Nöbet eylemi İzmir'de de başladı 2023-12-27 13:53:33     İZMİR - “Abdullah Öcalan'a özgürlük, Kürt siyasi sorununa çözüm” talebiyle devam eden kampanya kapsamında İzmir’de de Adalet Nöbeti başladı.    “Abdullah Öcalan'a özgürlük, Kürt sorununa siyasi çözüm” talebiyle başlatılan kampanya kapsamında EGE TUHAYDER (Ege Tutuklu ve Hükümlü Yakınları Derneği) ve Tevgera Jinên Azad (TA) öncülüğünde Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Ege Bölge Temsilciliği'nde Adalet Nöbeti başladı. Nöbet eylemine Barış Anneleri de katıldı. Salonda "Ji bo edeletê tecrîdê bişkînin, ji bo aşitiya civakî em bibin denge zindanan, adalet için tecridi kaldıralım barış için zindanlara ses olalım" ve "Li dijî tecride berxedan" afişleri asıldı. Nöbet eylemini, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) İzmir İl Örgütü ve çeşitli sivil toplum örgütleri de ziyaret etti.   ‘Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü sağlanana kadar mücadele edeceğiz’   PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın ailesi ve avukatlarıyla iki yılı aşkın süredir görüştürülmediğini ifade eden Barış Annesi Medine Kaymaz, bu zulmün artık bitmesini istedi. Tutsakların da zulüm altında olduğunu kaydeden Medine, “Biz Barış Anneleriyiz ve barış istiyoruz. Önderimiz sadece Kürt halkı için değil tüm dünya için mücadele ediyor, kimsenin zulme uğramaması için mücadele ediyor, bu nedenle de hapsedilmiş. Bu zulmü kabul etmiyoruz. Onla görüştürülmedikçe biz bu mücadeleye devam edeceğiz. Kürt halkı için tüm dünya halkları için mücadelemizi onun özgürlüğü sağlanana kadar devam edeceğiz. Barış Anneleri olarak artık yeter diyoruz” dedi.    ‘DEM Parti’den destek’   Ardından DEM Parti İzmir İl Eşbaşkanı Mehmet Kuruş söz aldı. Tutsakların bedenlerinden başka bir aracı olmadığı için cezaevlerinde açlık grevi başlattıklarını hatırlatarak, hukukun herkes için eşit bir şekilde işletilmesi talebini desteklediklerini dile getirdi. Barış talebiyle gerçekleşen nöbet eylemini desteklediklerini vurgulayan Mehmet, “Tecrit bir insanlık suçudur, insanları psikolojik, sosyal, kültürel ve zihnen yanlızlaştırarak içinde yetiştikleri toplumsal gerçeklikten koparıp onları birer makinaya dönüştürüp sisteme biat etme üzerine koşullandırmayı amaçlayan insanlık dışı bir yöntemdir. İnsani sosyal hukuki zemini olmayan bu işkence yöntemini toplumsal eşitlik temelinde mücadele yürütmek isteyen insanlara ve onların siyasi önderlerine ısrarla dayatılması kabul edilir değil. Hukukun herkes için eşit kabul edilebilir ölçülerde zindanlara ses olmak diğer seslerle birleştirmek isteyen insanların politik insani taleplerinin kaldırılması lehine yeniden düzenlenmesi bir zorunluluk. Bu insanların aileleriyle yetiştikleri toplumsal yapı ile siyasal yapılarla ilişkileri önündeki engeller kaldırılmalı” şeklinde konuştu.   ‘Barış için sorumluluk alınmalı’   Savaşın son bulması ve yaşanan sorunların çözümüne katkı sunacak olan kişinin Abdullah Öcalan olduğuna ve kendisine dönük tecride dikkat çeken Mehmet, “Ülkeyi yöneten siyasal yapılar ve diğer demokratik kitle örgütleri barışı tesis etmek istiyorlarsa barışın acil bir talep olarak hayata geçmesine yönelik ısrara veya politik tasarrufa sahip iseler harekete geçmeleri sorumluluk üstlenmeleri kaçınılmazdır” diyerek eylemcilerin yanında olduklarının altını çizdi.