Avukat Ekin Baltaş: Yargı paketleri AKP’ye göre şekilleniyor

  • 09:02 8 Kasım 2021
  • Hukuk
İSTANBUL - AKP’nin yargı paketlerini kendi ihtiyacına göre şekillendirip çıkardığını söyleyen avukat Ekin Baltaş, “İstanbul Sözleşmesi’ni kaldıran bir iktidarın kadın haklarına, toplumsal cinsiyet eşitliğine yönelik adımlar atacağını düşünmek iyimserlik olur” değerlendirmesinde bulundu.
 
Yeni anayasa değişikliğine gitmeyen AKP iktidarı, kendi hukuk sistemini kurmak için çeşitli yargı paketleri çıkarıyor. AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından 2019’da açıklanan “Yargı Reformu Strateji Belgesi” kapsamında çıkarılan yargı reformu paketlerinin 5’incisi de 3 Kasım günü Meclis’e sunuldu ve Adalet Komisyonu’nda da kabul edildi.  4’üncü Yargı Paketi’nde cinsel istismar suçuna somut delil arama şartı getirilmesine dönük tepkiler sürerken yeni yargı paketinde sulh komisyonlarının kurulması hedefleniyor. Yargı paketleriyle kadın ve çocukların yararı gözetilmeden çeşitli yeni değişiklikler gerçekleştiriliyor.
 
‘Sulh komisyonlarının içeriği bilinmiyor’
 
AKP-MHP ortaklığı ile çıkarılan yargı paketlerine dair değerlendirmelerde bulunan avukat Ekin Baltaş, yeni kurulacak olan sulh komisyonunun yerine şu anda uygulamada olan uzlaştırma ve arabuluculuktan oluşan iki tane sistem olduğunu ve bu iki sistemin farklı dava alanlarında kullanıldığını ifade etti. Arabuluculuğun hukuk davalarında, uzlaştırmanın ise ceza hukuku alanında kullanıldığını dile getiren Ekin, “Uzlaştırma sisteminin zararları var. Basit yaralama suçu uzlaştırmaya tabi bir suç dolayısıyla kadınlar şikayetçi olduklarında ilk önce kendine şiddet uygulayan kişiyle görüşmeye maruz kalıyor. Uzlaştırma ve arabuluculukla yapamadıkları boşanmayı engellemek gibi projeleri bu sistemle engellemeye çalışacaklar. Çünkü sulh komisyonlarının yapabileceği başka bir iş yok. Sulh komisyonları diye bahsedilen şeyin içeriği bilinmiyor. Bu komisyonlarda kimler yer alacak ve hangi davalara bakacaklar bilinmiyor. AKP’nin kendi yargı sistemini oluşturmak için kendi kadrolarını yargıya yerleştirme amaçlı bir adım” dedi.
 
‘Bir manipülasyon yöntemi’
 
Cumhurbaşkanı ve AKP’li siyasetçilerin söylemlerinde de kadınların yararının gözetilmediğini aksine hukuk sisteminde sürekli kadınlara karşı argümanlar üretildiğini kaydeden Ekin, İstanbul Sözleşmesi’nin de bu amaçla kaldırıldığını ifade etti. Ekin, şunları belirtti: “Sulh komisyonları aslında demokratik kazanımları kısıtlamak için getiriliyor. Yargı sistemi içerisinde şiddet gören kadınlar, istismara uğrayan çocuklar hakkında yapılan yargılamalar yetersizken üstüne bir de böyle düzenleme getirmesi hali hazırda zor olan yargılama sürecini daha da zorlaştıracak. Amaçları kadınlar yargıya başvurmasın, çocuklar şikayetçi olmasın, istismar davaları araştırılmasın. Şikayetçi olmaya karar vermiş kişileri sulh görüşmecisiyle görüşmek zorunda bırakmak aslında bir manipülasyon yöntemidir. Şiddet uygulayacak kişiler hakkında etkin bir yargılama yapılmayacaktır.”
 
‘Kadınların lehine göstermelik adım’
 
Ekin, 4’üncü Yargı Paketi’nin çıkartılması ve İstanbul Sözleşmesinin kaldırılması gibi adımlar atıldıktan sonra AKP iktidarının kadınların lehine sadece göstermelik adımlar attığını vurguladı. Ekin, “Boşanılan eşin ağırlaştırılmış sebep olarak ceza kanuna eklenmesi gibi ama bunlar çok göstermelik kararlar. İstanbul Sözleşmesi’ni kaldıran bir iktidarın kadın haklarına, toplumsal cinsiyet eşitliğine yönelik adımlar atacağını düşünmek iyimserlik olur. AKP hükümeti İstanbul Sözleşmesi’ni etkin bir şekilde uygulasaydı, 6284 konusunda kolluk kuvvetlerine verilen eğitim devam etseydi, koruma tedbirlerinin gerçekten kadını koruyacak şekilde takibi yapılsaydı bu ekstra hükümlere gerek kalmazdı. Bu yargı paketleri de diğer yapılan bütün düzenlemeler gibi kadınları evlerin içerisine hapsetme amacı güdüyor” şeklinde konuştu.
 
Yargı bağımsızlığı
 
Yargı paketlerinin çıkartılmasının ve kanun değişikliği yapılmasının normal bir süreç olmadığını sözlerine ekleyen Ekin, yargı paketinin bir defada birden çok kanunda değişiklik yapılması anlamına geldiğini ifade etti. Ekin, “Yargı paketleri AKP’nin ihtiyaçları doğrultusunda şekilleniyor. Ama bu yargı paketlerinin işe yaraması pek mümkün değil. Çünkü yapılan olumlu değişiklikler varmış gibi görünse de ortada yargı bağımsızlığının olmadığı ülkede yaşıyoruz. Hakimlerin tutumlarının bağımsız olmadığı, yapılan değişikliklerin takip edilmediği sürece yenilikler hakkında halkı bilgilendirme imkansız hale geliyor. Yasaları uygulayanlar iktidara bağlı kişiler olursa hak ve özgürlükler konusunda yapılan değişiklikler de iktidara göre şekillenir” dedi.
 
‘Hukukun ilerlemesi sadece yasa değişikliği ile olmuyor’
 
Bütün kimliklere, dillere, cinsiyetlere eşit mesafede yaklaşan ve haklarını güvence altına alan bir anayasanın oluşturulması gerektiğinin altını çizen Ekin, “Normlar hiyerarşisinde anayasa en üstte olduğu için diğer kanunlara da yansımaları oluyor. Eşit ve hak temelli bir anayasa demokratik ve hukuk devleti için vazgeçilmez bir şey. Hukukun ilerlemesi sadece yasalarda yapılan değişikliklerle olmuyor. Hukuk bilincinin ilerlemesi toplumun adalete erişiminin sağlanmasıyla, yargın bağımsızlığını güvence altına alınmasıyla mümkün. Bu yüzden şablon değişiklilerin hukuk devletinin ilerlemesi için bir adım oluşturmuyor. Anayasaya baktığımızda toplumsal cinsiyet eşitliği diye bir kelime kullanılmıyor” ifadelerini kullandı.
 
‘Yasa paketini yürürlükte iken görebiliyoruz’
 
İktidarın yargı değişikliklerini gizli ve sessiz bir şekilde gerçekleştirmeye çalıştığını dile getiren Ekin, son olarak şunları belirtti: “Toplumsal olarak yargı değişikliklerinin takibini yapan ve kamuoyuna duyurmaya çalışan ciddi bir muhalefetle karşı karşıya kalmaz ve gündeme ne kadar az getirilmez, tartışılmazsa yargı paketlerinin içeriği muallak olmaya devam edecek. Yargı paketlerinin içeriği hukukçular tarafından çok zor anlaşılıyor. Yasa paketini yürürlükte iken görebiliyoruz. Yürürlüğe girdikten sonra onu uygulayacak hakimler de nasıl uygulanacağını bilmiyor. İstanbul Sözleşmesi’nde olduğu gibi bir anda yasa değişikliği yapılması onların yararına olan bir süreç.”