş olmak üzere ayda toplam 4 görüş hakları olduğunu fakat salgın ile bu hakların ortadan kaldırıldığını belirten Fatma, salgın ile beraber tutsaklara ayda yalnızca iki görüş hakkı verildiğini ve açık görüşlere de izin verilmediğini aktardı. İnfaz yakmalara da dikkat çeken Fatma, “Tutsakların ve tüm toplumun yıllarca mücadele edip bedeller ödeyerek elde ettiği hakları tümden gasp edildi. 80 döneminde de bu kadar infaz yakma ve hak gaspı yoktu” diye ekledi.
 
Hasta tutsaklar ve cezaevlerindeki baskılar
 
İnfazı yakılan binlerce tutsağın olduğunu, tahliyesi gelmesine rağmen farklı bahanelerle tahliye edilmeyen 60’ın üzerinde tutsağın olduğu bilgisini veren Fatma, hasta tutsakların durumuna da işaret etti. Fatma, hasta tutsakların salgın ile beraber sağlık hakkına erişimde sorunlar ile karşılaştığını ifade ederek, bu süre zarfı içerisinde hasta tutsak sayısında ciddi artışların yaşandığını dile getirdi. Hasta tutsakların hastane ve adli tıp raporlarına rağmen cezaevinin keyfi uygulamaları nedeniyle serbest bırakılmadığını söyleyen Fatma, “Özellikle devrimci ve politik tutsakların yaşam hakları ellerinden alındı. Bu saldırılar tamamen tutsakların iradesini kırmaya dönüktür. Özelikle son bir aydır cezaevlerinde gece baskınları haberleri geliyor. Koğuş baskınlarında tutsaklar  ‘sizi buradan çıkartmayacağız’, ‘burada öleceksiniz’ şeklinde tehdit ediliyor. Kandıra Cezaevi’nde yaşanan kadın tutsağa tecavüz olayı, keza başka cezaevlerinde gelen işkence haberleri artmış durumda” dedi.
 
Adli Tıp Kurumu önünde açıklama yapılacak
 
“İnfaz yakmalar ve hasta tutsakların durumu can alıcı hale dönüştü” diyen Fatma, tutsakların yaşadıklarını topluma duyurmak gerektiğini belirtti. Fatma, “Tutsakların seslerini dışardaki tüm topluma, demokratik kitle örgütlerine, gazetecisi, doktoru, avukatı ve Adli Tıp Kurumu’na kadar her tarafa duyurmakla saldırıları geri püskürtebiliriz” dedi. Tutsaklarla Dayanışma İnisiyatifi olarak bu kapsamda “İnfaz yakmalara son! Hasta tutsaklar serbest bırakılsın, politik tutsaklara özgürlük” başlığıyla kampanya başlattıklarını hatırlatan Fatma, “İHD’de duyurusunu yaptıktan sonra Bakırköy Cezaevi önünde görüşten çıkan aileler ile basın açıklaması gerçekleştirdik. Adli Tıp Kurumu önünde hasta tutsaklara dikkat çekmek amacıyla bir açıklama yapmayı planlıyoruz. Basın ve demokratik kitle örgütleri ile bir araya gelerek hasta tutsaklar ile infaz yakma sorunlarını tüm topluma duyurma ve onların sesi olmaya çağırıyoruz. Başlattığımız süreç içerde de dışarda da çok yoğun bir şekilde ilerliyor” bilgisini verdi.
 
Kampanya 19 Aralık’ta ayrı bir aşamaya geçecek
 
İktidarın toplumu teslim alamadığı için cezaevleri üzerinde baskılarını yoğunlaştırdığını dile getiren Fatma, “Tacizler, tecavüzler, çıplak aramaların çok yoğun olarak devam etmesi bunun göstergesi. Zindanlarda eş zamanlı bir saldırı topluma da daha büyük bir saldırının habercisi, bunlar birbirine bağlıdır” uyarısında bulundu. Fatma, tutsaklara yönelik saldırıların rutinleşmeye başladığını ve buna karşı toplum bilincinin ortaya çıkması gerektiğini de vurguladı. Fatma, ayrıca kampanyalarını 19 Aralık “Hayata Dönüş Operasyonu” olarak adlandırılan katliamın yıldönümünde büyük bir salon etkinliği ile ayrı bir aşamaya götürmeyi planladıklarını paylaştı.
 
S Tipi cezaevlerinden bilgi alınamıyor
 
Bodrum, Antalya ve Iğdır’da açılan S Tipi cezaevlerine de dikkat çeken Fatma, bu cezaevlerinin F Tipi cezaevlerinden daha ağır olacağını ve ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alanların konulacağını aktardı. Fatma, “Ağırlaştırılmış müebbet cezası alanların hiçbir aftan yararlanma hakkı yok. Tam detaylı bilgiye sahip olmamakla birlikte açılan S Tipi cezaevlerine ağırlaştırılmış müebbet cezası alan 16  PKK’li tutsak konulmuş durumda. Sadece götürülenlerin hangi koşullarda götürüldüğüne dair küçük bir rapor var. Ağırlaştırılmış müebbet olduğu için görüş hakkı olacak mı, avukat hakkı olacak mı bilmiyoruz. Ailelerin aktarımına kalacağız” dedi.