‘Özsavunma inkar edilemez bir haktır’

  • 09:04 8 Kasım 2021
  • Güncel
 
İSTANBUL - Yaşamak için özsavunmasını kullanan Çilem Doğan’a verilen 15 yıl hapis cezasının onanmasına tepki gösteren kadınlar, “Kadınlar bu ceza karşısında seslerini çıkartmaya devam etmeli ve sokaklardan ayrılamamalılar” dedi.
 
Adana'da kendisine sistematik şiddet uygulayan ve fuhşa zorlayan evli olduğu Hasan Karabulut'u 2015 yılında özsavunmada bulunarak öldüren Çilem Doğan'ın 15 yıl hapis cezası 4 Kasım günü  Yargıtay 1’inci Ceza Dairesi’nde görülen tefhim duruşmasında onandı. “Özsavunma haktır” eylemleri ile Çilem’e verilen cezaya tepkiler ise sürüyor.
 
‘Ölmemek için hayatlarımızı savunmak zorundayız’
 
Çilem Doğan’a verilen 15 yıl hapis cezasıyla erkeklerin sırtlarının sıvazlandığını ifade eden Kırkyama Kadın Dayanışma Derneği üyesi Tülay Korkutan,  Çilem’in gördüğü şiddete karşı devletin çeşitli kurumlarına başvurmasına rağmen bir dönüş yapılmadığını hatırlattı. Türkan, “Çilem kendi hayatını kurtarmak için birini öldürdü. Hayatını savunan kadınlar cezalandırılıyor. Nevin Yıldırım müebbet hapis cezasına çarptırıldı ve yıllardır hapishanede. O yüzden Çilem’e, Nevin’e ya da Ayşe Gökkan’a verilen cezalar demek, aslında kadınlara ‘Erkekler ne derse yapın, ses çıkartmayın, sokaklarda mücadele etmeyin’ demektir. Çilem’de, Hülya Halaçkay’da, Yasemin Çakal’da olduğu gibi kadınlar hayatlarını savunuyorlar. Ölmemek için hayatlarımızı savunmak zorundayız. Kadınlar verilen cezaya tepki göstermek için Türkiye’nin birçok yerinde sokaklara çıktı. Sadece Çilem özelinde değil hayatını savunan tüm kadınlar için böyle yapacağız. Biz hayatımızı, haklarımızı, özgürlüğümüzü savunmaya devam edeceğiz. Bize verilen cezalara, baskı politikalarına rağmen mücadele etmeye devam edeceğiz. Bütün kadınları Çilem’in ve hayatını savunan kadınların yanında olmaya davet ediyoruz” dedi.
 
‘Bizi ne yasalar ne de devlet koruyor’
 
Çilem, özsavunma gerçekleştirmeseydi onu katledecek olan erkeğin “iyi hal” ve “tahrik” indirimleri ile serbest bırakılacağını belirten bağımsız feminist Esril Bayrak ise, kararın, bir kadının kendini savunmasına verilen bir ceza olduğunu dile getirdi. “Özsavunma inkar edilemez bir haktır” diyen Esril, “Bu devirde kadınların hayatta kalmasını sağlayan en önemli şey özsavunmadır. Biz ne yasalar ne de devlet tarafından korunuyoruz. Haksız şekilde devlet eliyle verilen bir ceza. Bu cezaları kabul etmiyoruz. Sesimizi çıkarmanın karşılığını hapis cezası olarak alıyoruz. Kadınlara verilen cezaları haksız buluyorum ve bunun karşısında durmaya devam edeceğiz” şeklinde konuştu. 
 
'Kadın mücadelesine bir darbe'
 
Kadınlar olarak Çilem’e verilen cezayı kabul etmediklerinin altını çizen Halkların Demokratik Kongresi (HDK) delegesi Ayten Yazıcı da şunları belirtti: “Çilem’in geçmişte birçok şikayet dilekçesi, darp raporu olmasına rağmen bir şey yapılmadı. Adli ve hukuksal olarak gerekli yerlere başvurmasına rağmen bir cevap alamamasından kaynaklı özsavunmasını gerçekleştirdi. Yargıtay’ın 15 yıl hapis cezası vermesini kabul etmiyoruz. Çilem Doğan’ın yanındayız, kızını ve kendisini çok seviyoruz. Bu karar kadın mücadelesine yapılmış darbedir. Bu kararı kadınlar olarak bütün gücümüzle reddetmeliyiz.”
 
‘Kadınlar özsavunmanın hak olduğunu bilmeliler’
 
Kadınların özsavunma haklarının olduğunu bilmeleri gerektiğini vurgulayan Mor Dayanışma üyesi Şevval Barın, “Bu kararla hiçbir zaman sokaklardan geri adım atmamamız gerektiğini öğrendik. Kadınlar bu ceza karşısında seslerini çıkartmaya devam etmeli ve sokaklardan ayrılmamalılar. Özsavunmanın her zaman öz hakları olduğunu unutmamalılar” ifadelerini kullandı.