Açlık grevindeki tutsak Şükran Özer: Kürt sorunu şiddetle, inkarla çözülemez 2023-12-05 10:31:42     Öznur Değer   MÊRDÎN - Alanya L Tipi Kapalı Cezaevi’nde açlık grevinde olan Şükran Özer eylemlerinin amacına dönük konuşarak, “Taleplerimiz karşılanana, Önderimiz üzerindeki tecrit kalkana kadar eylemimiz devam edecek. Tecrit kaldırılmadan Kürt sorununun çözüm kapısı aralanmayacak” dedi.   "Abdullah Öcalan’a özgürlük, Kürt sorununa siyasi çözüm" kampanyası kapsamında 27 Kasım'da Türkiye ve Kurdistan cezaevlerinde başlatılan açlık grevi eylemleri devam ediyor. 27 Kasım’da Antalya Alanya L Tipi Kapalı Cezaevi’nden açlık grevi eylemine giren tutsak Şükran Özer, ailesiyle yaptığı telefon görüşmesinde eylemlerinin amacına ilişkin değerlendirmelerde bulunarak, kamuoyuna çağrı yaptı.     Şükran’ın konuşması şu şekilde:   “Elbette eylemlerimiz devam edecektir. Farklı farklı yöntemlerle de eylemlerimizi sürdüreceğiz. Moralimiz gayet iyi ve eylemimiz çok güzel geçiyor. Taleplerimiz karşılanana, Önderimiz üzerindeki tecrit kalkana kadar eylemimiz devam edecek. Amacımız, Önderimiz üzerindeki tecridin kaldırılması. Tecrit kaldırılmadan Kürt sorununun çözüm kapısı aralanmayacak. Biliyoruz ki tecrit kalkarsa Kürt sorununun çözüm yolu da bulunacak. Bu durum hasta olan ve 30 yıldır cezaevinde olan arkadaşlarımız için de yeni gelişmeleri beraberinde getirecektir. Bu nedenle esas talebimiz Önderlik üzerindeki tecridin kaldırılmasıdır. Tecrit kaldırılırsa tüm yollar ve çözüm kapısı açılacak, sorunlar tartışılmaya başlanacak.   Orta Doğu sorunları şiddetle, inkarla, katliamla çözülmez   İçinden geçtiğimiz süreç bunu açığa çıkardı. Türkiye’de de görüyoruz ki bu çokça tartışılıyor. Dilekçelerimizde de yazdık bunları. Türkiye’nin kendisi de Orta Doğu’da, Gazze’de, Filistin’de açığa çıkan sorunları söylüyor. Orta Doğu sorunları şiddetle, inkarla, katliamla çözülmez. O nedenle yönlerini Kürt sorununa dönmeleri gerekecek. Kürt sorunu ne şiddetle, ne asimilasyonla, ne inkarla ne yok saymayla çözülebilir. Bunun görülmesi lazım. Bu biliniyor aslında ama savaş konsepti buna tercih ediliyor. Savaş konseptiyle sonuç alabileceklerini düşünüyorlar. Ancak bu sorun yüzyıllardır Orta Doğu’da sonuç alamadı. Halkların birbirini yok sayma, yok etmeye çalışma gibi sonuçlar doğurdu. Ancak hiçbir halkı tam anlamıyla yok edemezler. Özellikle de Kürt halkı gibi bin yıllardır bu coğrafyada yaşayan bir halkı yok etmek o kadar kolay değil. Bu durum zaten biliniyor. Devlet de hükumet de bunu biliyor. Buna rağmen savaş yöntemi seçiliyor.   Önderlik üzerindeki tecridin kaldırılmasını istiyoruz   Bu savaş uzadıkça halklar arasındaki yaşamda da sorunlar oluşmaya başlıyor. Çünkü Kürt halkında büyük bir acı yaşanıyor. Hem Rojava’ya hem de Güney’e yönelik artan saldırılarda bunu görebiliyoruz. İnsan yaşamındaki mesafe açılıyor ve insanların birbirine tahammülünü de zayıflatıyor. Dilekçelerimizde tüm bu hususları da ifade ettik. O nedenle de Kürt sorununun artık görünmesini istiyoruz. Sorun savaşla çözülemez. Bu şekilde devam da ettirebilirler ama bu yalnızca süreci uzatır. İki halktan da bir şeyler gidecek. Ancak çözüm olmayacak. O nedenle de özellikle Önderlik üzerindeki tecridin kaldırılmasını istiyoruz.   Kürt sorununun gündemleşmesi için açlık grevini tercih ettik   Bu anlamda bizler de hukuki bir hak olarak açlık grevini tercih ettik ve açlık grevi eylemlerine başladık. Bunun artık görünmesi gerekiyor. Bu zamanı tercih etmemizin bir nedeni de Orta Doğu’da yaşanan durumlardır. Hiçbir sorun savaş ve şiddetle çözülemez. Kürt sorunu da bu şekilde çözülemez. Onlar savaşta ısrar etseler de sorunun savaşla çözülmeyeceği görünüyor. Bu nedenle de başlattığımız açlık greviyle bunu gündemleştirmek istedik. Bu durumu hem halkın hem de hükümetin gündemine koymak istedik. Amaç ve talebimiz budur. Bu konuların gündemleşmesi ve artık tartışılması.”   Şükran Özer hakkında   Mêrdîn’in Dêrik ilçesinde 2015 yılı Aralık ayında gözaltına alınarak çıkarıldığı mahkemece “örgüt üyesi” olmak iddiasıyla tutuklanan Şükran, ardından Mardin Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen karar duruşmasında “örgüte üye olmak” ve “tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması” iddiasıyla toplam 24 yıl hapis cezası aldı. Leyla Güven’in 7 Kasım 2018’de başlattığı açlık grevi eylemine 1 Mart 2019 tarihinde katıldı. Uzun süre açlık grevinde kalması dolayısıyla gözlerinde rahatsızlık oluşmaya başlayan ve 8 yıldır cezaevinde tutulan Şükran sırasıyla Mardin E Tipi Kapalı Cezaevi, Hilvan T Tipi Kapalı Cezaevi, Elazığ T Tipi Kapalı Cezaevi ve Alanya L Tipi Kapalı Cezaevi’nde kaldı.