Saldırılara karşı kampanya: Kamuoyunun durdurma gücü var! 2023-10-19 09:01:32     Öznur Değer   MÊRDÎN - Türkiye’nin saldırılarına karşı başlatılan uluslararası kampanyaya dair konuşan Kuzey ve Doğu Suriye Toplumsal Diplomasi Platformu Sözcüsü Nourshan Hussein, “Kamuoyunun dengeleri değiştirme ve saldırıları durdurma gücü olduğunu biliyoruz. Şimdiye kadar etkili bir kamuoyu sesi yankılanmadığı için saldırılar durmadı. Her kesimden insanı kampanyayı imzalamaya çağırıyoruz” dedi.   Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik 4 Ekim’de başlattığı saldırılar ikinci haftasına girerken, bölgedeki bombardımanlardan dolayı yaşam kaynakları, hizmet merkezleri ve altyapı sistemi ciddi zarar gördü. Yine elektrik ve su sorunu yaşanan bölgede, 7 Ekim’de Kuzey ve Doğu Suriye Toplumsal Diplomasi Platformu “Acil Eylem Çağrısı: Kuzey ve Doğu Suriye'de İnsanlığa Karşı Savaşı Durdurun" başlığıyla Türkiye’nin saldırılarının son bulması amacıyla uluslararası bir kampanya başlattı. İngilizce, Portekizce ve İspanyolca olmak üzere üç dilde başlatılan kampanyaya Ortadoğu’dan Avrupa’ya, Güney Amerika’dan Asya’ya kadar dünyanın birçok ülkesinden çok sayıda kişi ve kurum destek verdi.   Kuzey ve Doğu Suriye Toplumsal Diplomasi Platformu Sözcüsü Nourshan Hussein başlattıkları kampanyaya ilişkin konuştu.   ‘Hunharca bir soykırım planı devrede’   4 Ekim’den bu yana savaş uçakları ve SİHA’larla yoğun bir saldırı altında olduklarını ifade eden Nourshan, Türkiye tarafından hunharca bir planla hem sivillerin hem de kentlerin altyapısının hedef alındığını kaydetti. Başlatılan operasyonun insan ahlakına ve hukuka aykırı olduğunun altını çizen Nourshan, “Türkiye yaptığı açıklamada, kentlerin altyapısını, enerji kaynaklarını, suyu, doğalgazı, elektriği hedef alacağını itiraf etmişti. Esas amaç sivillerin yaşamına dönüktür. Kentin altyapısını tahrip ederek doğal yaşama zarar vermek istiyorlar. Bununla amaçladıkları da insanların özerk yönetime karşı çıkmalarını sağlamak. Çoklu amacı var saldırının ancak en önemli amacı budur. Şehba’dan Dêrik’e kadar tüm kentlerde büyük hasarlar oluştu. Hunharca bir soykırım planı devrede” sözlerine yer verdi.   ‘Bu artık jenosittir’   Asayişe yönelik gerçekleşen saldırıda 29 asayiş görevlisinin yaşamını yitirdiğini hatırlatan Nourshan, saldırılarla bölgenin boşaltılmasının amaçlandığını sözlerine ekledi. Nourshan, “Yıllardır özerk yönetimin zorluklarla inşa ettiği her şeyi, kentlerin altyapısını birkaç gün içinde yıktılar, tahrip ettiler. Ağır bir süreç yaşandı ve saldırılar hala devam ediyor. Saldırılar 4 Ekim’de başladı diyemiyoruz, çünkü Türkiye’nin saldırıları yıllardır kesilmedi. Rojava Devrimi’nden bu yana, 2011’den bu yana Türkiye’nin Rojava’ya yönelik saldırıları durmadı. Çok sayıda öncü isim, öncü kadın katledildi. Bu artık jenosittir. Bugüne kadar da saldırılar çeşitli yöntemlerle devam ediyor” ifadelerini kullandı.   ‘Saldırıları durdurabilecek mercilere tepkileri göstermek istedik’   Devletlerin, Türkiye’nin Kurdistan üzerindeki saldırıları görmezden geldiğini dile getiren Nourshan, halkların ise çeşitli yöntemlerle tepkisini gösterdiğine işaret etti. Kendilerinin de bu tepkileri ortaya çıkarmak istediklerini belirten Nourshan, “O nedenle bu kampanyayı başlattık. Kampanya ile bu saldırıları durdurabilecek ilgili mercilere, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne (BMGK) saldırılara yönelik ortaya çıkan tepkileri göstermek ve ispatlamak istedik. Tüm dünya halkları, akademisyenler, gazeteciler, aydınlar, sanatçılar bu saldırılara karşı. Saldırı siyasi ve ırkçı nedenlerle gerçekleşiyor” şeklinde konuştu.   ‘Kampanyamız Türkiye tarafından dijital saldırıya uğradı’   Kampanyayı 7 Ekim’de başlattıklarını söyleyen Nourshan, kampanyanın kısa sürede yayıldığını aktardı. Yalnızca Kuzey ve Doğu Suriye Toplumsal Diplomasi Platformu olarak değil, kimi Latin Amerikalı örgütlerin de desteğiyle kampanyanın başlatıldığının altını çizen Nourshan, “Kampanya geniş bir şekilde yayıldı. 72 saat içinde kişisel ve demokratik örgütler olmak üzere kampanya 250 kişi ve kurum tarafından imzalandı. Bir süre sonra kampanyamız Türkiye tarafından dijital saldırıya uğradı. Ancak biz bir kez daha kampanyayı düzenleyerek yeniden başlattık. Kampanyanın bitiş gününü henüz netleştirmedik, ancak birkaç gün daha kampanyamız devam edecek. Daha sonrasında ise BMGK’ye ve saldırıları durdurma iradesi olan birçok ilgili kuruma açık bir mektup yazarak kampanyayı sonlandıracağız. Kampanyanın imzacı listesine baktığımızda Latin Amerika, Hindistan, Çin, Ortadoğu ülkeleri ve dünyanın çok sayıda ülkesinden imzalar var. İmzacılar Rojava’ya yönelik insanlık dışı saldırıların son bulmasını talep etti” dedi.   ‘Etkili bir kamuoyu sesi yankılanmadığı için saldırılar durmadı’   Kampanyanın hem içte hem de dışta etkisi olduğunu belirten Nourshan, “Saatler içinde kampanyanın ses bulması moral veren bir durum. Kampanyanın yayılması ve destek bulması bize, faşist saldırılara karşı yalnız olmadığımızı gösterdi. Çok sayıda özgürlükçü, demokratik kişi ve kurum bizimle. Bizler de bu vesileyle saldırılara karşı sesimizi ortaklaştırabiliriz. Öte yandan kamuoyunda yankılanması önemli. Kamuoyunun dengeleri değiştirme ve saldırıları durdurma gücü olduğunu biliyoruz. Kamuoyunun çok güçlü bir etkisi var. Devrimimiz şimdiye kadar kamuoyunun gücü ve iradesi sayesinde ayakta. Ulus devletlere ve hegemonik güçlere bel bağlayamayız, güvenemeyiz. Diktatör bir ülkeden kanunlara kulak vermesini bekleyemeyiz. Ancak kamuoyunun, faşist saldırılar karşısında durması oldukça etkili. Ancak bu da yeterli bir düzeyde değil. Şimdiye kadar etkili bir kamuoyu sesi yankılanmadı. Saldırılar o nedenle durmadı. Türkiye’deki AKP-MHP hükümeti kınandı sadece. Türkiye’ye karşı dostluk her yerde giderek azalıyor. Bu da Türkiye’nin gerçek yüzünün faşizmi temsil ettiğini açığa çıkarıyor” değerlendirmelerinde bulundu.   Halklara çağrı   Kuzey ve Doğu Suriye Toplumsal Diplomasi Platformu olarak, tüm özgürlükçü, demokratik kişi ve kurumların kampanyaya katılmasını isteyen Nourshan, sözlerini şu çağrıyla sonlandırdı: “Her kesimden insanı kampanyayı imzalamaya çağırıyoruz. Türkiye saldırılarına karşı durmalılar. Sadece Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik değil, tüm Kurdistan’a yönelik saldırıların son bulması için ses çıkarmaları gerekiyor. Çünkü saldırılar topyekun yapılıyor. Sadece bir bölgede değil. Kürdistan halkına da tek sesten bu saldırılara karşı çıkmaları çağrısında bulunuyoruz. Son olarak BM’ye kanunlarının işlenmesi çağrısında bulunuyoruz.”