Uğur’un ardından 19 yıl: Davamızdan vazgeçmeyeceğiz! 2023-11-20 09:08:01     Öznur Değer   MÊRDÎN - 19 yıl önce 12 yaşında 13 kurşunla katledilen ve geçtiğimiz gün mezar taşı tahrip edilen Uğur Kaymaz’ın annesi Makbule Kaymaz, davasından vazgeçmeyeceğini belirterek “Uğur’un katilleri ceza alsaydı başka çocuklar da katledilmeyecekti. Biz çocuklarımızı katledilmeleri için mi büyütüyoruz” diye sordu.   Devlet tarafından çocukların nefessiz bırakıldığı, yaşamdan koparıldığı Kurdistan’da 90’lı yılların karanlığından bu yana sayısız çocuk katledildi. Gülüşleri, hayalleri, umutları toprağa karışan ama ardıllarının gülüşlerini unutturmamaya ant içtiği çocuklar bugün Kurdistan’ın ruhunda, yüreğinde yaşam sürüyor. Gülüşü sonsuzlaşan çocuklardan biri de 21 Kasım 2004 tarihinde Mêrdîn’in Qoser (Kızıltepe) ilçesinde babası Ahmet ile evinin önünde 12 yaşında 13 kurşun ile polis tarafından katledilen Uğur Kaymaz.   Katliamın ardından çıkan otopsi raporunda 12 yaşında olan Uğur’un bedeninden 13 kurşun çıkarılırken, katliam “12 yaşında 13 kurşun” sözleriyle hafızalara kazındı. Baba Ahmet Kaymaz’ın bedeninden ise 8 kurşun çıkarıldı.   Valilikten ‘terörist’ açıklaması!   Polisler tarafından açılan yaylım ateşi sonucu katledilen Uğur ve babası için ilk resmi açıklama Mardin Valiliği’nden geldi. 12 yaşındaki Uğur ve babası Ahmet’in “terörist” olduğunu açıklayan Valilik “iki teröristin çatışma sırasında öldürüldüğünü” iddia etti.   Daha sonra katledilenlerin Uğur ve babası olduğunun ortaya çıkması üzerine “terörist” iddiasını ilk gün yüksek sesle dile getirenler sessizliğe bürünürken, aile ve avukatların aylarca verdiği mücadeleden sonra failler hakkında soruşturma başlatıldı.   Failler tutuklanmadı   Katliama dair fail polisler hakkında önce soruşturma başlatıldı, ardından ise Mardin Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı. Dönemin Mardin Emniyet Müdürü Kemal Dönmez de soruşturma sırasında bazı polislerle birlikte açığa alındı. Ancak biri çocuk iki kişinin katledilmiş olmasına rağmen katliam faili polisler Mehmet Karaca, Yaşafettin Açıkgöz, Seydi Ahmet Döngel ve Salih Ayaz tutuksuz yargılandı.   Polisler hakkında ‘meşru müdafaa’ iddiasıyla beraat!   Mêrdîn’de görülen dava “güvenlik” gerekçesiyle daha sonra Eskişehir’e taşındı. İlk defa Eskişehir’de görülen davada duruşmaya katılan fail polisler ise “meşru müdafaa” denilerek beraat ettirildi.   AİHM Türkiye’yi mahkum etti   Eskişehir’de failler hakkında verilen beraat kararı üzerine avukatlar dosyayı temyize taşıdı. Yargıtay 1'inci Ceza Dairesi ise "oy birliğiyle" beraat kararını onadı. İç hukuk yollarının tükenmesinin ardından avukatlar dosyayı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) taşındı. AİHM 2014 Şubat ayında, Türkiye’nin “yaşama hakkını ihlal ettiğine” hükmederek Uğur’un annesi Makbule Kaymaz’a 65 bin Euro maddi, 50 bin Euro manevi tazminat verilmesi kararı aldı. AİHM ayrıca Uğur’un kardeşleri Emine Kaymaz’a 5 bin Euro maddi, 15 bin Euro manevi tazminat ve Reşat Kaymaz’a 5 bin Euro manevi tazminat ödenmesine de hükmetti.   Yeniden yargılanmaları gerekçesiz reddedildi   Yine İnsan Hakları Derneği (İHD) Mêrdîn Şubesi tarafından fail polisler hakkında 2015'te yapılan yeniden yargılama talebi de Eskişehir 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından gerekçesiz bir şekilde reddedildi. Avukatlar, bunun üzerine faillerin yeniden yargılanması talebiyle 2015 yılında Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) bireysel başvuruda bulundu. Yapılan başvuruyu yıllar sonra karara bağlayan AYM, AİHM kararının takdiri bir karar olduğunu savunarak, faillerin aleyhine yeniden yargılama yapılamayacağına karar verdi. Avukatlar ise AYM'nin verdiği kararı yeniden AİHM'e taşıdı.   Polislere beraat avukata dava!   Fail polisler beraat ederken “güvenlik” iddiasıyla Eskişehir’e taşınan davada “tarafsız yargılama istiyoruz" diyen dava avukatı Tahir Elçi, adil yargılamayı etkilemeye çalışmakla suçlanarak hakkında dava açıldı.   Katliam Meclis’e taşındı   Meclis İnsan Hakları Komisyonu, katliamı Meclis gündemine taşıdı. Fail polislerin dava devam ederken göreve iade edilerek başka illere tayin edilmesi de Meclis’e taşınan gündemlerden oldu. Milletvekilleri soru önergeleriyle yapılan tayini dönemin İçişleri Bakanı Abdulkadir Aksu’ya sorarken, Bakan verdiği yanıtta, iade işlemlerinin “657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 142 inci maddesi” gereğince gerçekleştirildiğini öne sürdü. Yine soruşturma için görevlendirilen müfettişlerin raporuna vurgu yapan Bakan, adı geçen polislerin başka bir İl Emniyet Müdürlüğü'nde görevlendirilmesi gerektiği kanaati üzerine atamaların gerçekleştiğini savundu. Bakan, atamanın soruşturmakla görevlendirilen müfettişlerin değerlendirme ve görüşlerine uygun olarak yapıldığı yanıtını verdi.   Önce açığa alındı sonra terfi etti!   Fail polisler hakkında görülen davanın devam ettiği sürede polisler göreve iade edilerek çeşitli illerde çalışmaya devam etti. Yine açığa alınanlar arasında yer alan dönemin Mardin Emniyet Müdür Yardımcısı Kemal Dönmez terfi etti.   Failin adı köprüye verildi   Katliamdan sonra adını Serdar Gökbayrak olarak değiştiren ve ardından göreve iade edilen fail polis Yaşafettin Açıksöz, İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi’nde görev yaptığı sırada 15 Temmuz darbe girişiminde çıkan çatışmada öldü. Daha sonra ise fail polisin adı Kocaeli'de bir üstgeçide verildi.   Kayyım Uğur Kaymaz Bulvarı ve heykelini kaldırdı   Failleri ödüllendiren yargının yanı sıra katliamın siyasi boyutu da bir o kadar içler acısı. 2016 yılında Kurdistan belediyelerine atanan kayyımlarla ailenin acısı bir kez daha tazelendi. 4 Ağustos 2009'da Qoser Belediyesi Uğur Kaymaz’ın adını bir bulvara vererek meydana bir heykelini diktirip Uğur’un adını yaşattı. Ancak heykel belediyeye atanan kayyım Ahmet Odabaşı tarafından 11 Haziran 2016’da kaldırılarak yerine saat kulesi kuruldu.   Kayyım anneyi katliamın yıldönümünde işten attı   Bulvarı kaldıran aynı kayyım, Qoser Belediyesi’nde çalışan anne Makbule Kaymaz’ı da katliamın yıldönümü olan 21 Kasım 2016’da KHK ile işten attı. Makbule, işten atıldığını anma töreni için gittiği mezarlık ziyareti dönüşünde öğrendi.   Kayyım adını parktan sildi   Yine Dêrik Belediyesi’nce Uğur Kaymaz anısına yapılan parkın ismi de kayyım tarafından değiştirildi. 31 Mart 2019 seçimleri sonrası HDP’ye geçen belediyenin yeniden parka Uğur Kaymaz ismini vermek istemesi üzerine ise Derik Kaymakamı engel çıkararak, Uğur için “örgüt ile ilişkili” iddiasında bulundu.   13 kurşun alan kıyafet Utanç Müzesi’nde sergilendi   12 yaşında 13 kurşunla katledilen Uğur’un katliam sırasında üzerinde olan giysileri Devrimci 78’liler Federasyonu’nun Ankara’da her yıl Eylül ayında açtığı, 12 Eylül Utanç Müzesi'nde 2012 yılında sergilendi.    Hafızalara kazınan katliamın 19’ncu yıldönümü dolayısıyla Uğur’un annesi Makbule Kaymaz ile görüştük.   ‘Yaşadığım sürece bu acıyı unutmayacağım’   19 yıldır katliamı unutamadığını dile getiren Makbule Kaymaz, “19 yıl geçmesine rağmen her şey hala ilk günkü gibi. Yaşadığım sürece o günü asla unutmayacağım. Uğur’um 12 yaşında 13 kurşun aldı. ayağında terlik olan 12 yaşındaki çocuğa ‘terörist’ dediler. Cenazelerini camiye getirdiklerinde onları gördüm. Ahmet’in gözü açıktı. Uğur’un kapalıydı. Uğur’un bedeni dikişlerle doluydu. Her yerini dikmişlerdi. Yaşadığım sürece bu acıyı unutmayacağım” dedi.   ‘3 defadır mezar taşları tahrip ediliyor’   Katillerinin 19 yıl geçmesine rağmen hala serbest olduğunu ifade eden Makbule, davalarından vazgeçmeyeceklerini belirtti. 3 defadır mezar taşlarının tahrip edildiğini sözlerine ekleyen Makbule, “İlkinde çekiçle etrafını kırmışlardı. Kimseye duyurmadan onardık. Geçen hafta mezarlığa gittiğimde mezar taşlarının yine kırıldığını gördüm. Bir hayırsever görüp onarmış ama iki gün önce yine kırmışlar. Ne istiyorlar onlardan? Ahmet’ten, Uğur’dan ne istiyorlar? Ölümüzü de mi rahat bırakmayacaklar. Mezarda da bizi rahat bırakmıyorlar. Taşımızdan ne istiyorlar. Yıldönümleri yaklaşıyor diye mezarlığa saldırıyorlar. Zaten acımız büyük, bu şekilde acımızı derinleştiriyorlar. Kimin yaptığının bulunmasını istiyorum. Sağ olduğumuz müddetçe davamızdan bir adım geri atmayacağız” şeklinde konuştu.   ‘Katledilsinler diye mi büyütüyoruz’   “Bize bu acıyı yaşatanların aynı acıyı yaşamasını istiyorum” diyen Makbule, Kurdistan’da katledilen çocuklara dikkat çekti. Makbule, “5 yaşında, 10 yaşında çocukları katlediyorlar. Uğur’un katilleri ceza alsaydı, başka çocuklar da katledilmeyecekti. Çocukların katilleri dışarıda serbest geziyor. Hala çocuklar katlediliyor. Annelerin yüreği yansın istemiyoruz. Biz barış istiyoruz ki çocuklarımız katledilmesin. Biz çocuklarımızı katledilmeleri için mi büyütüyoruz” diye sordu.     ‘Katillerin cezalandırılmasını istiyorum’   Geride kalan 3 çocuğunu tek başına büyüttüğünü belirten Makbule, 19 yıl süresince çok zorluklar yaşadığını paylaştı. Makbule, son olarak şunları söyledi: “Katillerin tutuklanmasını ve cezalandırılmasını istiyorum. Halkın sahip çıkması ve ses çıkarması gerekiyor. Çocuklarımız artık katledilmesin. Barış olsun istiyoruz. Her yıldönümünde her şey gözümün önünde yeniden canlanıyor.”