Meslektaşlarından Dicle için çağrı: Gazeteciliği savunalım 2024-01-31 09:05:38     AMED - Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nde tutuklanan Gazeteci Dicle Müftüoğlu’nun duruşmasının ertelenmesine ve bir sonraki duruşmasına dair konuşan meslektaşları, Dicle’nin hem Kürt kimliğinden hem de kadın gazeteci olmasından kaynaklı tahliyesinin ertelendiğini belirterek gazeteciliği savunma çağrısı yaptı.   Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) Eşbaşkanı ve Mezopotamya Ajansı (MA) Editörü Dicle Müftüoğlu yaklaşık olarak 9 aydır tutsak olarak yargılanıyor. Ankara merkezli başlatılan soruşturma kapsamında, “örgüt üyesi olmak” ve “örgüt yöneticiliği” iddialarıyla 29 Nisan 2023 tarihinde gözaltına alınıp 3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nde tutuklanan Dicle, bu süreçte Hollanda merkezli kuruluş Free Press Unlimited’ın “En Dirençli Gazeteci Ödülü”ne layık görüldü. 7 Aralık 2023 ve 18 Ocak tarihlerinde Diyarbakır 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde duruşması görülen ve duruşmalara Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katılabilen Dicle’nin duruşması bu kez de 29 Şubat’a ertelendi. Dicle’nin meslektaşları, bir sonraki duruşma için dayanışmayı büyütme çağrısı yaptı.   ‘Üniformalı tacizlerini dillendirdikleri için hedef alınıyorlar’   Kürt gazetecilere ve özgür basına saldırıların yeni olmadığına dikkat çeken Yeni Yaşam gazetesi çalışanı Hülya Baytur, baskıların geçmişte de gözaltı, kapatmalar, sokak ortasında kaçırılmalar, infaz edilmeler şeklinde yaşandığını hatırlattı. Özgür basın geleneğinde hakikatin sesini duyurma amacının olduğunu belirten Hülya, iktidarın kendi gazeteciliğini yaratmak istediğini kaydetti. Hülya, “Hükümet, istediği gazetecilik veya haberciliği gündüz kuşakları, magazinler ve kendi kültüründen uzaklaşmış bir kesimi halka pompalayacak şekilde çalışıyor. Özgür Kürt basını da bunlardan uzak durduğu için sürekli saldırılara maruz kalıyor. Kürt kadın gazeteciler eril zihniyete karşı olmalarından ve üniformalıların yapmış oldukları taciz, tecavüz ve haksızları sürekli dillendirdiklerinden kaynaklı hedef alınıyor. İktidar, özgür basının, Kürt toplumu ve muhalif kesimlerin sesini bilgiyi topluma yayan bir kesim olduğundan kaynaklı kesmeye çalışıyor” dedi.   ‘Kabul etmiyor ve geri adım atmıyoruz’   Hülya, Dicle’nin 29 Şubat’ta görülecek olan 3’üncü duruşmasına, “Biz özgür basın olarak Dicle Müftüoğlu’nun yanındayız. Bu coğrafyada mesleğimizi icra etmenin bedelleri oluyor. İktidarlar sürekli Kürt basınına yöneliyor. Bunu kabul etmiyor ve geri adım atmıyoruz. 29 Şubat’ta da tüm meslektaşlarımızı, sivil toplum örgütlerini, Dicle Müftüoğlu’nun davasına çağırıyoruz ve tüm gazetecilerin bu davaya sahip çıkmasını bekliyoruz” şeklinde çağrıda bulundu.   ‘Haber yapması gereken gazeteciler cezaevinde’   Dicle’nin gözaltına alınıp tutuklandığı tarihlere dair hatırlatmalarda bulunan Mezopotamya Kadın Gazeteciler Derneği (MKG) Başkan Yardımcısı ve Mezopotamya Ajansı (MA) Editörü Arjin Dilek Öncel, Kürt kadın gazeteciler olarak Kurdistan kentlerinde hak ihlallerine dikkat çektiklerine işaret etti. “Kürt sorunundaki çözümsüzlükten ötürü hala süren bir savaş gerçekliği var ve bu savaş gerçekliği karşısında özellikle Kürtler çeşitli hak ihlallerine uğruyor” diyen Arjin, kişilerin kendini ifade edemediği bir ülkede özgürlükten bahsetmenin güç olduğunu, mesleğini icra eden gazetecilerin bu nedenle tutsak olduğunu vurguladı. Arjin, “Özgür basının yaptığı haberler bu ülkenin kanayan yarası. Çocuk katliamları tarikatlarda çocuklara yönelik tecavüzler ekolojik kırım, kültürel kırım, Kürtlere yönelik hak ihlalleri, kadın katliamlarına özgür basın dikkat çekiyor. Dışarıda bu haberlere dikkat çekmesi gereken özgür basın emekçileri cezaevinde ama bu onları çalışmalarından alıkoymuyor. Dışarıda çalışma yürüten özgür basın emekçileri olarak bizler onların yerine de yazıp çiziyoruz. Pek de amaçlarına ulaştıklarını söyleyemeyiz” sözlerini kullandı.   ‘Gazeteciliği hep birlikte savunalım’   Dicle’nin serbest bırakılmasını istediklerine dikkat çeken Arjin, tüm meslektaşlarını dayanışmaya şu sözlerle çağırdı: “Son süreçte Kürt gazetecilere yönelik operasyonlarla birlikte bazı eleştiriler de açığa çıktı. Kürt gazeteciler tutuklandığında bir sessizliğin olduğu yönünde bazı eleştiriler vardı ama bunu kısmen de olsa aştık. Birçok kesimden gazeteciler Kürt gazetecilerle dayanışıyor. Özellikle duruşmalarda farklı şehirlerde olmalarına rağmen gelip duruşma salonlarında gazeteciliği ve gazeteci arkadaşlarımızı savunuyorlar. Önümüzdeki duruşmada da Dicle orada gazeteciliği savunacak. Bizler de orada hem Dicle'yi hem gazeteciliği savunmak için duruşmada olacağız. Meslektaşlarımıza çağrımızdır, gazeteciliği hep birlikte savunalım.”   ‘Dicle yazmaya devam ediyor’   Dicle’nin yargılanma sürecinden bahseden Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) Genel Sekreteri ve JINNEWS Editörü Gülşen Koçuk da, gazetecilerin özellikle seçim dönemlerinde gözaltına alındığını ve tutuklandığını belirtti. Dicle’nin içeride olmasına rağmen yazmaya devam ettiğinin altını çizen Gülşen, “Biz buradan şunu anlıyoruz. Özellikle seçim süreci öncesi böylesi operasyonların yapılması ve gazetecilerin içeride tutuluyor olması bize ayrıca bir mesaj veriyor. Dicle'nin tahliye edilmemesi de bu amaca hizmet ediyor. Önünüzde 31 Mart seçimleri var. Bu süreci Dicle ve birçok gazeteci dışarıda geçirecekken, mesleğinin, bilgisayarının, kamerasının başında geçirecekken maalesef içeride tutsak olarak geçiriyor. Tabii ki Dicle'nin tutsaklığı onu mesleğinden geri tutmuyor. Çünkü Dicle içeride de kalemiyle tutsakların hayatına dokunmaya, hikayelerini yazmaya devam ediyor” şeklinde konuştu.   Üç kimlik üzerinden yargılama   Dicle’nin de Kürt, kadın ve gazeteci olarak yargılandığına işaret eden Gülşen, “İktidar dönem dönem bizim muhalif olarak tanımladığımız medyaya yönelik de baskılarını artırıyor ama bu baskıların hiçbir zaman değişmeyen hedefi Kürt basını oldu” dedi. Gülşen, Dicle’nin görülecek duruşması için şu çağrıda bulundu: “Dicle, basın özgürlüğünü, toplumun haber alma hakkını savundu. Bundan dolayı bizim de Dicle'nin durduğu yerden onu savunmamız gerekiyor. Onu ve özgür basın geleneğini savunmamız gerekiyor. Dicle, 29 Şubat'ta tekrar hakim karşısına çıkacak, 3’üncü duruşması görülecek. O gün duruşmada gösterilecek olan dayanışma gazeteciliğin ne kadar sağlam temeller üzerine kurulu olduğunu, gazeteciliğin yok edilemeyeceğini gösterecek. Bundan dolayı ulusal ve uluslararası tüm basın meslek örgütlerine belki tekrar bir dayanışma çağrısını yinelemek gerekiyor. Orada sadece gazeteci olarak da değil, halk olarak da kadınlar olarak da bizim dayanışma içinde Dicle'ye ve savunmasına güç vermemiz gerekiyor.”