‘Tecride karşı çıkmazsak yarın geç olabilir’

  • 09:02 1 Kasım 2021
  • Güncel
 
Medya Üren
 
MARDİN - İmralı’da PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik olarak başlayan ve tüm cezaevlerine yayılan tecride tepki gösteren siyasetçi ve aktivistler, bugün ses çıkarılmazsa yarın geç olabileceğine vurgu yaptı. 
 
İmralı’da 22 yıldır tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki ağırlaştırılmış tecrit devam ederken, 7 aydan bu yana haber alınamıyor. PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecride ilişkin Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Mardin İl Eşbaşkanı Şükran Erol, Halkların Demokratik Partisi (HDP) İl Eşbaşkanı Remziye Abika ve Tevgera Jinên Azad (TJA) aktivisti Jiyan Öner JINNEWS’e konuştu. 
 
İmralı’da başlayan ve tüm cezaevlerine yayılan tecridi değerlendiren DBP Mardin İl Eşbaşkanı Şükran Erol, “Bu tecrit Türkiye’nin durumunu gösteriyor. Ben de 8 yıl önce cezaevinde kaldım. Varolan tecrit giderek ağırlaştı. Bizim cezaevinde olduğumuz dönemdeki şartlar şimdi yok. Aile görüşleri ve iç görüşler sınırlandırılmış, sürgün ediliyorlar, baskı ve şiddet uygulanıyor. Biz onların tutuklanmasını haksızlık olarak görürken şimdi ağır bir tecrit altındalar” diye konuştu. 
 
‘Çözüm İmralı’da’
 
Abdullah Öcalan üzerindeki 22 yıllık tecridin Ortadoğu’daki sorunların çözümüne engel olduğunu söyleyen Şükran şunları dile getirdi: “Tecrit ne kadar derinleştirilirse barış ve huzur kelepçelenir. Hepimiz, çözüm sürecine tanık olduk. Her ne kadar süreç iktidar tarafından bozulduysa da o dönemde halkta umut büyümüştü. Barış için önemli bir adımdı. Sürecin bozulması ile tecrit ağırlaştırıldı, Türkiye büyük karmaşa yaşamaya başladı. Şimdiye kadar da bu devam ediyor. Biz diyoruz ki çözüm İmralı’da. Bir an önce adım atılması gerekir.”
 
‘Tecride karşı biz kazanacağız’
 
HDP İl Eşbaşkanı Remziye Abika da, iktidarın Kürtlere karşı düşmanlığının bugün tecride dönüştüğünü belirtti. Remziye şöyle dedi: “Kürtler her zaman şiddet ve düşmanlıkla karşı karşıya kaldı. Dilimizden, kültürümüzden, varlığımızdan rahatsız oluyorlar. Bize tahammül edemiyorlar. Şimdi de bu düşmanlığı tecrit ile sürdürüyorlar. Şimdi cezaevlerinde işkence, taciz, tecavüz var. Bu da bize 90’lı yılları hatırlatıyor. Aynı yöntemlerle bize boyun eğdirmek istiyorlar. Ancak nasıl ki o yıllarda  başardıysak bu gün de kazanacağız. Zulüm ve tecride karşı biz kazanacağız.”
 
‘Tecrit insanlık suçudur’
 
Bir kadın olarak çağrı yaptığını söyleyen Remziye, “Hepimizin ayağa kalkması lazım. Ben de çocuklarım için  tecride karşı çıkacağım. Çünkü bu bizim geleceğimizi de etkileyecek. Eğer bugün sesimizi çıkarmazsak, yarın geç olabilir. Bunu bütün halklar için de söylüyorum, eğer bugün Kürt halkı hedef alınıyorsa yarın sıra onlara gelir.  Tecrit bir insanlık suçudur. Gelin hep birlikte cezaevlerindeki ve tüm halklara uygulanan tecride karşı çıkalım” ifadelerini kullandı.  
 
‘Cezaevlerinde tecavüz  var’
 
 TJA aktivisti Jiyan Öner ise tecridin bugün özellikle kadınları etkilediğini belirtti. Kandıra Cezaevi’nde bulunan Garibe Gezer’in maruz kaldığı tecavüze dikkat çeken Jiyan şöyle dedi: “Tecrit topluma ve kadınlara uygulanıyor. Biz Garibe Gezer örneğinde buna tanık olduk. Türkiye’de taciz ve tecavüz normal bir şey gibi yansıtılmak isteniyor. Cezasızlık politikaları ile tecavüz failleri serbest bırakılıyor. Bırakılmaları için gerekçeler yaratılıyor.  Ancak bugün onların gözetiminde bu olay yaşanıyor. Acaba bunun için nasıl bir gerekçe bulunacak, nasıl normal bir şey gibi yansıtacaklar?” 
 
‘Tecridi kabul etmiyoruz’
 
Tecrit, taciz, tecavüz ve işkencenin yasalarda suç olduğunu kaydeden Jiyan, “Ancak kendi kanunlarını tanımıyorlar. Biz bu uygulamaları asla kabul etmiyoruz. Bu kadına yönelik  en büyük şiddettir. Kadının iradesini kırmak için her şeyi yapıyorlar. Biz bu saldırıları kabul etmiyoruz. Kadınlar olarak buna karşı tepkimizi göstereceğiz” diye konuştu.