‘Kürt halkı Sayın Öcalan’ın fiziki özgürlüğünü istiyor’ 2023-10-06 09:01:05        Elfazi Toral   İSTANBUL - PKK Lideri Abdullah Öcalan’a karşı gerçekleştirilen 9 Ekim Komplosu ile tüm dünya halkları için geliştirdiği fikriyat ve paradigmanın engellenmeye çalışıldığını söyleyen TJA aktivisti Zübeyde Gülsül, “Sayın Öcalan, Ortadoğu halklarının özgürlük mücadelesine ilham olabilecekken, komplo düşüncelerine vurulan bir darbedir. Tüm halkın bu tecride karşı ses çıkarması için çağrıda bulunuyorum. Kürt halkı Sayın Öcalan’ın fiziki özgürlüğünü istiyor” sözleriyle seslendi.   PKK Lideri Abdullah Öcalan, 9 Ekim 1998 tarihinde Suriye'den çıktıktan sonra 15 Şubat 1999’da uluslararası komplo ile Kenya’dan Türkiye’ye getirilerek tutuklandı. O tarihten bu yana İmralı Adası’nda ağırlaştırılmış tecrit uygulanan PKK Lideri, başta Kürt halkı olmak üzere tüm dünya halkları için savaş, doğa katliamı, göç, soykırım ve birçok politikaya karşı mücadeleyi günden güne büyüterek, “Demokratik Ekolojik Kadın Özgürlükçü” paradigmayı ortaya koydu.    ‘Demokratik çözüm siyasetim savaşın sonunu getirebilirdi’   Abdullah Öcalan’a yönelik gerçekleştirilen uluslararası komploya dair bir çok değerlendirme yapılırken, PKK Lideri, uluslararası komplo sürecine dair değerlendirmelerinin birinde “Avrupa’daki niyetim Kürt sorununu demokratik bir platforma çekmekti. Avrupa’da geliştireceğim demokratik çözüm siyaseti savaşın sonunu getirebilirdi. Destek olunsaydı, Türkiye’nin de bu tavra gelmesi zor olmayacaktı. Anlaşılacaktı ki Avrupa Kürt sorununun ciddi çözümünden yana değildi. Türkiye'nin Kürt sorunuyla uğraşması daha çok işlerine geliyordu. Ortadoğu’da Kürtlere dayalı bir kargaşa daha çok işlerine geliyordu. Dolayısıyla benim beklenmedik çıkışım, taktikleri dışında bir durumdu. Bu operasyonu ABD dışında hiçbir güç düzenleyemez. Türk özel savaş güçlerinin bu süreçteki rolü sadece beni uçakla İmralı’ya, o da kontrollü olarak taşımaktı. Süreç kesinlikle NATO tarihinin en önemli operasyonunun gerçekleştirildiği bir süreçti. Bu o kadar açıktı ki, gidilen yerlerde hiç kimse aykırı bir tavır sergileyemiyordu. Sergileyenler anında etkisizleştiriliyordu” ifadelerini kullanmıştı.    Tevgera Jinên Azad (TJA) aktivisti Zübeyde Gülsül, komplonun 25’inci yılında ağırlaşan mutlak iletişimsizlik ve Abdullah Öcalan’dan 30 ayı aşkın süredir hiçbir haber alınamama durumuna ilişkin JINNEWS’e değerlendirmelerde bulundu.    Komplonun amacı: Savaş ortamı yaratmak!   Komplonun hukuksuz olduğunu belirten Zübeyde, bu komplonun yalnızca Abdullah Öcalan şahsında değil, hem Kürt hem de Ortadoğu halklarına uygulanan bir komplo olduğunu kaydetti. “Bu saldırı tüm halklara yönelik yapıldı” diyen Zübeyde, “Sayın Abdullah Öcalan’ın tüm dünya halkları için verdiği bir mücadele vardı. Bunun etkisi de büyüktür. Uluslararası komplonun temel amacı tüm dünya üzerindeki halklara yönelik bir komploydu. Sayın Öcalan’ın etkisinden dolayı bu komplo ile tüm halklar için ciddi bir savaş ortamı yaratma şeklinde gelişiyor” ifadelerini kullandı.   PKK Lideri şahsında Kürt halkına uygulanan komplo…   Komplonun hem Kürt hem de Türk halkını savaşa sürüklediğini söyleyen Zübeyde, “Halklar arasında bir kaos yaratılmak istendi. Hem Kürt hem de Türk halkı arasında çatışma çıkması için fitili ateşlemişlerdir. Yani savaşı tetikleme amacı da geliştirilmiştir” şeklinde konuştu. Öte yandan komplonun hem kadınları hem de toplumu derinden etkilediğini vurgulayan Zübeyde, “Sayın Öcalan’a yönelik yapılan bu komplo, insan haklarına aykırı bir durumdur. Bu komployu, bir kişi şahsında ele almak mümkün değil. Tüm topluma karşı yapılan bir komplodur. İnsan haklarına yönelik bir komplodur. Bunun için böyle bir komplo darbesini geliştirdiler. Bunun hukuksuz ve insan haklarına aykırı olduğunu bir kez daha söylemek istiyorum” dedi.   Çözümün tek anahtarı Abdullah Öcalan!   Demokratik çözümün anahtarının yalnızca Abdullah Öcalan’dan geçtiğinin altını çizen Zübeyde, “Ülkeler arası ve tüm halklara ilişkin demokratik çözümün Sayın Öcalan’dan geçtiğini biliyoruz ve en temel çözümün de ondan geçtiğini söyleyebiliriz” cümlelerini kullandı. Aynı zamanda barışın ve çözümün sağlanmasının en temel etkeninin de Abdullah Öcalan olduğun dile getiren Zübeyde, “Tüm sorunların Sayın Öcalan ile giderilebileceğini iyi biliyoruz. Bunu sadece biz Kürt halkı değil, tüm halklar da gayet iyi biliyor. Bu komplonun amacı zaten belli. Öcalan’ın fikriyatı hedef alındı diyebiliriz. Bir diğer amaç ise Kürt halkını ve diğer halkları bir bütünen çatışma durumuna getirmekti. Ve Kürt halkının öncülüğünü yapan Sayın Öcalan’ın fikriyatı ile düşüncesi yol açıcı olduğu için açıkçası ülkelerin kendi çıkarları için gerçekleştirdiği bir durum söz konusu” değerlendirmesini yaptı.   ‘Sayın Öcalan tüm halklar için mücadele veriyor!’   PKK Lideri’nin tüm halklara karşı özgür ve barışçıl bakış açısıyla çözümcül bir yaklaşımı olduğunu paylaşan Zübeyde, bu bakış açısının önüne bir barikat koyulmak istendiğini aktardı. Zübeyde, “Sayın Öcalan’ın, tüm Ortadoğu halkları, yok sayılan ve ezilen tüm halklar için verdiği bir mücadele gerçeği var. Demokrasiyi savunan biridir Sayın Abdullah Öcalan. Bundan dolayı hem Türkiye hem de uluslararası komplo ile bu direniş ve mücadelenin önüne geçilmek istendi. Yok edilen ve ezilen halkların direnişini ortadan kaldırmak istediler. Bu sebepten dolayı da böylesi bir komplo gerçekleştirildi” sözleriyle komplo ile nelerin hedeflendiğini anlattı.   Komplo fikriyata dönük!   Abdullah Öcalan’ın halka hitap eden, hem demokrasiyi hem de özgür düşünceyi sahiplendiğini vurgulayan Zübeyde, halkların bilinç kazanması ve kendi haklarını savunmaları için yol ve yöntem belirleyici konumda olduğunu da sözlerine ekledi. “Yapılan komplo bir bütünen tüm yaşamımızı etkiliyor” ifadelerini kullanan Zübeyde, “Uluslararası güçlerle birlikte düzenlenen bu komplo hem kadınlara hem çocuklara hem ekolojiye hem de bir bütünen yaşamımızın her alanına karşı yapılan bir komplodur. Çünkü Sayın Öcalan’ın fikriyatı ve paradigmasına karşı rahatsızlık duyan iktidarlar var. Bunun için de bu fikriyatı yok etme çabasındalar. Bunun Sayın Öcalan’ın fikriyatına, felsefesine, mücadele ve paradigmasına yönelik bir komplo olduğunu söyleyebiliriz” dedi.   ‘Kürt halkı Sayın Öcalan’ın fiziki özgürlüğünü istiyor!’   Zübeyde, “Bir halkı uyandırma fikriyatını yok etme komplosudur. Sayın Öcalan, Ortadoğu halklarının özgürlük mücadelesine ilham olabilecekken, komplo düşüncelere karşı vurulan bir darbedir. Ve başta Kürt halkı olmak üzere Ortadoğu halklarının geleceğine dönük yapılan büyük bir müdahalenin de başlangıcıdır. Bunun için de özgürlükten yana olan herkesin, tüm halkların bu komploya sessiz kalmaması gerekir” çağrısında bulundu. İmralı Adası’nda ağırlaşan mutlak tecride de değinen Zübeyde, son olarak şunları belirtti: “Sayın Abdullah Öcalan’dan 31 aydır haber alınamıyor. İmralı’daki tecrit tüm halklara yönelik bir tecrittir. Bu insanlık ve hukuk dışı tecride ses çıkarmamız gerekiyor. Tecrit devam ettikçe kadın katliamları, doğa ve çocuk katliamları da devam edecektir. Özgür ve demokrasiden yana tüm halklara sesleniyorum, Öcalan’ın fikriyatına ihtiyaç var. Tüm halkın bu tecride karşı ses çıkarması için çağrıda bulunuyorum. Ve Kürt halkı Sayın Öcalan’ın fiziki özgürlüğünü istiyor.”