Kampüsler ve sokakların güvenliği için mücadele şart! 2023-08-13 09:04:34     Elfazi Toral   İSTANBUL - İktidarın 6284 sayılı yasaya yönelik saldırıları ile Boğaziçi Üniversitesi’ndeki kadın direnişine vurgu yapan Feminist Boğaziçi’den Merve Altıntaş, yasaların kadınlar için değil, kayyımları korumak için uygulandığını belirtti ve sokakların, kampüslerin güvenli hale gelmesinin kadın dayanışması ile mümkün olabileceğinin altını çizdi.    1 Ocak 2021 tarihinde AKP’li  Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın çıkardığı kararname ile Haliç Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Melih Bulu’yu, Boğaziçi Üniversitesi’ne rektör olarak atamasının ardından protesto eylemleri başladı. Eylemlere katılan bir çok öğrenci ve hak savunucusu gözaltına alınarak haklarında davalar açıldı. Protestolar devam ederken bu kez de Tayyip Erdoğan, Melih Bulu’yu görevden alarak yerine yardımcısı Naci İnci’yi atadı.    Öğrencilere karşı kayyım rektöre koruma kararı    Boğaziçi’ne atanan kayyım rektörler ilk olarak Cinsel Tacizi Önleme Komisyonu (CİTÖK) Koordinatörü Cemre Baytok’u ücretsiz izne ayırarak uzaklaştırdı, BULGBTİ+ kulübünü kapattı. Cemre’nin uzaklaştırılması ile hedef alınan CİTÖK, işlevsizleştirildi, ofis faaliyetleri durduruldu. 6284 sayılı “Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun” tacize, tecavüze ve katledilen kadınlar için uygulanması gereken ancak uygulanmayan kanun Naci İnci için uygulandı. Kayyım uygulamasını protesto eden öğrencilerin Naci İnci’ye yaklaşmamasına ilişkin karar çıkarıldı.    Feminist Boğaziçi oluşturuldu   Boğaziçi Üniversitesi’nde Cinsel Tacizi Önleme Komisyonu (CİKÖK) ile İstanbul Bilgi Üniversitesi - Homofobi, Bifobi, Transfobi ve Heteroseksizm Karşıtı Öğrenci Kulübü’nün (BÜLGBTİ) kayyımlar tarafından kapatılmasının ardından kadınlar, 4 Haziran 2023 tarihinde dayanışma için Feminist Boğaziçi yapısını oluşturdu.    Feminist Boğaziçi’den Merve Altıntaş, AKP-MHP-HÜDA PAR ittifakının hedefinde olan 6284 sayılı yasa ile faillerin korunması ve Feminist Boğaziçi mücadelesine dair JINNEWS’e konuştu.   Kampüsler güvensizleşince…   Merve öncelikle Feminist Boğaziçi’nin kuruluş amacını “Kampüslerin kadınlar için güvensiz bir yer olduğundan kaynaklı Feminist Boğaziçi kadınları olarak direniş sönümlemeye başlayınca böyle bir dayanışmaya ihtiyaç duyduk ve bu yapıyı kurduk” sözleriyle dile getirdi.    ‘Yasalar kadınlar için değil kayyım için uygulandı’   6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanunu’nun kadınlar için kullanılmadığını kayyım Naci İnci için kullanıldığına işaret eden Merve Altıntaş, 6284 kanunun şiddet gören kadınlar için kullanılması gerektiğine işaret etti. Faillerin kadınlardan uzaklaştırılması için uygulanması gereken bir yasa olduğunu kaydeden Merve, “Devletin kadınlar için daha güvenli bir yaşam alanı yaratması gerekirken kayyım, Naci İnci kendisini protesto eden öğrenciler için bu kanunu kullandı. Bu kanun aslında şiddet gören bir kadın karakola gittiği zaman, bu kanundan yararlanmak istediği zaman bu süreçler çok uzun zaman alıyorken, kayyımın bu koruma talebi bir iki gün içerisinde gerçekleşti. Ve arkadaşlarımıza karşı kayımdan uzaklaştırma gibi bir karar çıktı. Bunu protesto etmek için kayyımlık önünde arkadaşlarımızla bir eylem gerçekleştirdik. Bu eylem sonunda da gözaltı oldu ve daha sonra da dava açıldı. Bu adaletsizliği gördük. Çünkü arkadaşlarımızın bazılarına hapis cezası verildi. Yani özetle kadınlar için kullanılmayan kanun kayyım Naci İnci için kullanıldı” sözlerine yer verdi.   ‘Gerici partiler 6284’ü kaldırma peşinde’   6284 kanunun kadınlar için önemli olduğunu ifade ederken Merve, İstanbul Sözleşmesi’nin  bir gecede feshedildiğini de hatırlattı.  Merve, “Şu an 6284 de yönelik saldırılar devam ediyor. Meclis şuan tatilde. Ama tatile girmeden önce HÜDA PAR ve Yeniden Refah Partisi 6284’ ü tartışmaya açtı.  Yani Meclis’teki gerici partiler 6284’ ü de kaldırmanın peşinde. Ama biz feministler olarak buna müsaade etmeyeceğiz. İstanbul Sözleşmesi feshedildiğinde 1 Temmuz’da Türkiye'nin her yerinde sokaklardaydı kadınlar. 6284 ‘ü savunmak için sokaklarda olmaya devam edeceğiz.  İstanbul Sözleşmesi’nin bir gecede feshedilmesinin ardından şu an da ise 6284’e saldırıyorlar ve gerektiğinde maalesef yasalar uygulanmıyor. Yasaların uygulanmaması demek her geçen gün kadınların yaşamalarını kaybetmesi demek oluyor. Yasaları yok sayarak kadınların hayatlarına sebep oluyorlar” dedi.   ‘Bizi kurtaracak tek şey kadın dayanışmamız’   “Her gün en az 4 kadın katlediliyor” diyen Merve, katledilen ve sayısı bilinmeyen birçok kadın olduğunu belirtti. Merve, şunları belirtti: “Biz kadınlar olarak aslında sokaklara çağrı yapıyoruz ve mücadeleye çağrı yapıyoruz. Çünkü seçimle birlikte kadın düşmanı gerici partiler Meclis’te yer aldı. Ve kadına yönelik saldırılar gittikçe artacak gibi gözüküyor. Hepimizin buna karşı durması gerekiyor. Bulunduğumuz her alanda kampüslerde sokakta evlerde de güvende değiliz. Güvende olmamız için ve bizi kurtaracak tek şey kadın dayanışmamız olacaktır. Beraber buna ses çıkarırsak katledilen kadınların hesabını sorarsak aslında bu gericiliğe karşı ses çıkartmış oluruz. Biz Feminist Boğaziçi olarak Boğaziçi’ni kadınlar için güvenli alan haline getirene kadar mücadele edeceğiz. Tüm kampüslerde, tüm sokaklarda bu dayanışmanın sürmesini temenni ediyor ve herkesi mücadele etmeye çağırıyorum.”