DEM Parti İzmir Kadın Meclisi 8 Mart startını verdi 2024-03-01 19:09:24   İZMİR - DEM Parti İzmir Kadın Meclisi 8 Mart’ın startını gerçekleştirdikleri basın açıklamasıyla verdi.     Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) İzmir Kadın Meclisi, 8 Mart startını, Konak İskelesi önünde gerçekleştirilen basın açıklaması ile verdi. “Her Dem Direniş, her Dem özgürlük” yazılı pankartın taşındığı açıklamada “Yaşasın kadın dayanışması” “Jin Jiyan Azadî” “Biji berxwedana zindanan”, “Deniz Poyraz ölümsüzdür”, “Rojava’da direnen kadınlara bin selam” sloganları atıldı. Açıklamaya DEM Parti İzmir Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkan adayı Türkan Aslan Ağaç, Barış Anneleri ve çok sayıda kadın katıldı. Basın metnini DEM Parti İzmir Kadın Meclisi Sözcüsü Aysel Önen okudu.    ‘Eşbaşkanlık mor çizgimizdir’   Açıklama öncesi DEM Parti İzmir İl Eşbaşkanı Vezan Karabulut konuşma yaptı. İzmir’in Türkiye’de en fazla kadın şiddetinin olduğu ikinci kent olduğunu söyleyen Vezan, “Oysaki İzmir kadın kenti olarak anılırdı. Buna rağmen kadınlar bugün Türkiye’de olduğu gibi İzmir’de de katliamlara uğruyorlar. Bir günde 8 kadın katledildi. Kim tarafından, yakınları tarafından. Biz artık öldürülmek istemiyoruz. Biz her yerde özgürce yaşamak istiyoruz. DEM Parti, demokratik, kadın özgürlükçü bir partidir. Bu nedenle eşbaşkanlık mor çizgimizdir. Bir yerel seçim var önümüzde. Kadınların sesleriyle, renkleriyle mücadeleleriyle geliyoruz. Kadınlarla birlikte, bir aradayız buradayız” dedi.   ‘8 Mart’ta kadın iradesiyle yerel demokrasiye diyeceğiz’   Ardından konuşan DEM Parti İzmir Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkan adayı Türkan Aslan Ağaç ise her zaman 8 Mart’ta alanlarda olduklarını ifade ederek kadınların özgürlük mücadelesi tarihinin,  bir özgürlük tarihi olduğunu dile getirdi. Türkan, “Eril sistemin kışkırttığı erkekler tarafından katlediliyoruz. Yirmi dört saat içinde sekiz kadının katledildiği bir ülke haline geldik. Politik zeminden tasfiye edilmeye çalışıyoruz. Şu anda yüzlerce kadın arkadaşlarımız bu nedenle özgürlük mücadelesi yürüttükleri için cezaevinde bulunmaktadırlar. Bu iktidara en güçlü cevabı yine biz kadınlar vereceğiz. Kadın özgürlük mücadelesini seçime indirgeyen bir anlayışta değiliz. Kadının yoksulluğunu, kadına yönelik şiddeti meşrulaştıran politikalara karşı kadın özgürlüğünü büyütecek, yerelden mücadele alanı kurmak için mücadele edeceğiz. İsyanımızı örgütleyerek 8 Mart’a akacağız. 8 Mart’ta kadın iradesiyle yerel demokrasiye diyeceğiz. Kadınların eşitlik ve özgürlük mücadelesi kazanacak” diye belirtti.   ‘8 Mart’ta kadınları katleden zihniyet devam ediyor’   8 Mart ruhunun, isyanın, direnişin ve özgürlüğün ruhu olduğunu belirten Aysel “Biz kadınlar, Rosalardan, Claralara, Sakineler’den, Sevelere bugünlere gelen bu direniş ruhunu en canlı şekilde tutuyoruz. Çünkü bizler şunu çok iyi biliyoruz ki; 167 yıl önce kadınları katleden zihniyet ile bugün bu ülkede, bu topraklarda kadınları, kadın emeğini yok sayan, cezasızlıkla politikaları ile kadın cinayetlerini meşrulaştıran zihniyet aynı zihniyettir” ifadelerini kullandı.   ‘Adliyeler şiddet mekanları haline geldi’   AKP-MHP ittifakının kadın düşmanı politikalarının devam ettiğini, kadınların yaşam güvencesi olan İstanbul Sözleşmesinden geri çekilerek hayatlarının riske atıldığını ifade eden Aysel “Adliye binaları bizler için adaleti bulduğumuz yer değil şiddet ortamına gönderen mekânlar haline gelmiştir. İktidarın vesayeti altına giren yargı verdiği kararlarla kadınların değil kadına yönelik şiddet uygulayanların tarafında olmuştur” dedi.   ‘Nefessiz bırakılmak isteniyoruz’   Kolluk eliyle yürütülen özel savaş politikalarıyla yüzlerce genç kadının hayatını kaybettiğini söyleyen Aysel “Rojwelat Kızmaz’ın yaşamını yitirmesine neden olan, Gülistan Doku’yu kaybettiren bu iktidar kadınlara karşı suç işlemeyi bir politika haline getirmiştir. Tecridi bir rejim haline getirerek yaşamlarımız kuşatmak ve bizleri nefessiz bırakmak istemiştir.  Bugün ülkenin dört bir yanında anneler öncülüğünde tutulan Adalet Nöbetlerinin taleplerine sessiz kalarak kirli savaş siyasetini tüm aygıtları devreye koymuştur” diye kaydetti.   ‘Kadınların emeği savaş bütçesine aktarıldı’   Kadın yoksulluğu ve işsizliği artarken kadınların emeğinden savaş bütçesi oluşturulduğunu dile getiren Aysel “Medeni hukuk değişikliği adı altında yapılmak istenin ne olduğunu çok iyi biliyoruz. Bizleri evlere kapatan, erkeğin insafına bırakarak sindirmeyi hedefleyen, nafaka hakkına göz diken, çocuk istismarını meşrulaştıran yasal adı altında yasaların çiğnediği bu düzeni bozacak olan da biz kadınlarız” diye konuştu.   Açıklama sloganlar ve çekilen halaylarla son buldu.