Mavi bisikletli gazetecinin katledilişinin üzerinden 7 yıl geçti

  • 09:16 14 Ekim 2021
  • Güncel
Derya Ren
 
ADANA - Azadiya Welat Gazetesi çalışanı Kadri Bağdu’nun DAİŞ’liler tarafından katledilmesinin üzerinden 7 yıl geçti. Mavi bisikletli gazeteci olarak tanınan Kadri’yi mücadelesine bağlı, kararlı biri sözleriyle anlatan eşi Şemsa, “Nefes aldığım müddetçe onun yolundan gitmeye devam edeceğim” diyor. 
 
Adana’nın Seyhan ilçesine bağlı Şakirpaşa semtinde bulunan Ova Mahallesi’nde, 14 Ekim 2014 tarihinde mavi bisikletiyle gazete dağıtımı yaptığı sırada DAİŞ'lilerin saldırısı sonucunda katledilen Azadiya Welat Gazetesi çalışanı Kadri Bağdu’nun katledilişinin üzerinden 7 yıl geçti. 
 
Kadri’nin katledilmesinin ardından 2016 yılında başlatılan soruşturma kapsamında DAİŞ’li Servet Koç’un görüntü ve yazışmalarında katliamı nasıl işlediğini anlatmasına rağmen dosyada ilerleme sağlanmadı. Adana Cumhuriyet Başsavcılığı, Ekim 2020’de katliamı “adli bir vaka” olarak değerlendirerek yürüttüğü soruşturmada “daimi arama” kararı verdi.
 
1993 yılında köylerinin yakılarak boşaltılmasından sonra topraklarından göç etmek zorunda kalan Kadri ve ailesi Adana’ya yerleşir. Kısa bir süre sonra Azadiya Welat Gazetesi’nde dağıtımcı olarak çalışmaya başlayan Kadri’yi anlatan Şemsa Bağdu gazeteye olan bağlılığını, “Kadri verdiği emekle onurluca ölmek istiyordu” sözleri ile ifade ediyor.
 
‘Devlet ona rahat vermiyordu’
 
Kadri’nin dağıtıma başladığı günden katledilmesine kadar gazeteyi hep kutsal gördüğünü ifade eden Şemsa, 2004 yılında katıldıkları bir basın açıklamasından kaynaklı Kadri ile beraber tutuklandıklarını söylüyor. Çocuklarının dışarıda aylarca yalnız kaldığını belirten Şemsa, “Biz tutuklandıktan sonra Kadri, bana ‘Kendini üzme mücadele böyle bir şeydir. Yakın bir zamanda çocukları göreceksin’ diye teselli ediyordu. 4 ay cezaevinde kaldıktan sonra tahliye olduk. Üzerinden bir yıl geçti. Tekrardan bu sefer oğlumla beraber tutuklandım. Devlet ona rahat vermiyordu. Bir defasında gözaltına alındı, işkenceden geçirilmişti. 2 kaburga kemiğini kırmışlardı. Yine de gazeteyi bırakmadı” diye belirtiyor.
 
 ‘Gazeteye çok emek verdi’
 
“Kadri katledilmeden önce insanlar ona ‘gazete dağıtmayı bırak. Başına bir şey gelecek’ diyorlardı. Ancak Kadri verdiği emekle onurluca ölmek istiyordu” diyen Şemsa, eşinin ölümden korkmadığını ve insanlara gazeteyi ulaştırabilmek için elinden gelen her şeyi yaptığını kaydediyor. Şemsa, devamında Kadri’yi şu sözlerle anlatıyor: “İnsanlar tarafından çok seviliyordu. Gazeteye çok emek verdi. Daha önce birçok kurumda çalıştı. Ancak en sevdiği ve en önemli gördüğü gazeteydi. Bana yaklaşımı çok farklıydı. Asla beni küçük görmezdi. Kadınları hor gören, sözlerine önem vermeyen kişileri sevmezdi ve onlarla iletişime geçmezdi.”
 
‘Kürt gazeteciler gerçeği yazıyor’
 
Kadri’nin katledilme anına ait görüntülerin olmasına rağmen kimsenin ceza almadığını hatırlatan Şemsa, “Kadri vurulduğu yerde kameralar vardı. Ancak o kameralar daha sonra yerinden sökülmüş. Avukatlar katilin bulunması için çok çaba gösterdiler. Ancak bir sonuç alamadılar. Kürt basınından onlarca gazeteci öldürüldü. Neden aydınlatılmadı? Dünyanın her yerinde gazetecilik yapmak serbest Kürtler neden rahatça yapamıyor? Çünkü onlar gerçeği yazıyor. Gerçeklerden korktuklarından kaynaklı kapatmak, baskı uygulamak istiyorlar. Onlar ne yaparlarsa yapsınlar Ape Musa’nın ardıllarını bitiremeyecekler. Ben nefes aldığım müddetçe onun yolundan gitmeye devam edeceğim” diye kaydediyor.
 
‘Basın kartlarını saklıyorum’
 
“O katledildiği zaman ardından çocuklar bile ağladı” sözleri ile Kadri’nin her kesim tarafından sevildiğini söyleyen Şemsa, basın kartlarını da sakladığını vurguluyor.