İSTANBUL - PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın kitaplarını okuyan ve fikirlerini yakından takip eden Danimarka Genç Kızıl Yeşiller Merkez Kurulu üyesi Rebecca Søndergaard, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğünü sağlamak için mücadele edeceklerini belirterek “Demokratik konfederalizmin nasıl inşa edileceğine dair anlayışımızın çok büyük bir parçası” dedi. 

 

İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevi’nde tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik ağırlaştırılmış tecrit sürüyor. Uzun bir süredir aile ve avukat görüşmelerine izin verilmeyen Abdullah Öcalan’dan 7 aydır haber alınamıyor.  Mehmet Öcalan’ın 25 Mart günü Abdullah Öcalan ile yaptığı telefon görüşmesi sonrası avukatların yaptığı başvurulara ne olumlu ne de olumsuz yanıt verilirken, PKK Lideri’ne 23 Eylül 2020’de ve Ocak ayında disiplin cezaları verildiği ortaya çıkmıştı. Son olarak ise uygulanan ağırlaştırılmış tecrit içerisinde Abdullah Öcalan’ın “volta attığı” gerekçesiyle 3 ay aile görüşünün engellendiği öğrenilmişti. Kamuoyunda Abdullah Öcalan’ın yaşamı ile ilgili kaygılar gün geçtikçe artarken, İmralı’da uygulamaya konan tecrit ise tüm cezaevlerine yansımış durumda.

 

Dünya çapında yakından takip ediliyor

 

Abdullah Öcalan’ın toplum ile bağları kesilmek istense de dünya çapında birçok kişi savunmalarından derlenen kitapları okuyor ve perspektiflerini yakından takip ediyor. Halkların Demokratik Partisi’ne  (HDP)  geçtiğimiz günlerde ziyaret gerçekleştiren heyetin içinde yer alan Danimarka Genç Kızıl Yeşiller Merkez Kurulu üyesi Rebecca Søndergaard da Abdullah Öcalan’ın fikirlerini yakından takip edenlerden biri. Ajansımıza konuşan Rebecca, HDP ziyaretlerinin amacını ve Abdullah Öcalan’a dönük tecridi değerlendirdi.

 

‘Danimarka’da Kürt halkı için dayanışmayı büyüteceğiz’

 

Ortak bir zeminde çalışmalar yürütebilmek için HDP Gençlik Meclisi ile bir araya geldiklerini söyleyen Rebecca, “HDP Gençlik Meclisi ile geçirdiğimiz süre içerisinde, kendimizi ve içinde bulunduğumuz mücadeleyi nasıl yapılandıracağımızı öğrendik. Ortak bir zemin bulmak için geldik. Birbirimizden öğrenecek çok şeyimiz var. Bugün birbirimizi daha çok tanımaya çalışıyoruz. Kendi ülkelerimizde örgütlü mücadeleyi nasıl yürütmemiz gerektiğini öğrenmeye çalışıyoruz. Irkçılık, gençlik ve örgütlü gençlik hakkında tartışmalar yürüttük. Elbette süre çok kısıtlı ama buradan öğrendiğim mücadele ile Yeşilli Gençler olarak Kürt dayanışması içeresinde olacağız. Danimarka'da Kürt halkı için dayanışmayı büyüteceğiz” dedi.

 

‘Abdullah Öcalan’dan ilham alıyoruz’

 

Gerçekleştirdikleri ziyaret kapsamında HDP Kadın Meclisi ile de bir araya geldiklerini belirten Rebecca, görüşmenin verimli geçtiğini kaydetti. Rojava Devrimi’nden etkilendiklerini ve Kürt halkını daha yakından tanımak için böyle bir organizasyon düzenlediklerini ifade eden Rebecca,  PKK Lideri Abdullah Öcalan’dan ilham aldıklarını belirterek, “Onun gücünü ve düşünce yapısını yürüttüğümüz çalışmaların içerisine koymaya çalışıyoruz. Burada da bu düşünce içeresinde olup uygulayan insanları görmek güzel bir duygu. Buraya gelerek mücadelenin sadece kâğıt üzerinde olmadığını, gerçek hayatta var olan mücadeleyi görüyorsunuz” şeklinde konuştu.

 

Rebecca, HDP’li kadınların gücünden etkilendiklerini vurgularken, “Çok fazla baskı görmelerine rağmen mücadeleleri çok ilham verici. Onların bu mücadelesini Danimarkalı kadınlara da anlatacağız. Asla pes etmemelisin. Onlardan çok etkilendim” ifadelerini kullandı. 

 

‘Abdullah Öcalan’ın serbest kalacağına inanıyorum’

 

Abdullah Öcalan’a dönük ağırlaştırılmış tecride de dikkat çeken Rebecca, PKK Lideri’nin fiziken özgür olup, fikirlerinin dünya çapında duyulup benimsenmesi gerektiğinin altını çizdi. Rebecca, Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün bugüne dek bunun gerçekleşmiş olması gerektiğini vurgulayarak sözlerini şöyle sürdürdü: “Bir gün serbest kalacağına inanıyorum. Bunun için biz de mücadele ediyoruz. Ve serbest bırakılması için hükümetimize baskı yapıyor ve harekete geçmesi için çabalıyoruz. Ülkemizde Abdullah Öcalan’ı solcu toplulukların çoğu tanıyor. Çok ilham aldık. Ve tüm kitaplarını okuyoruz, tartışıyoruz ve onu seviyoruz. Aslında demokratik konfederalizmin nasıl inşa edileceğine dair anlayışımızın çok büyük bir parçası. Bunun olmasını istiyoruz.”