Meslektaşları için eylem yaparken gözaltına alınan gazeteciler: Onlara sözümüz var! 2023-05-01 09:05:49   İSTANBUL - Tutuklanan meslektaşları için Kadıköy’de yaptıkları eylemde polis şiddeti ve tacizine maruz kalan gazeteciler, suç duyurusunda bulunacaklarını belirterek, “Mesleğimizi yaparken katledilen gazetecilere ve tutuklanan meslektaşlarımıza sözümüz var, kalemleri yere düşmeyecek. Özgür basın susmayacak. Bir an önce tutuklu gazetecilerin serbest bırakılmasını istiyoruz” çağrısında bulundu.   Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma kapsamında 8 Haziran 2022’de aralarında ajansımız Haber Müdürü Safiye Alağaş’ın da bulunduğu 22 kişi gözaltına alındı. 16 Haziran’da 16 gazeteci tutuklandı. Gazetecilerin iddianamesi ise tam 10 ay sonra geçtiğimiz Mart ayında hazırlandı. “Örgüt üyesi olmak” iddiasıyla yargılanan gazetecilerin ilk duruşması 11 Temmuz’da görülecek. Öte yandan Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen bir soruşturma kapsamında da 29 Ekim 2022 tarihinde de, ajansımız muhabirleri Habibe Eren ile Öznur Değer, Mezopotamya Ajansı (MA) Yazı İşleri Müdürü Diren Yurtsever, muhabirleri Berivan Altan, Ceylan Şahinli, Deniz Nazlım, Emrullah Acar, Hakan Yalçın ve Selman Güzelyüz tutuklandı. Gazeteciler hakkında tutuklandıktan 3 buçuk ay sonra hazırlanan iddianamede haberler suç unsuru olarak gösterilirken, 9 gazetecinin ilk duruşması 16 Mayıs tarihinde görülecek.   Bitmeyen gözaltılar!   Son 10 ayda 27 özgür basın emekçisinin tutuklanması ardından seçime 19 gün kala 25 Nisan günü de Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın başlattığı soruşturma kapsamında Amed merkezli 21 kentte çok sayıda adrese yapılan ev baskınında gazeteciler de gözaltına alındı. Gözaltına alınan 143 kişiden aralarında muhabirimiz Beritan Canözer, MA editörü Abdurrahman Gök, gazeteciler Mehmet Şah Oruç ve Remzi Akkaya’nın da bulunduğu 48 kişi “örgüte üye” oldukları iddiasıyla tutuklandı. 91 kişi ise serbest bırakıldı. Son olarak da 29 Nisan günü Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın başlattığı bir soruşturma kapsamında ise 15 kentte 49 kişi hakkında yakalama kararı çıkarıldı. Soruşturma kapsamında evlere düzenlenen baskınlarda Amed’de, Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) Eşbaşkanı Dicle Müftüoğlu ile Mezopotamya Ajansı (MA) Editörü Sedat Yılmaz ile birlikte çok sayıda kişi gözaltına alındı.   Meslektaşları için eylem yaptılar gözaltına alındılar!   Özgür basın emekçilerinin gözaltına alınıp tutuklanmasını protesto etmek isteyen meslektaşları ise 29 Nisan’da Kadıköy’de bulunan Süreyya Operası önünde basın açıklaması yapmak istedi. Gazetecilerin, “Özgür basın susturulamaz” ve “Susmayacağız“ dövizlerini açmasının ardından ise polisler, gazetecilere saldırdı. Saldırıya karşı, “Baskılar bizi yıldıramaz” ve “Özgür basın susturulamaz” sloganları atan ve çekim yapan gazeteciler, polisler tarafından darp edildi. Eylemde şiddete maruz kalarak gözaltına alınan 6 gazeteciden Yadigar Aygün ile Eylem Nazlıer, baskı ve şiddet politikalarını değerlendirdi.   Şiddete uğradı, taciz edildi!   Tutuklanan ve gözaltına alınan meslektaşları için açıklama yapmak istedikleri esnada darp, şiddet ve polis tacizi ile gözaltına alındıklarını belirten gazeteci Yadigar Aygün, “Yüzüme tokat atıldı. Özel bölgelerime dokundular bacak ve bel bölgeme. Saçlarımı çekip yumruk attılar” sözleriyle yaşadıklarını anlattı.   Talepleri meslektaşlarının serbest bırakılması   AKP-MHP iktidarının seçimler yaklaşırken Kürt halkı, gazeteciler, avukatlar ve sivil toplum temsilcilerine yönelik siyasi bir operasyon gerçekleştirdiğini dile getiren Yadigar, “Baktığımızda AKP’nin sıkışmışlığını burada da görüyoruz. Çünkü bu aslında topluma, seçmenlere bir gözdağı vermek. 10 gazeteci meslektaşımız gözaltına alındı. Bizler AKP’nin ne yapmaya çalıştığını biliyoruz. Hiçbir şekilde Kürt basınının susmayacağını biliyoruz. Tutuklasalar da, gözaltına da alsalar özgür basın her zaman yazmaya devam edecek. Bizler meslektaşlarımızın yanındayız, onların yanında olmaya devam edeceğiz. Bir an önce tutuklu gazetecilerin serbest bırakılmasını istiyoruz” sözleriyle seslendi.   ‘Özgür basın susmayacak!’   Bu hukuksuzluğa karşı ise herkesin dayanışma içinde olması talebinde bulunan Yadigar, “Çünkü bu sadece gazetecilere, Kürt halkına, avukatlara yönelik değil. Tüm toplumun gerçek bilgiye ulaşmasını engellemek istiyorlar. Özellikle avukatlar sandık güvenliğini sağlayacaktı, gazeteciler gerçek bilgiyi aktaracaktı. Şu an gözaltına alınan siyasetçilerin seçim çalışmalarını engellemek istiyorlar. Ne olursa olsun halkın, gazetecilerin yanında olması gerekiyor. Çünkü bu sadece bize dönük bir operasyon değil, halkın haber alma hakkına bir saldırıdır. Tüm toplumun gazetecilerin, avukatların, Kürt hareketinin yanında olması gerekiyor. Bu hepimizin görevi. Bizler AKP’den korkmuyoruz, hiçbir zaman korkmadık. Gideceklerini biliyorlar, bu şekilde de ne gazetecileri ne avukatları ne Kürt hareketini susturamayacaklar. Özgür basın susmayacak” ifadelerini kullandı.   Jet hızıyla gelen ‘yasak’   Eylemde şiddet gören bir diğer gazeteci Eylem Nazlıer de Süreyya Operası önünde ablukaya karşı saat 18.30 sıralarında polisle müzakere yapmaya gittiklerini belirterek, yaşadıklarını şu sözlerle anlattı: “Valilik ve kaymakamlık tarafından ‘yasak kararı’ olmadığı söylendi. Yasak kararı olursa bilgi vermelerini istedik. Bizim eylem saatimiz saat 19.00. Son dakika eyleminiz yasak dediler bize. Biz de kendi aramızda konuşacağımızı söyledik, ona göre karar alacaktık. Ama bunu beklemediler. Hemen etrafımızı polis ablukasına aldılar. Herhangi bir slogan atmadık, eylem başlamamıştı daha, ne yapacağımıza karar vermemiştik. ‘Yaptığınız eylem kanunsuzdur, dağılın’ anonsu çektiler. Çünkü o anonsun görüntülere yansımasını istediler. Ama bu anons yapılırken etrafımız polis kalkanlarıyla çevriliydi. İlk beni aldılar, zaten gözaltına alınacakları belirlemişlerdi. Beni gösterdiklerini gördüm, alınırken ters kelepçe yaptılar.   Ters kelepçe, şiddet, tehdit   Direndim, itiraz ettim. Ters kelepçe yapamazsın dediğimde ‘susmayı öğreneceksin’ deyip beni araca fırlattılar. Daha sonra gazeteci meslektaşım Serpil Ünal’ı gözaltı aracına getirdiler. Onu darp ediyorlardı, rahatsız olduğunu bildiğim için, ‘Arkadaşımıza işkence yapıyorsunuz, sağlık sorunları var, yaptığınız suç, insan haklarına aykırı’ diye bağırdım. Onu darp etmesinler diye araya girmeye çalışırken uzun saçlı, Kadıköy emniyet amiri olduğunu düşündüğüm polis ,‘Sen bana cevap veremezsin lan, konuşamazsın, kes sesini...’ diyerek yüzüme tokat atmaya başladı. Bu esnada gözaltı aracının kapısını kapattılar. Ters kelepçeli olduğum için yüzümü koruyamadım. Yumruk da attı, kulaklarıma denk geldi. Hala kulaklarımın ağrısı devam ediyor. Saatlerce ters kelepçeyle araçta bekletildik. Arkadaşların ters kelepçeleri çok fazla sıkıldığı için morarmalar oluştu.  Ters kelepçelerimiz gevşetilmedi. Kalp rahatsızlığı olan arkadaşımız Yadigar Aygün’ün kelepçesini gevşetin dememize rağmen bunu da yapmadılar. Pınar Gayıp’ın ters kelepçesi elini kesti, o kadar sıkmıştılar ki eli morardı.”   Doktorlar polislerin işini hallediyormuş!   Daha sonra Göztepe Prof. Dr. Süleyman Yalçın Şehir Hastanesi’ne götürüldüklerini paylaşan Eylem, “Sırayla doktorla görüştük. Beni darp ettiklerini söylediğim için BT filmi çekildi. Sonuç çıkana kadar yaklaşık bir buçuk saat hastanede bekledim. Bu sırada diğer arkadaşları Rıhtım Karakolu’na götürdüler. Ama polislerin kendi aralarındaki diyaloğu çok ilginçti. Film sonuçları uzayınca polislerin, ‘İşimizi  hallediyorlardı, bu sefer ne oldu da böyle geç oldu. İşi yokuşa mı sürüyorlar?’ ve benzeri söylemleri vardı. Gözaltına alınan 6 kadın gazeteci de darp edildi, ağır küfürlerine maruz kaldık” sözlerini kullandı.   ‘Gazeteciye yumruk atılıyor ama yoklar…’   Sahada gazetecilik yapmalarının da engellendiğinin altını çizen Eylem, polisler tarafından darp edilip, gözaltına alındıklarını ve bu şiddetin giderek arttığını sözlerine ekledi. Eylem, “Sahada polisin ‘gazetecileri süpürün’ sözünü duyuyoruz. İlk biz alandan çıkarılıyoruz, şiddete uğruyoruz. Ama biz bunları yaşarken basın meslek örgütleri tweet atmaktan öteye geçemiyor. Başlarını resmen kuma gömmüşler. Gözaltı aracında bir gazeteciye tokat ve yumruk atılıyor ama neredeler? Yoklar... Onlar için ‘popüler’ gazeteci mi olmak zorundayız? Her gün sahada bu gazeteciler var. İşçi, kadın, LGBTI+ eylemlerinde, nerede bir hak ihlali varsa orada biz varız. Neden bu sessizlik?” sözleriyle gazetecilerin maruz kaldığı şiddet karşısındaki sessizliğe tepki gösterdi.   ‘Tutuklanan meslektaşlarımıza sözümüz var’   Ne olursa olsun gazetecilik faaliyetlerini sürdürmekten vazgeçmeyeceklerinin mesajını veren Eylem, “Gerçekleri halka ulaştırmaya devam edeceğiz. Bizi susturmaya çalışanlara karşı mesleğimizi savunacağız. Bedeli ne olursa olsun halkın haber alma hakkı için mücadele edeceğiz. Gazetecilik suç değildir, mesleğimizi yaparken katledilen gazetecilere ve tutuklanan meslektaşlarımıza sözümüz var, kalemleri yere düşmeyecek. Tutuklanan gazeteci meslektaşlarımız olmasaydı bugün Kemal Kurkut’u, helikopterden atılan yurttaşları bilmiyor olacaktık. Onlara çok şey borçluyuz, mesleğimiz adına” vurgusunu yaptı.   Suç duyurusunda bulunacaklar   Maruz kaldıkları şiddete karşı ise polisler hakkında tek tek suç duyurusunda bulunacaklarının bilgisini veren Eylem, “Şunu iyi bilsinler, bir gün elbette yargılanacaklar” dedi. Eylem son olarak tutuklu olan tüm meslektaşlarının bir an önce serbest bırakılması çağrısında bulundu.